Okur mektubu: “Şimdi mücadelemizi genel grevle büyütme zamanı”
Sokaklardan yükselen öfke yalnızca bir tepki değil, yeni bir mücadele hattının habercisidir. Bugün yaşanan hukuksuzluk, baskı ve otoriterleşme süreci yalnızca belli kesimlere değil, emeğiyle geçinen, insanca yaşamak isteyen herkese yönelmiş bir saldırıdır. Kayyumlarla gasp edilen belediyeler, tutuklanan siyasetçiler, işinden atılan akademisyenler, susturulmak istenen gazeteciler, patriyarkal düzende ezilen, katledilen kadınlar, cinsiyetçilikle derinleşen eşitsizlikler, sefalet ücretine mahkûm edilen işçiler ve geleceksizliğe mahkûm edilen gençler… Bu düzenin mağdurları bir avuç değil milyonlardır. Her birimiz, bulunduğumuz yerde bu adaletsizliğin bir parçasıyız. Ya da onu durdurabilecek gücün ta kendisiyiz.
Yükselen kitlesel tepki, sadece protestolarla sınırlı kalmamalıdır. Bugün ihtiyacımız olan, örgütlü ve etkili bir karşı duruştur: Genel grev! Sadece yürüyüşle, sadece protestolarla değil; üretimi durdurarak, üretimden gelen gücümüzü kullanarak, işyerlerinde ve yaşam alanlarında direnişi büyütmek için genel grev gereklidir. Çünkü bu düzenin çarkları bizim alın terimizle nefes alıyor. Peki ya biz nefes vermeyi reddedersek? Nefes alamayan boğulur…
Bugün yaşananlar, artık bir bireyin ya da tek bir kesimin meselesi olmaktan çıkmıştır. Bu, halkın iradesine yönelmiş topyekûn bir saldırıdır. Buna karşı verilecek yanıt da topyekûn olmalıdır. Bugün, bu düzenin bizsiz işlemeyeceğini kanıtlamanın tam zamanı. Artık suskunluğumuzu bozma zamanı. Bu duvarlar, bu korku düzeni bizim suskunluğumuzdan besleniyor. Korku bir örümcek ağı gibidir; bir kez dokunduğunda dağılır. Bir kez birleştiğimizde, bu duvarlar yıkılır. Ve o zaman göreceğiz aslında hiçbir zaman duvar olmadığını, yalnızca bizim suskunluğumuzun yarattığı hayaletler olduğunu. Şimdi grev zamanı. Şimdi direnerek var olma zamanı. Şimdi mücadelemizi genel grevle büyütme zamanı.
Metal işçisi Yılmaz
Yorumlar kapalıdır.