Kıdem tazminatına yönelik tüm müdahalelere hayır!

Emekçilerin kazanılmış haklarının gaspına yönelik dönem dönem söylemlerde bulunan rejim, son olarak gözünü tekrar kıdem tazminatına dikti. Emekçilerin ürettiği servet, “Nas” politikalarının gölgesinde sermaye için oluşturulan araçlar vasıtasıyla patronlara transfer edilmiyormuş, emekçiler enflasyon karşısında ezilmiyormuş gibi tavan ücret uygulamalarıyla kuşa dönen kıdem tazminatı kaldırılmak isteniyor. Yani fatura yine emekçilere kesilmek isteniyor.

Neredeyse tüm ömrünü sermayeye hasretmek zorunda kalan emekçiler ise patronların Kod-29 bahanesiyle halihazırda “tazminatsız” olarak işten çıkarılıyor ve haklarına ulaşmak adına yasal yollara başvurmak zorunda kalıyor.

Dava açmadan evvel bir ay sürecek arabuluculuk müessesine başvurmak zorunda olan emekçiler ya yıllar süren dava süreci yüzünden bir an önce haklarına ulaşmak için bir kısım haklarından feragat ederek patron ile anlaşmak zorunda kalıyor ya da patronun gülünç teklifini reddetmek durumunda kalıyor.

Arabuluculukta anlaşılamaması halinde açılabilen dava 1,5-2 sene sürüyor. Nihayet haklarına ulaşacağını düşünen emekçinin karşısında bu sefer “icranın geri bırakılması” müessesi var. Patron karara itiraz ederek bu müesseseyi işletiyor ve 2-2,5 sene sürecek istinaf sürecini, bu sürece ek olarak şartları oluşuyor ise 1-1,5 sene sürecek temyiz sürecini başlatıyor. Toplamda 4,5-5 sene süren bu süreçte patron yalnızca karara itiraz edip teminat göstererek emekçinin haklarına kavuşmasını engelliyor. Tüm bu yargı sürecinin uzunluğu yetmezmiş gibi emekçiler bir de itiraz süreçlerinde kararın çeşitli nedenlerle bozulup bir önceki sürecin yeniden başlama riski ile karşı karşıya. Gerçek enflasyona oranla çok düşük faizler işletilen tazminata uzun seneler sonrasında ulaşan emekçinin hakkı ise yüksek enflasyon karşısında yine kuşa dönmüş oluyor. Mevcut yasal düzenlemeleri kendisine kalkan olarak kullanan patronun cebinden günün sonunda gülünç tazminatlar çıkıyor. Dolayısıyla kıdem tazminatı zaten kısmen gasp edilmiş oluyor.

Emekçilerin kazanılmış haklarının kâğıt üzerinde kalmasına sebep olan bürokratik zorluklar üzerine kıdem tazminatına yapılan saldırılar, kaynakların emek eksenli dağıtımına ket vurmakla birlikte keyfi işten çıkarmaların önünün açılmasına da hizmet ediyor.

Kıdem tazminatı bürokratik yollarla zaten kısmen erişilemez hale gelmişken; açıklanan Orta Vadeli Ekonomik Plan içinde yer alan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne ilişkin düzenleme de kıdem tazminatı tartışmalarını derinleştirmiş durumda. Emeklilik ile bağlantı olarak yapılması öngörülen düzenlemeler ile emekçilerin en önemli güvencelerinden biri olan kıdem tazminatının fiilen gaspı hedeflenmektedir.

Emekçiler olarak kıdem tazminatına yönelik saldırılara derhal son verilmesini, kıdem tazminatının şarta bağlı olmaktan çıkarılmasını, bu konudaki yargı süreçlerinin hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını, işçilik alacaklarına kavuşmayı geciktiren düzenlemelerin kaldırılmasını ve son 40 yılın en düşük seviyesine gerileyen kıdem tazminatı tavanının gerçek enflasyon oranında derhal güncellenmesini talep ediyoruz. Bu doğrultuda tüm emekçi örgütlerin seferberliğinde bir mücadele hattının kurulması acil ihtiyacımız!

Yorumlar kapalıdır.