Oxfam Raporu: Eşitsizlikle mücadele için trilyonlarca doların kilidini açmak

Uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Oxfam, her yıl yayımladığı raporlarla dünyadaki eşitsizliği çeşitli istatistiklerle gözler önüne seriyor. Bu yıl ocak ayında yayımladığı rapor oldukça çarpıcı, rakamlar akıldışı. Her grafiği okumak kolay değildir, ancak ortalama yıllık servet artışının en tepedeki 50 kişi için nasıl olduğunu anlamak istersek hızla bir göz atmak yetiyor.

Hem aşırı zenginlerin mevcut serveti hem de servet biriktirme hızı insanlık tarihinde eşi görülmemiş noktada. Özellikle bunun pandemi sırasında yaşanıyor olması işi daha da enteresan kılıyor. Son iki yılda milyonlarca insan aşılara erişemediği veya yeterli sağlık hizmeti alamadığı için öldü. Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan insanlık krizi ve gıda fiyatlarındaki artıştan bahsetmeye gerek bile yok. Oxfam da bunu açık açık söylüyor; hepi topu 252 erkek Afrika, Latin Amerika ve Karayipler’deki 1 milyar insanın toplamından daha fazla servete sahip.

Çözüm mü?

Oxfam terazinin bu derece bozulmuş olmasının hayra alamet olmadığını söylemiş. Çözüm niyetine raporda çekingen bir şekilde bir defaya mahsus servet vergisi ve ülkelerin dış borç ödemelerinin ertelenmesi, yapılandırılması gibi önlemler zikretmiş. Örneğin, IMF’nin Ağustos 2021’de çıkardığı 650 milyar dolarlık bütçesinin 400 milyar dolarlık kısmının önemli bir bölümü gecikmeden, “savunmasız ekonomilere” koşulsuz destek sağlamak için kanalize edilse büyük çare olurdu denmiş.

Bizse daha ileri gidiyoruz, salgının başlangıcından bu yana AKP iktidarının patronlara kalkan olup kredi, vergi ve prim destekleri açıklarken Emekçiler için kaynak var demiştik. Gerçekten de Oxfam’ın önerisiyle en zengin 10 adamın yalnızca pandemi sırasında kazandıkları üzerinden bir defaya mahsus bir vergi 812 milyar dolar gelir getirecektir. Ancak bir defalık vergi yetmez, bu tür gündelik önlemler bozuk düzene sadece makyaj olur.

“Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır”

Servet dedikleri zaten işçilerin emeği. Biz servetlerden bir defa alınacak vergiyle günü kurtarmayı değil, servetleri esas sahiplerine, işçi ve emekçilere geri vermelerini istiyoruz. Eşitsizlikle mücadele için trilyonlarca doların kilidi açılmalı. “Kaynak yok” bahanesi kabul edilemez, eşitsizlik ve sömürüyle mücadelede kaynak olarak zenginlerin servetleri kullanılsın.

Hükümetler ise, bırakın zenginlerden vergi almayı, ülke kaynaklarını bir avuç yandaşa peşkeş çekme, kamu fonlarıyla zenginlerin borçlarını silme peşinde. Dolayısıyla dünyadaki hiçbir hükümetten kalıcı servet vergisi alması, dış borçları ödememesi beklenemez. Bunun için önce işçi ve emekçileri açlık ve yoksulluğa mahkûm eden hükümetlerin feshi, ortadan kaldırılması gerekiyor. Dış borçların ödenmesini reddedebilecek tek hükümet, işçi ve emekçi hükümetidir. Çünkü emperyalist ülkelerin IMF gibi finans tekelleriyle Türkiye gibi ekonomik olarak bağımlı ülkeleri yağmalamasının bir aracına dönüşmüş olan dış borcun emekçi halk için hiçbir meşruiyeti yoktur. Eşitsizlikle mücadele için trilyonlarca doların kilidi açılmalı, kaynaklar emekçi halkın ekonomik ve sosyal ihtiyaçları için harcanmalıdır.

Yorumlar kapalıdır.