İşçi (proleter) kimdir? İşçi sınıfı (proletarya) nedir?

Geçimini sağlayabilmek için emek gücünü ücret ya da maaş karşılığı satmak zorunda olanlara işçi (proleter) denir. Bu açıdan, Türkçede yer etmiş, işçi ve memur arasındaki ayrım sınıfsal değil, hukukidir.

Emek gücünü satmak “zorunda olma” vurgusu işçinin tanımı için belirleyicidir. İşçi, hiçbir üretim aracına sahip olmadığı için emek gücünü satmaya muhtaçtır. Bir seçim hakkı yoktur. Bu durum onu, şirket müdürleri, yöneticileri gibi yine işini ücret karşılığı yapan kesimlerden ayırır.

Öte yandan, işsizler de aslında birer işçidirler. Çünkü onlar da aynen çalışmakta olan proleterler gibi hayatlarını sürdürmek için emek güçlerini satmak zorundadırlar.

İşçi sınıfı (proletarya) nedir?

İşçi sınıfı, toplumun, geçim araçlarını herhangi bir sermayeden elde edilen kârdan değil, tamamıyla ve yalnızca kendi emeğinin satışından sağlayan; sevinci ve üzüntüsü, yaşaması ve ölmesi, tüm varlığı emek talebine, dolayısıyla işlerin iyi gittiği dönemler ile kötü gittiği dönemlerin birbirlerinin yerini almasına, sınırsız rekabetten doğan dalgalanmalara dayanan sınıfıdır. (Engels)

Tamamıyla mülksüz olan bu sınıf emeklerini, karşılığında zorunlu geçim araçları edinmek için burjuvalara (sermaye sahiplerine) satmak zorundadır.

İşçi sınıfı, 18. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere’de ortaya çıkan sanayi devriminin bir sonucu olarak doğmuştur. İşçiler, ilk aşamada, dağılmış ve rekabet yüzünden parçalanmış bir “kitle” durumundadır.

Ancak sanayinin gelişimi bir yandan işçi sayısını arttırırken bir yandan onların yaşam koşullarını en düşük düzeyde eşitlemiştir. Bunun sonucunda işçiler, ortak sorunlara sahip olduklarını ve bu sorunlara karşı birlikte mücadele vermelerinin gerektiğini fark etmeye başlamışlardır. Böylece, tepkiler işçilerin tek tek sürdürdükleri mücadeleden işçi sınıfının yine bir sınıf olan burjuvaziye karşı verdiği mücadeleye dönüşmüştür.

Bu durum, aynı zamanda, işçilerin kendiliğinden bir sınıf olma durumundan, “kendisi için” bir sınıf olma durumuna geçtiğinin de göstergesi olmuştur. İşçi sınıfının “kendisi için” bir sınıf olmaya başlamasının en önemli sonucu ise burjuvaziye karşı verdiği sınıf mücadelesini, örgütlü bir siyasi mücadele bakış açısıyla örmeye başlamasıdır.

Yorumlar kapalıdır.