Seçim ekonomisi iktidarı kurtarır mı?

İktidar seçime giderken eli kolu bağlı beklemiyor demiştik. Ekonomik anlamda da bu böyle. KYK kredi faizlerinin silinmesi, belirli borçların iptali ya da ötelenmesi, TOKİ konut projesi, yeni yılda ise (tıpkı geçen yıl olduğu gibi) asgari ücret artışını iktidarın reklam kampanyasının bir parçası haline getirerek sunması gibi tüm göz boyayıcı bu hamleler alım gücü düşen emekçilerin zararını karşılayacak düzeyde değil. Bugüne kadar kaşıkla ne verdilerse kepçeyle aldılar. Bizzat yarattıkları enflasyon yoluyla cebimizden çalmaya devam edilirken verdikleri her şeyi yine misliyle alacaklarını biliyoruz.

İktidar ayyuka çıkan enflasyonun yarattığı toplumsal hoşnutsuzluğun farkında ve seçime giderken bir şeyler yapma zorunluluğu hissediyor. Salt ekonomik paketlerle yetinmiyor, para ve kaynak bulabilmek için dış politikadan da yararlanıyor. Mısır, Suriye ve İsrail politikalarındaki “U” dönüşü ve Rusya’ya uygulanan ambargo nedeniyle Türkiye’nin Rusya’nın arka pazarı haline gelmesi, kısa vadeli de olsa, iktidarın ihtiyaç duyduğu kaynakların bir kısmını sağlayabilecek bir ortam yaratıyor. İktidar da eli kolu bağlı beklemiyor; bu kaynaklara ulaşabilmek için fırsat kolluyor. Seçime giderken içeride toplumsal muhalefete yönelik baskıyı artırırken dışarıda da bugüne kadar tükürdüklerini yalayarak bir dış politika değişikliğine gitmesi iktidarın ekonomik açmazının zorunlu bir sonucu olarak okunabilir.

İktidar doğabilecek bir ödemeler dengesi krizini seçim sonrasına öteleyebilmek için tüm dış politika hamlelerini yapmaya hazır. Rusya’nın Türkiye’de doğalgaz merkezi kurmayı planladığı, Almanya’nın cari açık verdiği, İsveç’in NATO’ya üye olabilmek için Türkiye’nin zorlamasıyla anayasa değiştirdiği bir ortamda kimse demokrasiden bahsetmiyor. Bu durum iktidar için içeride muhalefete dönük saldırıları daha fazla artırabilmenin uygun koşullarını yaratıyor.

İktidar 2023 seçimlerinde değişsin ya da değişmesin bugünü kurtarma pahasına geleceğe bir enkaz bırakmakta. Geleceğimizin çalındığı ve bir şey yapılmadığı takdirde çok uzun yıllar sürecek hayat pahalılığı ve yoksullaşma sürecine girdiğimiz düşünülürse yerli otomobil, yerli SİHA ya da bir dış kaynak iktidarı kurtarmaya yetmeyecek. Tüm kaynaklarını ekonomiyi sermayedarlar lehine bir cennete çevirmeye adayan bu iktidarın seçimler öncesinde kurguladığı makyajlı kırıntılara karnımız tok!

Biz yaratılan tüm kaynakların emekçiler için -onların alım güçlerinin enflasyon karşısında ezilmemesi için- kullanılmasını istiyoruz. Dış borç ödemeleri durdurulmalı, enflasyon dizginlenmeli ve ücretlere her üç ayda bir düzenli olarak zam yapılmalıdır.

Yorumlar kapalıdır.