Samatya’daki ırkçı saldırıların sorumlusu devlettir!

Samatya’da Kasım ayından beri yalnız yaşayan Ermeni kadınlar ırkçı saldırıların hedefi haline gelmiş durumda. Bu saldırılar ilk başta adi suç vakaları, “münferit” olaylar olarak lanse edilse de, saldırıların sistematikleşmesi, gerçekleştirilme biçimlerinin birbirine çok benzemesi ve işlenen cinayetlerin salt öldürme ya da gasp kastıyla açıklanamayacak bir şiddet içermesi olayların “münferit” olmadığını aksine Ermeni halkına yönelik “nefret saldırıları” olduğunu kanıtlamıştır.

Saldırılar ilk olarak 28 Kasım’da, 87 yaşındaki Turfanda Aşık’ın evine girerken darp edilmesiyle başladı. Kadın bu olay neticesinde bir gözünü kaybetti ve iki hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra hayata dönebildi. Saldırganın evden hiçbir şey almadığı, ortalığı bile karıştırmadığı ortaya çıktı. İddia edilenin aksine amaç hırsızlık değildi.

İkinci saldırı bu olaydan tam bir ay sonra, 28 Aralık’ta yaşandı. Maritsa Küçük 84 yaşında yıllardır Samatya’da yaşayan Ermeni bir kadındı. Maritsa’nın ölümüyle sonuçlanan bu saldırıda da, hunharca şiddet vardı; ancak hırsızlığa dair hiçbir ibare yoktu. Hatta oğlunun ilk ifadesi çevreye ve bazı internet sitelerine yaşlı kadının gövdesinde haç şeklinde bir kesik olduğu şeklinde yansıdı. Ancak savcılığın dosya üzerinde gizlilik kararı alması ile oğlu bu ifadesini geri aldı. Normalde savcılığın gizlilik kararı alması bir “suç örgütü”ne karşı yürütülmekte olan bir soruşturma ya da ulusal güvenliği tehdit eden bir tehlike söz konusu olduğunda gerçekleşir. Kriminal bir vaka addedilen bir cinayet dosyasıyla ilgili bilgilerin basından ve kamuoyundan saklanmasındaki bu çaba bize tanıdık geliyor…

Üçüncü saldırı 6 Ocak’ta, Apostolik Ermenilerin Noel’i olan Surp Dzınunt yortusunda, yaşlı bir kadının üç kişi tarafından kendisine para vereceklerini söyleyerek kaçırılmaya çalışılmasıyla gerçekleşti. Bu olayı 22 Ocak günü 80 yaşındaki Sultan Aykar’ın evine girerken bir kişi tarafından saldırıya uğraması takip etti. Sultan Aykar bu saldırı sonucunda bir gözünü kaybetti. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) raporuna göre, aynı gün sosyal paylaşım sitesi facebook’ta Sultan Aykar’ın adını taşıyan, “Geberdi” logolu bir sayfa açıldığı ve 177 kişinin sayfaya ‘arkadaş’ olarak kayıt olduğu belirlendi. Ayrıca Sultan Aykar’ın darp edildiği gün Samatya’da bulunan Rum kilisesine yönelik taşlı saldırı gerçekleştiği iddia ediliyor. Son saldırının ise, 23 Ocak’ta yaşandığı biliniyor. Biliniyor diyoruz çünkü saldırıya uğrayan Ermeni kadın şikayette bulunmak istemedi. Kadının Ermeni toplumu ve kendisine ulaşmak isteyen çeşitli kurumlarla ‘kod adı’ ile görüşmeyi kabul etmesi yaşanan sürecin dehşet boyutunu ortaya koymaktadır.

Açık ki, ırkçı nefret saldırıları olan bu olaylarla ilgili herhangi bir zanlı gözaltına alınmamış ve failler ortaya çıkarılmamıştır. Öyle ki, bu topraklarda 24 Nisan 1915’ten beri Ermeni halkına yönelik zulüm sistematik olarak sürmektedir. 6 yıldır aydınlatılmayan Hrant Dink davası, Malatya Zirve Yayınevi’ndeki katliam, Rahip Santoro cinayeti, er Sevag Balıkçı’nın ölümünde faillerin bulunamaması/cezalandırılmaması bir tesadüf müdür?

Daha Şubat 2012’de Azerbaycan ve Türkiye hükümetlerinin organizasyonu ve tanıtım kampanyasıyla düzenlenen Hocalı mitinginde “Hepiniz Ermenisiniz Hepiniz Piçsiniz” pankartları açıldı. Irkçılığın meydanlara taştığı mitingde Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı konuşma yaptı. Bu, Ermeni toplumun maruz kaldığı tehdidin devlet destekli olduğunun ilanı anlamına gelmiyor mu?

Bir Samatyalı Ermeni’nin ifadesiyle “Bu ülkede bir kişi, bir Mustafa’yı, Osman’ı, Ahmet’i öldürürse katil olur, cezaevine girer ve orada da katil muamelesi görür. Ama bir kişi Hagop’u, Haçadur’u öldürürse kahraman olur, cezaevinde de kahraman muamelesi görür.”

Samatya’nın Ermeni halkı bir saldırıyla karşı karşıyadır. Bu saldırıların sorumlusu Hrant’ın, Sevag’ın katillerini koruyan/kollayan iktidar ve onun ırkçı politikalarıdır.

Irkçı saiklerle gerçekleşen bu saldırıların failleri acilen bulunmalı ve cezalandırılmalıdır! Irkçılığı suç sayan yasa derhal çıkarılmalıdır. Bu saldırılar devam ettiği takdirde sorumlusu hükümet olacaktır! Samatya halkı yalnız değildir!

Yorumlar kapalıdır.