Metal direnişi sendikal alanda bir yeniden örgütlenme dönemi başlatacak

Bursa metal işçilerinin direnişi yeni ve olasılıkla mevcut halinin son aşamasına giriyor. Mücadele belki de işçilerin istedikleri hedeflere tam anlamıyla ulaşmış olmayacak, ama daha şimdiden parça parça zaferler elde ediliyor. Her şeyden önce işverenlerin Türk Metal’i atlayarak doğrudan işçi temsilcileriyle masaya oturtulmuş olması başlı başına bir kazanım. Metal işçisi bunu çelik iradesiyle başarmıştır.

Renault’da işveren örgtünün (MESS) engellemesi sonucunda henüz işçinin kabul edebileceği bir anlaşmaya varılamadı. TOFAŞ’ta ise işveren ücret iyileştirmesine ilişkin “namus sözü” vererek direnişçileri ikna etmeye -ve tabii bir yandan da bölmeye- çalışıyor. Coşkunöz’de ise Bosch fabrikasında uygulanan ücretler kadar olmasa da, işçilerin onayladığı belli bir oranda zam alınmış durumda. İşçiler Türk Metal Sendikası’nı dışlıyorlar, ama yeni bir sözleşme imzalamak için 2017 yılına kadar var olan sözleşmenin dolmasını bekleyecekler ve ardından istedikleri sendika ile birlikte yeniden masaya oturacaklar. Ayrıca çalışanların işten çıkartılmayacakları konusunda da anlaşma sağlandı. Bunlar da, kısmi de olsa önemli zaferlerdir. İşçinin kendi sınıf gücünü, bilincine iyiden iyiye yerleştirmesini sağlayacak başarılardır.

En azından tüm metal işkolunda düzenlenecek bir genel grevle MESS tümüyle dize getirilemediği sürece, direnişlerin var olduğu işyerlerinde üretim birer birer de olsa yeniden başlayacak. Ne yazık ki, işçi sınıfının mevcut örgütlü gücü, her şeyden önce sendikal alanda egemen olan gerici, bürokratik ya da yetersiz önderliklerin varlığı nedeniyle böyle bir grevi şimdilik olanaksız kılıyor. Şu anda elbette önemli olan direnişçi işçilerin, taleplerini kabul edebilecekleri bir düzyde elde ederek yüksek moral ve bilinçle şalteri kaldırabilmeleridir. Bu onları yeni mücadele dönemine daha güçlü olarak girmelerini olanaklı kılacaktır.

Bursa’daki direnişçi metal işçilerinin sınıf adına en büyük başarısı ise, çok önemli bir mücadele ateşi yakmış olmalarıdır. Pek çok bölgeden ve işyerinden mücadele ve destek haberleri geliyor (Türk Traktör, Ototrim, ORS…). Bu mücadeleler ve elbette verilmekte olan direnişlerin deneyimleri ve kitlelerde uyandırdığı ilgi ve sempati, önümüzdeki dönemde sadece metal işkolunda değil, ama tüm işçi sınıf genelinde yeni görevlerle karşı karşıya olduğumuzun işaretleri. Bu yeni dönem özellikle sendikal alanda bir yeniden örgütlenme dönemi başlatabilir. Türk Metal gibi gerici önderlikli bir sendikanın, içerden değiştirilemezliği koşullarında ve ciddi mücadele anında gösterdiği haince tutum karşısında yıkılmayı hak etmesi sendikal mücadelenin bir tarihsel dönüm anını oluşturabilir.

Kuşkusuz örgütsel genişliği, işbaşındaki sendikal ağalık sisteminin gücü ve kapitalist rejimle işbirliği nedenleriyle Türk Metal’in tümüyle tasfiyesi hemen ve kolay olmayacaktır. Ama metal işçisinin bu gerici sendikaya olan tepksisi daha şimdiden diğer kesimlerde de yaygınlaşıyor. Üstelik direnişlerin kendiliklerinden geliştirdikleri tabana dayalı temsilciler sistemi, tüm işçilerin karar alma süreçlerine katılmasını olanaklı kılarak yeni sendikal örgütlenme döneminin çok daha canlı, demokratik ve militanca kurulabilmesinin, işçi demokrasisinin sendikal mücadelede hayata geçirilebilmesinin zeminini yaratıyor.

Türk Metal bürokrasisi kan kaybına karşı her türlü gerici yöntemle ve elbette işverenlerle anlaşarak direnmeye çalışacaktır. Buna karşılık bu sendikadan istifa etmiş ve edecek olan işçileri bazı ikilemler beklemekte. Kurdukları komiteleri ve kurulları, her an tabanın onayına sunarak korumaları çok yararlı olacaktır, ama bunların sendikal yasalar çerçevesinde yetkili olabilmeleri ve diğer işyerlerinde yaygınlaşıp işçileri birleşik bir örgütlenme altında toplayabilmeleri için bir sendikal biçim almaları gerekecektir. Bu anlamda bir seçenek Birleşik Metal-İş’le birleşmek olabilir. “Katılmak” yerine “birleşmek” sözcüğünü özellikle kullanıyoruz, zira Bursa metal işçisinin özellikle son metal sektörü grevi sırasındaki yetersiz mücadele düzeyi nedeniyle bu sendikaya yönelik de kaygısı ve kuşkusu var. Bu nedenle, eğer direnişçi işçiler bu sendika altında toplanmayı tercih ederlerse, Birleşik Metal’in derhal bir olağanüstü kongre toplayarak son dönemin olumlu olumsuz tüm bilançosunu o direnişçilerle birlikte çıkarmalı ve yeni yönetimini gene onlarla birlikte oluşturmalıdır. Birleşik Metal için sorun sayısal değil, mücadelecilik düzeyi ve niteliği olmalıdır. Direnişçi metal işçilerinin kaygılarını gidermenin ötesinde, onların deneyimlerini ve yeni mücadele bilincini sendikanın içine ve yönetimine çekmek, sadece bu sendikayı güçlendirmekle kalmaz, ama aynı zamanda sınıfın mücadeleci örgütlülüğü açısından çok önemli bir adım oluşturur.

Direnişçi işçiler böyle bir seçeneği tercih etmezlerse ya da Birleşik Metal-İş onlardan bir “çağırı” beklemek yerine bizzat kendisi harekete geçip somut bir birleşme önerisiyle onlara ortak örgütlenme çağırısı yapmazsa, geriye Türk Metal’den istifa edenlerin yeni bir sendika kurması seçeneği kalıyor. Böyle bir yolu tercih ederlerse, doğacak olan sendika kuşkusuz mücadeleci, militan ve işçi demokrasisi deneyiminden hareket eden bir örgüt olacaktır. Direniş deneyimi ve prestiji de diğer işyerlerine doğru yayılmasında ona yardımcı olacaktır. Ama unutmamak gerekir ki bu yayılma, gerek gerici sendikanın çabaları ve işverenlerin onlarla işbirliği, gerekse işçilerin “durgunluk” dönemlerinde riskli görebilecekleri sendikalaşma veya sendika değiştirme süreçlerine katılmaktaki tereddütleri nedeniyle oldukça yavaş ve zahmetli gelişecektir. Ve bu arada yeni sendika, karşı karşıya kalacağı güçlükler ve saldırılar karşısında “yalnız” direnmek zorunda kalacaktır.

Bizim önerimiz direnişçi metal işçilerinin bir kongreyle Birleşik Metal-İş’le birleşmeleridir. Böyle bir gelişme sadece onların DİSK’in mücadele tarihinin temsilinden güç almalarını sağlamakla kalmayacak, bizzat DİSK’e yeni bir mücadele aşısı olacak, sınıfın birliğine önemli bir militan katkı sağlayacaktır. Ama kararları ne olursa olsun, mücadele ve işçi demokrasisi deneyimlerini korumalarını ve hayata geçirmelerini umuyoruz ve öneriyoruz.

Yorumlar kapalıdır.