İUB-DE 8. Dünya Kongresi: Devrimcilerin birliğinde bir adım daha ileri!

İşçi Demokrasisi Partisi’nin de bileşeni olduğu İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal’in (İUB-DE) 8. Dünya Kongresi 7–10 Aralık tarihleri arasında Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te gerçekleşti. Kongreye Arjantin, Bolivya, Brezilya, Şili, Kolombiya, Meksika, Panama, Peru, Portekiz, İspanyol Devleti, Türkiye, Dominik Cumhuriyeti ve Venezuela olmak üzere 13 üye partinin delegeleri katıldı. Bunun yanı sıra Haiti, Senegal, İtalya, Ukrayna ve Filistin’den davetliler de kongreye fiziksel olarak katılamasalar da internet üzerinden bağlandılar.

8. Dünya Kongresi’nin İUB-DE’nin inşası bağlamında en kritik noktalarından biri, geçtiğimiz üç yıllık süreçte Portekiz’den Sosyalist Alternatif Hareketi (MAS) ve Kolombiya’dan Devrimci Sol Birlik (UNIR) gruplarının enternasyonal inşaya kazanılmaları ve kongreye dahil olmalarıydı. Bu, devrimcilerin birliği şiarını yükselten bizler adına niteliksel öneme sahip bir sıçrama oldu.

Üç yılda bir gerçekleşen İUB-DE Dünya Kongresi’nde dört gün boyunca dünya politik durumunun ve sınıflar mücadelesinin analizleri, Enternasyonal’in önümüzdeki süreçte ön plana çıkaracağı temel politik kampanyalar ve hem seksiyonların hem de dünya partisinin inşasının ana hedefleri üzerine detaylı tartışmalar gerçekleşti.

Kapitalizmin çoklu krizi ve devrimci önderlik boşluğu

Bizler için 2008 yılından bu yana dünya sınıflar mücadelesinin temel belirleyenlerinden biri kapitalist ekonominin dünya krizi olmayı sürdürüyor. Kapitalizmin henüz kendi yararına bir çıkış bulamadığı bu kriz, pandemi ve iklim krizi ile birlikte çoklu bir krize de dönüşmüş durumda. Yine ekonomik kriz karşısında kapitalist hükümetlerin uygulamaya çalıştığı kemer sıkma politikalarına ve rejimlerin daha baskıcı, Bonapartist bir eğilime yönelmesine karşı da 2008 yılından bu yana dünya emekçi halklarının mücadeleleri eşitsizlikler ve çelişkilerle devam ediyor.

Bu çelişkilerin bir kısmı sınıflar mücadelesinin kendi içsel dinamiklerinden kaynaklanıyor olsa da bizler için en belirleyici olan analiz, devrimci önderlik boşluğu olmayı sürdürüyor. Geçtiğimiz 15 yıllık süreçte, dünyanın birçok ülkesinde kitleler kapitalist sömürüye ve baskıcı rejimlere karşı devrimci seferberliklere imza atmış olsa da bu seferberlikler içerisinde, kitlelerin kopuş özlemlerine eşlik edecek bir devrimci önderlik açığa çıkabilmiş değil. Tersine, birçok örnekte merkezci, reformist sol-sosyalist hareketlerin ehven-i şer politikalarına, “daha iyi bir kapitalizm mümkün” safsatasına tanıklık ettik. Ve bu alternatifsizlik durumu, bazı ülkelerde popülist söylemlerle aşırı sağın seçim zaferleri kazanmasının da önünü açtı.

Tam da bu nedenlerle, İUB-DE 8. Dünya Kongresi’nin en önemli çıktısı, bu alternatifsizliği ortadan kaldırma görevi oldu: kitlelerin acil talepleri uyarınca, işçi sınıfının bağımsızlığı perspektifiyle, devrimcilerin birliği şiarıyla devrimci programın yükseltilmesi ve devrimci partilerin inşası stratejisi. Evet, görev kolay değil ama bir zorunluluk olmayı da sürdürüyor.

Yorumlar kapalıdır.