Siyonizmin ve emperyalizmin saldırılarına rağmen halkların direnişi sürüyor
Geçtiğimiz yıl Arap dünyası, emperyalist güçlerin taleplerinden ve bölgesel elitlerin açgözlülüğünden ayrı tutulamayacak bir mücadele ve baskı yoğunlaşmasına tanık oldu. Gazze’den Şam’a halklar kendilerini çelikten duvarlar, ideoloji duvarları ve mezhepsel bölünme duvarları arasında buluyorlar; her biri yabancı silah tüccarları, bağımlı rejimler ve içerideki vurguncular tarafından inşa edilip sürdürülen duvarlar.
Filistin’de, Siyonist işgalin Gazze’ye yönelik bombardımanı yeni ve acımasız bir boyuta ulaştı. Yerleşim bölgeleri enkaz halinde, hastaneler jeneratörlerle çalışıyor, Gazze Şeridi’ne yaklaşmaya cesaret eden insani yardım konvoyları havadan saldırıya uğruyor. Bütün aileler barınak, yiyecek ve tıbbi bakımdan yoksun durumda. Tüm bunlar olurken İsrail parlamentosu Knesset’teki sağcı gruplar, Filistin vatandaşlarının oy haklarını ellerinden almak ve mülteci toplulukları Necef ve Celile’deki kasabalardan çıkarmak için yasa çıkarmaya çalışıyor.
Diğer tarafta ise işgal güçlerinin gece baskınları düzenlediği Batı Şeria var: Geçen ay Masafer Yatta’da dokuz ev ve El Halil yakınlarında 25’ten fazla yapı dahil olmak üzere 150’den fazla ev yıkıldı. Bunlara Ramallah’ın doğusunda gece gündüz kontrol noktaları, Kudüs’te üç UNRWA (Birleşmiş Milletler Yakındoğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı) okulunun kapatılması ve Cenin ve Nablus’ta onlarca Filistinlinin “güvenlik operasyonu” adı altında tutuklanması eşlik etti.
Suriye İnsan Hakları Ağı, Suriye’de sadece nisan ayında saldırılar sonucunda 23’ü çocuk ve beşi kadın olmak üzere en az 174 sivilin öldüğünü belgeledi. 2-3 Nisan tarihlerinde, Dera ve Kuneytire’deki askeri tesisler, yakıt depoları ve elektrik santrallerinin yanı sıra Şam’ın banliyölerini de hedef alan onlarca saldırı düzenlendi. Dera’da gece geç saatlerde füzelerin yerleşim bölgelerine isabet etmesi sonucu aralarında ailelerin de bulunduğu en az 11 sivilin öldüğü bildirildi. Bu arada, uzaktan kumandalı insansız hava araçları BM kuruluşlarına ve hastanelere giden ikmal konvoylarını vurarak insani yardımı engelledi ve yerinden edilmiş nüfusun acılarını derinleştirdi. Şubat ayından bu yana Siyonist güçler Suriye’nin güneyinde 89 kara saldırısı ve 64 hava veya topçu saldırısı gerçekleştirerek askeri işgal altında fiili tampon bölgeler oluşturdu.
Lübnan’a yönelik ekonomik ablukanın, Irak’ta kuraklığın yol açtığı krizin ve Ürdün ile Mısır’da yeniden otoriterleşmenin aynı emperyal mantıktan kaynaklandığını belirtmek de önem taşımakta: halkın egemenliği ve sosyal refah pahasına petrole ve stratejik üslere erişimi garanti eden bağımlı rejimleri sürdürmek.
Halkların mücadeleleri konusunda basit ama temel bir gerçeği yinelemeliyiz: Özgürlük bölünemez. Filistin’deki işgale karşı mücadele, Suriye’de toplumsal adalet için verilen mücadeleden ya da Kuzey Afrika ve Levant’taki neoliberal sömürüye karşı verilen mücadeleden ayrı tutulamaz. Londra, Paris ve Madrid’de “Golan’dan Gazze’ye, Dünya İşçileri Birleşin” yazılı pankartların taşındığı dayanışma protestoları, sınırların empatimizin ve ortak davamızın önündeki doğal engeller değil, siyasi yapılar olduğunu hatırlatıyor bize.
Gazze’nin paramparça olmuş evlerinden İdlib’in kenar mahallelerindeki kamplarda kalan çocuklara kadar insanlığın çektiği acıların boyutları üzerinde düşünürken, direnen insanların cesaretini de fark etmeliyiz: ateş altında çalışmaya devam eden sağlık görevlileri, bombaların sardığı mahallelerde gizli dersler veren öğretmenler, ellerindeki azıcık yiyeceği paylaşan esnaf. Bizim görevimiz onların seslerini yükseltmek, emperyalist hükümetlere suç ortaklıklarının hesabını sormak ve hayırseverliğe değil adalete dayanan uluslararası dayanışma kampanyaları inşa etmektir. Ayrılıklarımızdan beslenen eli silahlı kapitalizme meydan okumayı ve Ortadoğu’yu kendi kaderini tayin eden bir bölgeye dönüştürmeyi ancak Beyrut’taki liman işçilerini İskenderiye’deki liman işçilerine, yerinden edilmiş Suriyeli çiftçileri Filistinli zeytin hasatçılarına bağlayan birleşik bir hareketle başarabiliriz.
Yorumlar kapalıdır.