Filistin halkının direnişi sürerken İsrail giderek yalnızlaşıyor

Saldırıların üzerinden neredeyse dört ay geçmesiyle birlikte Filistin halkına yönelik soykırım devam ediyor.

Bu açıklamanın kaleme alındığı sırada Gazze’de Siyonist ordu tarafından öldürülen Filistinlilerin sayısı, 12.000’i çocuk ve 8.000’den fazlası kadın olmak üzere 27.000’den fazlaydı. Yüzde 70’i çocuk ve kadın olmak üzere 7.000 kişi enkaz altında halen kayıp durumda. Batı Şeria ve Kudüs’te Siyonist ordu 380’den fazla Filistinliyi öldürdü ve yaklaşık 4.200’ünü yaraladı.

Ancak görünen o ki Gazze’deki Filistin nüfusunun ayrım gözetmeksizin bombalanması Siyonizm için yeterli değil, şimdi de Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarının 7 Ekim’de İsrail’e yönelik direniş saldırısına katıldıkları iddia edildi ve bu da ABD, Avustralya, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Hollanda, İsviçre ve Finlandiya tarafından bu kuruluşa yapılan yardımın askıya alınmasına yol açtı.

UNRWA, hayatta kalmak için öncelikle kendisine muhtaç olan Gazze halkına insani yardım sağlamakta; ancak İsrail, ABD ve Avrupa ülkeleri bu gerçeği göz ardı ederek Filistin halkına karşı zalimce bir misilleme yürütmekte. Gazze anklavına uygulanan acımasız kuşatmayı yeterli görmüyorlar. Bu nedenle, İşçilerin Uluslararası Birliği-Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) olarak bu suç eylemini reddediyor ve Gazze’deki Filistin halkına insani yardımın derhal yeniden sağlanmasını talep ediyoruz.

Filistin’e destek için dünya çapında seferberlikler sürüyor

Gazze’de sivillere, gazetecilere, doktorlara, insani yardım kuruluşlarının çalışanlarına, hastanelere, okullara, kiliselere, camilere ve üniversitelere yönelik suç teşkil eden bombardımanların ötesinde, Siyonist varlığın Filistinlilere karşı işlediği suçlara karşı dünya çapında yükselen tepki de giderek artıyor. Dünyanın dört bir yanında binlerce kişi Filistin halkını desteklemek ve Siyonist saldırganlığı reddetmek üzere seferber oluyor. Futbol stadyumları, basketbol stadyumları, konserler ve diğer kamusal etkinlikler Filistin’i destekleyen protestolara ve gösterilere sahne oluyor.

Uluslararası medya artık İsrail’in eylemlerinin “Hamas’a karşı bir savaş” olduğu şeklindeki yanlış söylemle kandıramaz. Bu bize Yahudilere, Romanlara, Slavlara ve “aşağı” olarak görülen herkese karşı Nazi rejimini hatırlatıyor. Açıkça söylemek gerekirse, Filistin’deki Siyonist soykırım açığa çıkmakta ve savunulamaz olanı savunmayı zorlaştırmaktadır.

Güney Afrika’nın açtığı dava: İsrail’in uluslararası yalnızlaşmasının bir ifadesi

Güney Afrika hükümetinin 29 Aralık 2023 tarihinde Uluslararası Adalet Divanı (ICJ) nezdinde açtığı ve İsrail’i Gazze’deki Filistin halkına karşı soykırım yapmakla suçlayan dava bu yalnızlaşmanın bir ifadesidir. 

Güney Afrika’nın açtığı davaya aralarında Mısır, İran, Irak ve Türkiye’nin de bulunduğu İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye olan 57 ülke katıldı. Bolivya, Venezuela, Brezilya, Şili ve Kolombiya da davaya katıldı.

Bu bağlamda, 26 Ocak’ta ICJ, Gazze’de ateşkes çağrısında bulunmayan oldukça ılımlı bir geçici karar verdi. BM ve diğer emperyalizm yanlısı örgütler Filistin’deki Siyonist saldırganlığı güçlü bir şekilde kınamamakta.

İUB-DE olarak 12 Ocak’ta yaptığımız açıklamada bu davayı desteklemiş ancak “BM’ye ve onun emperyalistlerin egemenliğindeki organlarına güvenmediğimiz” uyarısında bulunmuştuk.

Dava sonucunda kararın çıkması yıllar alabilir. İlginç olan, ICJ’nin, Güney Afrika’nın açtığı davanın gördüğü uluslararası basınç ve medya basıncı da dahil olmak üzere, soykırıma karşı küresel basınç nedeniyle ön tedbir almak zorunda kalmış olmasıdır.

Bu durum, Siyonist saldırganlığı yenilgiye uğratana kadar emperyalizmi, İsrail’i ve uluslararası kurumları duvara toslatmak için seferberliğin devam etmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Avrupa ülkeleri, İsrailli yetkililerin açıklamalarını reddediyor

Hollanda, İspanya, Fransa, Şili, Birleşik Krallık ve ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey hükümet yetkilileri, İsrailli bakanlar Ben-Gvir ve Smotrich’in son açıklamalarını reddetti. Ben-Gvir, Filistinlilerin Gazze’den çıkmasının ve İsrail yerleşimlerinin bölgede yeniden kurulmasının “doğru, adil, ahlaki ve insani bir çözüm” olduğunu söylemişti. Sözlerine şunları da ekledi: “Bu, Gazze sakinlerini dünyanın dört bir yanındaki ülkelere göç etmeye teşvik edecek bir proje geliştirmek için bir fırsattır.” Smotrich ise İsrail’in Gazze’deki Filistinli nüfusun büyük bir kısmının bu küçük yerleşim bölgesinden göç etmesini sağlamak için çalışması ve ardından burada İsrail yerleşimleri kurması gerektiğini söyledi. 

İsrailli isimler Netanyahu’yu istifaya çağırdı

Netanyahu’ya yönelik eleştiriler İsrail içinde de devam ediyor. 26 Ocak’ta 40’tan fazla eski üst düzey İsrailli ulusal güvenlik yetkilisi, aralarında üç Nobel ödülü sahibinin de bulunduğu önde gelen biliminsanları, iş insanları, büyükelçiler ve eski hükümet yetkilileri, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Knesset Başkanı Amir Ohana’ya gönderdikleri ve Başbakan Benjamin Netanyahu’nun 7 Ekim’deki Filistin direniş saldırılarından sorumlu tutularak görevden ayrılmasını talep eden bir mektup yayımladı.

Mektubun İsrail medyasında yayımlanması, geçtiğimiz cumartesi günü Tel Aviv’de binlerce kişinin katıldığı protesto gösterileriyle aynı zamana denk geldi. “Ateşkes”, “Anlaşma, şimdi”, “Rehineleri geri getirin” ve “Siyasi soruna askeri çözüm olmaz” yazılı pankartlar taşıyan göstericiler Netanyahu’yu reddediyor ve Hamas’ın elindeki rehinelerin kurtarılması için bir anlaşma yapılmasını talep ediyor.

Bu arada İsrail parlamentosu üyesi Ofer Cassif, Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı nezdindeki davasını destekledi ve Gazze için ateşkes çağrısında bulundu. Milletvekili, İsrail’de ifade özgürlüğünün olmamasını kınadı. Filistinlilere yönelik saldırganlığı durdurmak için sesini yükseltmeye cesaret edenlere zulmediyor ve onları tehdit ediyorlar.

Filistin halkının direnişi devam ediyor

İsrail, uluslararası alanda her geçen gün daha da yalnızlaşıyor. Gazze’deki canice bombardımanlara ve işgal altındaki Batı Şeria’da saldırı ve baskınlara rağmen Filistin direnişini yenmeyi başaramadı ve rehineleri kurtaramadı. Kahraman Filistin halkı, yaşadığı korkunç acılara rağmen direnmeye devam ediyor.

İşte bu nedenle, dünyanın dört bir yanında insanların yaptığı gibi seferber olmaya devam etmeliyiz. Sokaklarda Siyonist soykırımı reddeden ve Filistin direnişini destekleyen binlerce kişi olmalıyız. 

Bu büyük dünya hareketinin bir parçası olan İşçilerin Uluslararası Birliği-Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE), Siyonist devlet yenilgiye uğratılana kadar seksiyonlarımız aracılığıyla eylem birliklerini destekleyecektir.

İUB-DE, halkları hükümetlerinden şunları talep etmeye çağırıyor:

İsrail ile ekonomik, kültürel ve askeri anlaşmalara son!

İsrail’e daha fazla silah sevkiyatı yapılmasın. ABD’den mali ve askeri yardıma son!

Yemenli Husilerin Kızıldeniz’de İsrail gemilerine veya Siyonistlere mal taşıyan gemilere yönelik saldırılarını durdurmak için ABD tarafından kurulan deniz koalisyonunu reddediyoruz!

Halklar, seferberlikleriyle, hükümetlerinden, özellikle de Arap hükümetlerinden İsrail ile ilişkilerini kesmelerini ve Filistin direnişini ihtiyaç duyduğu her şekilde desteklemelerini talep etmelidir.

5 Şubat 2024

İşçilerin Uluslararası Birliği-Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE)

Yorumlar kapalıdır.