İktidar cephesinde sular durulmuyor

Daha beş ay önce seçimleri kazanan Cumhur İttifakı’nın içindeki çelişkiler seçim sonrasında gün ışığına çıktı. Genişleyen iktidar cephesi, bir zamanlar Erdoğan’ın Millet İttifakı’na yönelttiği beş benzemez eleştirisini en az onlar kadar hak ediyor.

En başta, iktidarın büyük ortakları AKP ile MHP arasında gerilim görünür hale geldi. MHP ile yakınlığı bilinen Süleyman Soylu görevden alındı; yerine atanan İçişleri Bakanı Yerlikaya döneminde sınırlı çete operasyonlarıyla, ülkücülere yakın mafya örgütleri hedef alındı. Bahçeli, AKP’nin, Cumhurbaşkanının yüzde 50+1 ile seçilmesi esasını değiştirme niyetini açıkça eleştirdi. Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesinin statüsünün değiştirilmesi önerisinin AKP’de yarattığı rahatsızlık ortada. İki ortak, gerek devlet içinde kadrolaşmada partilerin alacağı pay gerekse de toplumsal muhalefetin bastırılmasında kullanılacak yöntemler konularında birbirleriyle mücadele içinde.

İktidarın küçük ortaklarından BBP ve YRP, bütçeye önemli eleştiriler getirdi. BBP lideri Mustafa Destici önce emeklilere kök maaş üzerinden yapılan yetersiz zamdan hoşnutsuzluğunu dile getirdi, ardından akaryakıt zammını eleştirip zenginler yerine yoksulların vergilendirilmesine ilişkin “ahlaki değil” ifadesini kullandı. YRP lideri Fatih Erbakan ise ekonomik kriz bağlamında AKP’yi “vatandaşların mağduriyetini görmezden gelmekle” eleştirdi, bütçeye hayır oyu vereceklerini açıkladı. Ayrıca YRP, üç metropol dışında, yerel seçimlerde kendi adaylarıyla Cumhur İttifakı ile yarışacak. Ancak, iki partinin zengin-yoksul ikilemi üzerinden getirdiği eleştiriler bir yanılsama yaratmamalı; çünkü bu sahte söylemler, kriz nedeniyle AKP’den kopabilecek emekçi kesimleri kendi partileri aracılığıyla ittifak içinde tutmaya hizmet etmekten başka bir işleve sahip değil.

İttifakın en gerici üyesi olan Hüda-Par ise Kürt halkına özerklik ile anadilinde eğitim hakkı taleplerinin yanı sıra, Şeyh Sait’e sahip çıkmasıyla da başta MHP ve BBP olmak üzere diğer ortaklarla çatışma içinde. Son gelişmelerin ardından yerel seçimlere milliyetçi bir histeri ortamında, CHP’yi terörle ilişkilendirme kampanyasıyla girileceği anlaşılıyor; ancak Hüda-Par’ın tutumu, iktidarın bu politikasının tutarlığına zarar veriyor.

İktidar cephesinde ciddi kriz dinamikleri mevcut. Ancak, bu sürtüşmelerin kısa vadede bir dağılmaya yol açması olası görünmüyor. Tüm ayrılıklarına rağmen kendi ajandalarını hayata geçirmek veya tabanlarını genişletmek amacıyla bu birlikteliğe muhtaçlar. Hele hele yerel seçimler öncesinde… İktidarın parçası olmaktan elde ettikleri güç, beş partiyi bir arada tutan başlıca neden. Özünde patronların çıkarlarını savunan bu ittifak, ancak milyonlarca işçi ve emekçinin haklı talepleri ekseninde verilecek bir mücadeleyle yenilebilir.

Yorumlar kapalıdır.