İran’da emekçi halklar yararına kopuşun dinamikleri

Gazetemizin geçen sayısındaki yazımızda İran’da Mahsa Jina Amini’nin katledilmesiyle başlayan kitlesel ayaklanmanın hızlı bir şekilde İslam Cumhuriyeti rejimine karşı devrimci bir sürece evrildiğini yazmıştık. Ayrıca bu devrimci halk ayaklanmasına karakterini veren ana etmenleri analiz etmiştik.

Aradan geçen bir aylık süreçte, devrimci halk ayaklanması ikinci ayını geride bırakırken seferberlikler kitleselleşerek devam ediyor. Kadınların, gençlerin başını çektiği sürece işçi sınıfının farklı sektörleri grevlerle; tarihsel olarak molla rejiminin ideolojik tabanını oluşturan pazar esnafı ve tüccar kesimi ise boykotlarla, kepenk kapatma eylemleriyle dahil oluyor. Devrimci halk ayaklanması rejimin politik krizini her geçen gün derinleştirirken İran emekçi halkları arasındaki birleşik mücadele de perçinleniyor.

Kitleler nezdinde meşruiyetini yitiren rejim ise ayakta kalmak adına en iyi bildiği yola başvurarak şiddetin dozunu artırıyor. Ve bu noktada da özellikle İran emekçi halkları arasındaki birliği bölmek adına özellikle Kürtlere ve Belucilere dönük olarak sivil katliamlar gerçekleştiriyor. Ancak geri çekilirse inisiyatifi rejime devredeceğinin de bilincinde olan İran emekçi halkları da savunma pozisyonuna çekilmiyor.

Aksine, kitleler seferberlikler içerisinde kendi özörgütlenme organlarını inşa ederek mücadeleye süreklilik kazandırıyor. İşçi sınıfı fabrikalarda konseyler inşa ederken, emekçi halklar yerellerde mahalli komiteler etrafında örgütlenmeye çalışıyor. İşte tam da bu organların ülke çapında yaygınlaşması, devrimci süreci pat durumundan çıkartıp İran emekçi halkları lehine döndürebilecek en temel etmen.

İkili iktidar nüvesi taşıyan bu organların yaygınlaşıp ülke çapında bir koordinasyona erişebilmesi ve bu yolla bir genel grevin örgütlenebilmesi, kitlelerin temel talebi olan molla rejiminden kopuşun sağlanabilmesi adına oldukça kritik. Yine böylesi bir koordinasyonun İran emekçi halklarının demokratik, ekonomik ve sosyal taleplerini gündemine alan bir eylem programı ile donatılabilmesi rejimden, kapitalist sömürü düzeninin temsilcilerinden ve emperyalizmden kopuşun sağlanabilmesi için hayati önemde. Emekçilerin, kadınların, gençlerin ve ezilen ulusların taleplerini içeren yeni bir anayasanın hazırlanabilmesi ve şuralar eliyle bir işçi-emekçi iktidarının inşa edilmesinin gündeme gelmesi ancak bu şekilde mümkün olabilir.

Yorumlar kapalıdır.