Filoyu savunmak ve tüm mürettebatın derhal serbest bırakılması için sokağa!
1 Ekim gecesi, İsrail donanması 20’den fazla savaş gemisiyle uluslararası sularda Küresel Sumud Filosu’na saldırdı. Alma ve Sirius gemileriyle başlayan müdahale, diğer gemilerle devam etti. Siyonist donanma, katılımcıları kaçırdı, gemileri ele geçirdi ve Gazze’ye taşıdıkları insani yardımı çaldı. Bu, tam anlamıyla bir korsanlık eylemi ve uluslararası hukukun açık bir ihlalidir; İsrail devletinin Gazze’deki Filistin halkına karşı işlediği soykırımın bir uzantısıdır.
İtalya’nın aşırı sağcı hükümeti, grevler ve kitlesel eylemlerin baskısı altında gönderdiği gemiyi, gemiye çıkılmadan önce geri çekti. İspanya hükümeti de sokakların baskısı altında gönderdiği gemiyi “operasyonel menzil” mesafesine kadar yaklaştırdı ve her iki hükümet de aktivistleri vazgeçirmeye çalıştı.
İsrail, tüm dünya onun sömürgeci ve ırkçı doğasını görürken, aşırı sağcıların desteğini alarak ve tüm hükümetlerin eylem veya ihmaliyle korunarak, tamamen cezasız bir şekilde hareket ediyor. Bunu, 29 Eylül Pazartesi günü Trump ve Netanyahu’nun verdiği ültimatoma Avrupa hükümetlerinin, Arap rejimlerinin ve Türkiye’nin oybirliğiyle verdiği destekle gördük. Açlık ve yıkımla şantaj yaparak, Filistin direnişinin koşulsuz teslim olmasını, Gazze’deki Filistinliler için ölüm cezası verilmesini istiyorlar. Bunun da en somut örneği, 2004 Irak işgalinden sonra bölgede yüzbinlerce kişinin ölümünden sorumlu olan savaş suçlusu Tony Blair’in vali olarak atanmasıdır. İsrail’in, bu yaz Tour de France bisiklet yarışındaki protestolar veya İtalya’daki genel grevde gördüğümüz gibi, seferberlik baskısı nedeniyle en yalıtılmış olduğu anda, şimdi şapkadan çıkardıkları bir “plan” söz konusu. Aynı zamanda, bu plan Netanyahu’nun 7 Ekim’den önce Gazze şehrini ele geçirme emrinin başarısızlığını gizlemesine olanak tanıyor. Bu, kuzu kılığına girmiş “Riviera” planıdır ve bir kez daha Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını inkar etmektedir.
Küresel Sumud Filosu, İsveçli çevre aktivisti Greta Thunberg, Barselona eski belediye başkanı Ada Colau, sanatçılar ve farklı ülkelerden milletvekilleri gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 44 ülkeden 50 gemiden oluşan, tarihin en büyük filolarından biridir. Filo, dünya çapında binlerce kişi tarafından desteklenmektedir. İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) de filoya desteğini sunarken, Sirius gemisinde Arjantin (Izquierda Socialista – IS) milletvekili Juan Carlos “Gringo” Giordano ve IS ve İUB-DE önderliğinden Ezequiel Peressini de mürettebata dahil oldu. Giordano, tıbbi bir acil durum nedeniyle Yunanistan’ın Girit adasında filodan ayrılmak zorunda kaldı.
Sirius gemisine baskın düzenlenmeden önce Peressini, Siyonizmin baskıcı güçleri tarafından baskına uğramaları ihtimaline karşı bir mesaj göndermişti. Kaydedilen mesajda, “dünya halklarını Filistin halkıyla dayanışmayı ve uluslararası seferberliği sürdürmeye ve tüm hükümetlerden, şu anda İsrail’in suç tehditleri altında bulunan Küresel Sumud Filosu’nun 500 katılımcısının korunmasını talep etmeye” çağırdı. Peressini şunları ekledi:
“Ayrıca, tüm bu süre boyunca Filistin halkını desteklemek için ikiyüzlü ve sahte konuşmalar yapan hükümetleri de kınıyoruz. Filistin’de öldürülen kız ve erkek çocukları sahte bir şekilde ağlayanlar, Nazi-Siyonist İsrail devletinin her bir kurbanının kanıyla ellerini lekelemişlerdir.
“Bir gemi göndereceğine söz veren İspanya hükümetinin tutumunu kınıyoruz. Dört gün geçmesine rağmen, gemi hala gelmedi. İtalya gemileri korkakça geri çekildi ve bizi İsrail’in suçlu şiddetine terk etti.
“Nehirden denize kadar, tek, laik, demokratik ve ırkçı olmayan bir Filistin için mücadeleye devam edeceğiz.”
Yüzbinlerce insan, İsrail’in soykırımını, Küresel Sumud Filosunun kaçırılmasını ve tüm mürettebatın gözaltına alınmasını protesto etmek için dünyanın dört bir yanındaki sokaklara dökülüyor. Bu metnin yazıldığı sırada, Siyonist donanmanın baskıcı ve yasadışı müdahalesinin sonuçlarına ilişkin ayrıntılar ve mürettebatın tam yeri bilinmiyordu.
İUB-DE olarak, filonun kaçırılan üyelerinin derhal serbest bırakılmasını, götürdüğümüz insani yardımın Filistinli kuruluşlara teslim edilmesini ve gemilerin iade edilmesini talep etmek için harekete geçmeye çağırıyoruz.
Gazze’deki katliam ve yasadışı ablukanın sona erdirilmesi ve iki yıllık soykırım ve etnik temizlikten sonra tüm halkın muazzam ihtiyaçlarını karşılamak için koşulsuz olarak yeterli bir insani yardım koridoru açılmalı; Tüm İsrail askerleri Gazze ve Batı Şeria’yı terk etmelidir.
Dünyadaki tüm hükümetler İsrail ile diplomatik, kurumsal, ekonomik, sportif ve kültürel ilişkilerini kesmelidir.
Soykırıma ve apartheida son! Nehirden denize özgür Filistin!
İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE)
1 Ekim 2025
Yorumlar kapalıdır.