Muhittin Karkın’ın devrimci Marksist mirası, İstanbul’da anıldı

Türkiye Troçkizminin kurucu önderlerinden, Türkiye’de Morenist akımın, İşçi Cephesi’nin ve İşçi Demokrasisi Partisi’nin kurucularından, İDP merkez komite üyesi ve Gazete Nisan yazarı Muhittin Karkın, yoldaşları tarafından 4 Şubat Pazar günü gerçekleştirilen panelde anıldı.

“Mücadeleye Adanmış Bir Ömür: Muhittin Karkın” başlıklı panelde, iki oturum boyunca söz alan İspanya’dan, Arjantin’den ve Türkiye’den konuşmacıların yanı sıra, Muhittin’in ailesine, öncü işçilere ve selamlamalara yer verildi. Sosyalist Emekçiler Partisi, Türkiye İşçi Partisi, İşçinin Kendi Partisi ve Suriye Demokratik Sol Partisi’nden delegasyonlar ve Türkiye Troçkist hareketinin inşasına katkı sunmuş önemli kadroları da Muhittin Karkın’ın politik mirasının anıldığı bu etkinlikte yoldaşlarını yalnız bırakmadı. 

Etkinlikte ayrıca Enternasyonal Yayıncılık tarafından basılan üç değerli kitap da ilk kez okurlarıyla buluştu. Yaklaşık 200 kişinin takip ettiği panelde İspanyolca gerçekleştirilen konuşmalar etkinlik boyunca simultane bir şekilde izleyiciler için çevrildi.

Devrimci Marksizm ve 20. Yüzyıl Dersleri –  Nahuel Moreno / İşçi Demokrasisi Partisi: Tarihsel ve Politik Kökenleri – Oktay Çelik/ Türkiye’de Devrimci Partinin İnşası – Muhittin Karkın.

Açılışta 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenler ve milletvekilliği henüz düşürülen Can Atalay anıldı. Açılışın konuşmasının ardından Muhittin yoldaşın hayatındaki önemli dönemeçleri aktaran bir sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi.

Sinevizyon gösteriminin akabinde ilk olarak oğullarının gerçekleştirdiği konuşmalarda; Muhittin yoldaşın mücadeleyle dolu hayatından, İDP’nin kuruluşu sürecindeki heyecanından ve kişisel hayatından bahsedildi. Muhittin’in yol arkadaşı ve İşçi Cephesi geleneğinin kurucu kadrolarından Refan ise konuşmasında, 12 Eylül askeri darbesi döneminde işçi sınıfının mücadelesinin zorluklarından bahsetti. Refan ayrıca bugün İDP’nin sürdürmekte olduğu devrimci Marksist siyasetin önemini vurguladı ve dayanışma duygularını paylaştı.

Türkiye’de devrimci partinin ve enternasyonalin inşasına katkıları

İlk oturumda Muhittin Karkın’ın Türkiye’de devrimci partinin ve enternasyonalin inşasına katkıları konuşuldu. İDP Genel Başkanı Oktay Çelik,  İşçilerin Uluslararası Birliği- Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) Uluslararası Sekreterlik üyesi Miguel Sorans, Lluita Internacionalista’dan (Enternasyonalist Mücadele) Esther del Alcázar ile, İDP üyesi ve Troçkist Genel Yayın Yönetmeni Kaan Gündeş; moderatör Cemre Sava’nın soruları eşliğinde konuşmalarını gerçekleştirdi. 

Oktay Çelik, ilk sözünde, Muhittin’le nasıl tanıştığını ve bu tanışıklığın İDP’ye kadar gelen süreci nasıl belirlediğini aktardı. Çelik, Kuruçeşme toplantılarına bir işçi grubu olarak katıldıklarını ve Muhittin’in de bu toplantılarda kendisiyle ilk kez temas kurduğunu ifade etti. Çelik, sosyalist hareketin rekompozisyon döneminden geçtiği ‘80 sonrası dönemde Muhittin’in solun kendi iç tartışmalarından öte, esas olarak öncü işçilere yöneldiğini ve bu sayede kendisiyle tanıştığını vurguladı. İkinci sözünde Troçkizmin Türkiye’deki inşa sürecine değinen Çelik, “Muhittin, Türkiye’de Troçkizmin mevcudiyetinin en önde gelen nedenlerinden biridir. Onun ve birkaç yol arkadaşının bilinçli çabaları olmaksızın Troçkizm Türkiye’de var olamazdı. Bu anlamda sonraki ayrımlar, tartışmalar bir yana Muhittin ile birlikte Masis Kürkçügil, Orhan Koçak, Orhan Dilber, Şadi Ozansü, Enis Rıza, Nalan Sakızlı, Rıfat Ucur, Refhan Atasoy, Ahmet Doğançayır, Hakkı Yükselen, Ali Rıza Tura ve bir dizi isim Türkiye Troçkizminin kurucuları olarak istisnai bir zorlu tarihi rol üstlenmiştir. Ama bu kadar değil. Muhittin, Türkiye’de Troçkizm’in bir politik akım olarak gelişmesinin de en önde gelen aktörlerinden biridir. Muhittin ve yol arkadaşları olmasaydı Türkiye’de Troçkizm bir fikir olmanın ötesine geçemezdi. Ve bana göre en önemlisi Muhittin Troçkizmin entelektüel bir uğraş olmanın ötesine geçerek doğrudan işçi sınıfı içinde inşa edilen bir politik akım haline gelmesinin baş müsebbibidir,” diye belirtti.

Muhittin’in İspanya Devleti’nde kaldığı dönemde birlikte mücadele verdiği Esther del Alcázar ise, kendisiyle ilk kez -o henüz İspanya’ya gelmeden önce- Bosna için düzenlenen uluslararası bir kampanya sürecinde tanıştıklarından bahsetti. Muhittin’in politik tartışmalara sunduğu katkıların öneminden bahsetti. Özellikle, Türkiye’deki ulusal soruna yani Kürt meselesine ilişkin ve İspanya’daki ulusal sorun olan Katalan meselesine ilişkin görüşlerini enternasyonalist bir perspektif ile nasıl geliştirdiğini aktardı.

Miguel Sorans, Arap devrimleri sürecinde ilk kez Muhittin’le temas etme şansını elde ettiğini ifade etti. Bu dönemde Arap devrimlerini oldukça önemsediklerini ve gerici rejimler karşısındaki halk seferberliklerine sosyalist devrim hedefi doğrultusunda nasıl katkı sunabileceklerini birlikte tartıştıklarını ve bu eksende bir inşa faaliyetine giriştiklerini anlattı.

Kaan Gündeş, Muhittin’in düzenli ve öncü işçilerin sorunlarını ele alan bir yayın faaliyetinde saplantılı denebilecek kadar hassas olduğunu vurguladı. Yayının yalnızca yazı üretimi noktasında değil tasarım vb. kısımlarında da yer aldığını ifade eden Gündeş, onun son derece disiplinli bir şekilde bu yayın faaliyetinin her aşamasında rol aldığından bahsetti. Aynı zamanda Muhittin’in Troçki’nin sürekli devrim kuramını Türkiye’de uygulayan ilk militanlardan olduğunu, bu eksende rejimin ve Türkiye devriminin karakterinin tahlilini yaptığını aktardı.

Oturumun bitmesinin ardından bir ara verilirken sonrasında panel, Sosyalist Emekçiler Partisi ve Türkiye İşçi Partisi’nden, devrimci Marksist yazar Volkan Yaraşır’dan gelen selamlamalar ile açıldı. Muhittin Karkın’ın İspanyada geçirdiği yıllarda çalıştığı öğrenci yurdundan mesai arkadaşları ve öğrencilerden gelen mektupların okunması ve 22 yıllık hayat arkadaşı Maribel’in ilettiği selamlama ile devam etti. İkinci oturuma başlamadan önce metal ve tersaneleri işçileri arasında çok uzun yıllardır militan sınıf çalışması sürdüren İDP üyesi İlhan Yıldırım söz aldı. İlhan yoldaş, Manisa işçileri içerisinde Muhittin’le birlikte sürdürdükleri devrimci sınıf faaliyetine ilişkin aktarımlarda bulundu. Muhittin’in Stalinizmin bürokratik yaklaşımlarının tersine işçi demokrasisi ilkesi uyarınca işçilerle birlikte öğrenilebileceğini ve onlarla birlikte mücadelelerde karar alınabileceğini kendilerine öğrettiğini vurguladı.

Militan mücadelesi ve örgütlenme deneyimleri

İkinci oturumda İUB-DE İspanya devleti seksiyonu Enternasyonalist Mücadele’den Marga Olala ve Christina Mas’ın yanı sıra İDP üyeleri Atakan Çiftçi ve Görkem Duru da moderatör Sedat Durel’in soruları eşliğinde konuşmalarını gerçekleştirdi.

İlk konuşmacı Atakan Çiftçi, Muhittin Karkın’ın nasıl ve hangi koşullarda Troçkizmi keşfettiğine, ’70’li yıllardaki mücadelesinin ayırt edici yönlerine değindi. TİP’e üye olarak devrimci mücadeleye başlayan Muhittin’in, dönemin sosyalist devrim ve milli demokratik devrim savunucuları arasındaki strateji tartışmalarına devrimci Marksist bir yanıt üretebilme çabası sonucunda Troçki’yi ve onun sürekli devrim kuramını nasıl keşfettiğini anlattı. Troçki’ye referansla “1960’lı yılların sonuna gelindiğinde, Türkiye’de Troçkizm’in bir politik akım olarak var olması için gerekli nesnel önkoşullar sadece olgunlaşmakla kalmayıp, neredeyse çürümeye yüz tutmuştu” diyerek, ’70’li yıllarda Türkiye’deki ilk kez bir Troçkist örgüt kurma girişiminin hem istisnai hem de zorunlu niteliğine değindi. Çiftçi sözlerine şöyle devam etti: “12 Eylül cuntasından önce Ağaç Sanayii İşçileri Sendikası Başkan Yardımcısı ve DİSK başkanlar kurulu üyesi olarak Muhittin, DİSK’i darbe tehdidine karşı uyarıyor, DİSK önderliğinin ve diğer akımların sözde ilerici burjuvazi ile kurulması arzulanan Ulusal Demokratik Cephe politikasının aksine sınıf bağımsızlığı temelinde işçi sınıfının ve sosyalist hareketin yükselen faşizme karşı bir birleşik işçi cephesi kurmasını ve askeri darbe tehdidine karşı DİSK öncülüğünde bir politik genel greve hazırlanılmasını öneriyordu.”

Marga Olala, Muhittin’in gençlerle kurduğu ilişkinin özellikle dikkatlerini çektiğini söyledi. “Muhittin gençlerle eşit bir şekilde ilişki kurar ve hem onlardan öğrenir hem de onlara bir şeyler öğretmeye çalışırdı.” Marga, Muhittin’le çokça tartıştıklarını ve bunun oldukça önemli olduğunu çünkü partiyi inşa etmek için bu tartışmaların gerekliliğini vurguladı. “İşçi sınıfını kazanmak istiyorduk ve bunun için hangi stratejilerin gerekli olduğunu yoğun bir şekilde tartışırdık.” diyerek sözlerini noktaladı.

Marga’nın ardından söz alan Christina Mas şunları söyledi: “Ortadoğu’daki gelişmelere bakarken solun önemli kısmı maalesef sosyal demokrat ve Stalinist bir perspektifle hareket ediyor.  Bizim temel pozisyonumuzsa her zaman işçi sınıfının bağımsız hattını ön plana koymak oldu. Steril bir devrimin mümkün olmadığını düşünüyoruz ve görüyoruz. Bu yüzden ‘elimizi kirletiyor’ ve mücadele eden halklara dışardan ahkam kesmiyoruz. Muhittin, Barcelona’ya Oslo anlaşmasının ardından gelmişti. Bu anlaşmanın Filistin direnişi için olumsuz etkilerini o zamanlar öngörmüştü. Bugün Oslo sürecinin etkilerinin ne kadar yıkıcı olduğuna çok açık bir şekilde tanıklık ediyoruz.”

Son konuşmacı Görkem Duru ise Muhittin’in enternasyonalist perspektifini ve inşacılığını vurgulayan bir konuşma gerçekleştirdi: “Muhittin büyük bir teorisyendi fakat en çok da devrimci pratikle ilgiliydi ve bu yüzden devrimci teoriyi her zaman parti inşasına yönelik kullanırdı. Azılı bir enternasyonalistti. Hiçbir zaman devletler arası ilişkiler açısından enternasyonalist olmadı, parti inşası perspektifinde bir enternasyonalizm sergiledi. Türkiye’den dünyaya değil, dünyadan Türkiye’ye bakardı. Sınıfın içinde sınıfa uyarlanmadan ve sınıfı karşısına almadan mücadele etmeyi ömrü boyunca sürdürdü ve bu mücadelede en önemli ilkesi işçi demokrasisi idi. En önemli eseri de bu ilkeyle yola çıkmasında büyük katkı sunduğu İşçi Demokrasisi Partisiydi.” Sözlerini bu şekilde tamamlayan Görkem, son olarak da Muhittin’in devrimci Marksist mirasının sahip çıkmanın en önemli yolunun Türkiye’de ve dünyada Dördüncü Enternasyonal’i ve onun partilerini inşayı sürdürmek olduğunu ifade etti.

İkinci oturumun kapanışının ardından salondaki herkesin hep birlikte ve coşkulu bir şekilde enternasyonal marşını okumasıyla Muhittin Karkın’ın mücadele dolu hayatı anısına düzenlenen panel sona erdi.

Yorumlar kapalıdır.