Brezilya: Lula’nın seçim kampanyasına neden destek vermiyoruz?

Brezilya’da 4 Ekim’de parlamento seçimleri yapılacak. Bugünkü durum, Bolsonaro’nun Kongre’de 52 sandalye kazanarak büyük kazanan olduğu 2018 seçimleriyle benzer değil. En makul senaryo, aşırı sağın krizi nedeniyle, Bolsonaro’nun yenilgisi olabilir.

Kemer sıkma politikaları açlığı, işsizliği ve ücret kesintilerini derinleştirdi. Pandemi inkârcılığıyla birlikte Bolsonaro’nun seçim tabanının çoğu eridi. Bu dönemi 2019 ve 2021 yıllarında aşırı sağa karşı ulusal mücadele günleri izledi. Görev süresinin yarısına geldiğinde Bolsonaro, 2020 belediye seçimlerinde yenildi. Yeniden seçilmek isteyen ve anketlerde önde gitmeyen tarihteki ilk başkan oldu. PT’nin (İşçi Partisi) değerlendirmeleri, Bolsonaro’nun ilk turda yenilmesi olasılığı üzerine spekülasyon yapıyor. Analizlerden bağımsız olarak, en olası eğilim, Lula ve Alckmin’in (Brezilya Sosyal Demokrat Partisi’nden [PSDB] São Paulo’nun eski valisi) Geniş Cephe’sinin (FA) bir zafer kazanabilecek olmasıdır.

Lula ve Alckmin’in Geniş Cephesi çözüm değil

Milyonlarca işçi ve genç, Bolsonaro’yu yenmek için Lula ve FA’ya oy verecek. Onlar bugünkü soykırımcı hükümete öfkeliler ve samimi bir şekilde çözümün Lula-Alckmin’e oy vermek olduğuna inanıyorlar. Bu mantığı anlıyoruz ama onunla aynı fikirde değiliz. CST (Sosyalist İşçi Akımı), FA’nın işçi sınıfı, mücadeleci gençlik ve halk sektörleri için gerçek bir alternatif olmadığını düşünüyor. İşçi sınıfıyla diyaloğumuzda, Lula-Alckim listesini desteklemememizin ve seçim kampanyasında FA’ya katılmamamızın üç nedenini açıkladık.

Birincisi, Lula ve PT, patronların siyasi partileri ve önderleriyle ittifak oluşturuyor çünkü ülkeyi onlarla beraber yönetecekler. Lula’nın başkan yardımcısı adayı Geraldo Alckmin, 1990’larda Brezilya’yı yöneten ve São Paulo’yu onlarca yıldır yöneten, işçi sınıfına ve halk sektörlerine karşı özelleştirmeler ve baskılar uygulayan geleneksel bir burjuva partisi olan PSDB’nin tarihi bir önderi. Alckmin, kadınlara ve LGBTQİA+lara karşı gerici gündemleri destekleyen Vatikan’ın aşırı sağ kanadı Opus Dei ile bağlantılı. FA, Renan Calheiros (eski cumhurbaşkanı Michel Temer’in partisi MDB’den) gibi burjuva politikacıları ve PSD’nin (şimdiki İletişim Bakanlığı’nı Bolsonaro hükümetinde tutan parti) geniş kesimlerini içeriyor. [MDB: Brezilya Demokratik Hareket Partisi, PSD: Brezilya Sosyalist Partisi] Lula, şu anki Senato başkanı PSD’li Rodrigo Pacheco ile yakın zamanda yaptığı bir toplantıda açıkça şunları söyledi: “Benim kampanyam sol değil. Kampanyam Brezilya toplumuna aittir.” (14 Temmuz 2022, globo.com) Benzer açıklamalar Fernando Haddad (2018 başkanlık seçimlerinde PT adayı) ve Gleise Hoffmann (PT’nin şu anki başkanı) tarafından, Brezilya burjuvazisinin üst kademeleriyle yapılan toplantılarda da yapıldı. FA’nın, Brezilya’daki gizli toplumsal baskıyı hafifletmek için bir burjuva emniyet vanası olması amaçlanıyor.

İkincisi, FA’nın hükümet programı, işçi sınıfının ve sömürülen sektörlerin sorunlarını çözmeyecek. Lula ve FA tarafından 20 Haziran 2022’de açıklanan “Brezilya’nın yeniden inşası programı için bir rehber” belgesi, sınıf uzlaşması yoluyla yönetmeye odaklanan bir burjuva programıdır: “Ufkumuz, tüm Brezilyalılara ait bir Brezilya için adil, dayanışma temelli, sürdürülebilir, egemen ve yaratıcı bir proje yaratmaktır.” Bu program, çalışma ve sosyal güvenlik reformlarını yürürlükten kaldırmayı önermemekte, dış ve iç borcun ödenmesi ve ülkemizin emperyalist egemenlik altında olması hakkında sessiz kalmaktadır. Çelik ve madencilik şirketleri CSN ve Vale gibi özelleştirilmiş hizmetlerin yeniden kamulaştırılmasını da önermemektedir. Yine bu programın tarım reformunun gerçekleştirilmesi ve Amazon halkı ile yerli halkların savunulması için gerçek bir önerisi yok. Açlığa, kemer sıkmaya, enflasyona ve işsizliğe gerçek bir çözüm sunmuyor. Diktatörlüğün işkencecilerini cezalandırmak, cani askeri polis ile hesaplaşmak, silahlı kuvvetlerin veya burjuva yargının gücüne karşı savaşmak gibi aşırı sağa karşı önerileri de yok.

Üçüncüsü de, Lula ve PT’nin zamanında ülkeyi patronlarla ittifak içinde yönetmiş olması ve bunun, yoksullar lehine hiçbir sonuç vermemiş olmasıdır. Hem Lula hem de Dilma 13 yıl boyunca iktidardaydı ve onların başkan yardımcıları da PL’den (Liberal Parti) Jose Alencar ve MDB’den Michel Temer’di. Patronlar ve iş dünyası partileriyle on yılı aşkın bir süre boyunca siyasi koalisyonlar oluşturarak, sınıf düşmanlarımızla ittifaklar kurdular.

Ulusal burjuvazi ve çokuluslu şirketlerle birlikte ve onlar için yönettiler, sosyal güvenlik alanında işçi haklarını yok eden reformları uyguladılar, üniversite hastanelerini, limanları, havaalanlarını, otoyolları ve kamu görevlilerinin emekli maaşlarını özelleştirdiler. Petrol havzalarını açık artırmaya çıkardılar, işçi sınıfının protestolarına rağmen kamusal alanlardaki fonları kestiler ve yerlilerin protestolarına rağmen Belo Monte fabrikasında olduğu gibi çokuluslu şirketleri kayırarak kapitalist çevre yıkımını derinleştirdiler. Çevre ve köylü hareketlerine rağmen GDO üretimini de serbestleştirdiler ve orman imtiyazları yasasıyla Amazon’un özelleştirilmesini kolaylaştırdılar. 13 yıl boyunca evanjelik milletvekilleriyle yapılan anlaşmalar nedeniyle feministlerin ve LGBTQİA+ların gündemi için ilerleme kaydedilmedi.

Ulusal Güvenlik Gücü’nün oluşturulması, favelalardaki [gecekondular] ve Haiti’deki askeri işgaller, siyah gençlerin hapsedilmesini artıran uyuşturucu yasası ve terörle mücadele yasası gibi otoriter gerilemelerden bahsetmiyoruz bile.

Patronlarla birlik, Bolsonaro’ya karşı verilen mücadelelere abluka uyguladı

FA’nın kendisinde ifadesini bulan patronlarla ve onların temsilcileriyle birlik, aşırı sağın otoriter ve açlık öngören projelerine karşı mücadeleleri abluka altına aldı. Sermaye ile emperyalizmin temsilcileriyle bir ittifak oluşturabilmek için, sağın sokaklardaki eylemlerini kapsamaları ve 2018’deki #EleNão’daki [“Onu Seçme”, Brezilya’daki feministlerin Bolsonaro karşıtı kampanyası] gibi yeni seferberlik günlerinden kaçınmaları gerekiyordu. Lula, Alckmin ve FA, “barış” merkezli bir kampanya yapmayı önüne koyuyor. Eletrobras’taki özelleştirmelere, Amazon’daki yerli halkın katledilmesine veya Foz do Iguaçu’daki PT yetkilisine karşı bir ulusal protesto çağrısı yapmıyorlar. Otoriter söylemlere veya Bolsonaro’nun elektronik seçim sandıklarına karşı seferber olmayı önermiyorlar.

PSOL, bağımsız bir sol odak inşa etme anlayışını terk ediyor

PSOL’un (Sosyalizm ve Özgürlük Partisi), Lula ve Alckmin önderliğindeki FA’yı destekleyen çoğunluk çizgisini tam da bu yüzden eleştiriyoruz. PSOL’un başkanlık seçimleri için tarihinde ilk kez bir adayı olmayacak. Bu, çoğunluk kanadındaki bazı sektörlerin veya Direniş akımından Valerio Arcary gibi önderlerin söylediği gibi sadece bir oy verme taktiği değildir. PSOL bağımsızlığını kaybetmiştir. PSOL, FA’nın yasal koalisyonunun ve kampanyasının ulusal koordinasyonunun bir parçasıdır ve Lula-Alckmin için ortak bir hükümet programı formüle etmiştir. İşte bu bağlamda REDE gibi bir burjuva partisi ile federasyon kurma temelinde bir ittifak yapabildi. PSOL’un içindeki bir akım olarak CST, patronların mevcut olmadığı orijinal PSOL’u savunarak bu çizgiye karşı savaşıyor (bkz. Brezilya işçi önderi Babá’dan PSOL militanlarına açık mektup). PSOL’daki çoğunluk politikasına katılmıyoruz ve Vera Lucia’nın başkanlık seçimleri için açıkladığı önadaylığını destekleyerek, bir Devrimci Sosyalist Kutup inşa etmek için mücadele ediyoruz.

Yorumlar kapalıdır.