Ekonomik paketler krizi çözecek mi?
Bu paket krizin çözümü değil, işsizliğin çözümü hiç değil. Kamu kaynaklarının patronlara peşkeş çekilmesi, vergi indirimleriyle ceplerinin şişirilmesi, başka bir şey değil.
18 Şubat günü hükümetin krize yönelik sunduğu kanun tasarısı yasalaştı. Yasa, çalışanlardan ziyade ‘önlerini görememekten’ yakınan patronlara pek çok ‘kıyak’ getirdi. Kanunun içeriğine bakılırsa patronlar ne istediklerini çok iyi biliyor ve kapının önüne koydukları işçiler hariç önlerindeki her şeyi görüp, bunlara göz dikiyorlar. OSB alanları cebimizden çıkan paralarla kamulaştırılacak, bir yandan da arsa bulunamayan yerlerde hazineye, idarelere veya belediyelere ait arazileri büyük indirimlerle 49 yıl süreyle kullanma izni verilebilecek. Bunların yanında teşviklerin süresi uzatıldı, patronlara yönelik vergilerde çok büyük indirimlere gidildi.
Peki, bize ne getirdi? Borç içindeki emeklilerin aylıklarına uygulanan hacze yasak getirildi. Ama yerlerde sürünen aylıklar arttırılmadı, yani hacizler de fiilen devam edecek. Kısa çalışma ödeneği 3 aydan 6 aya uzatıldı, miktarı da yüzde 50 arttırıldı. Fakat ödenekten yararlanabilme koşulları işsizlik ödeneğinden yararlanabilmek için gerekenlerin aynısı. Bu koşullar SSGSS yasasıyla zorlaştırıldığından, bundan yararlanacak işçiler de çok az olacak. Dolayısıyla bu değişikliği ve işsizlik fonunu krize panzehir diye yorumlayan kapitalistler aslında işi altmış altıya bağlamaya çalışıyorlar.
Kanunun yasalaşmasının hemen ardından yeni bir kurtarma paketi de gündeme geldi. Peki, saydıklarımızla birlikte yeni paketler çare olacak mı? Böğrümüze saplanan krizi atlatmamıza yetecek mi? Elbette hayır. Bilinçli ve birleşik mücadeleler yaratamadığımız sürece patronları kollayan yasalar çıkacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kısa çalışma ödeneği, istihdam, teşvik gibi konularda önemli düzenlemeler (!) yapıldığını, işverenlerin, bu kanundan sonra işçilerin iş akitlerine son vermeyi en son düşünmesi gerektiğini söyledi. Fakat işçilere hiçbir umut vermedi, veremezdi. Bu paket krizin çözümü değil, işsizliğin çözümü hiç değil. Kamu kaynaklarının patronlara peşkeş çekilmesi, vergi indirimleriyle ceplerinin şişirilmesi yalnızca, başka bir şey değil. O yüzden patronlara ve hükümete sözümüz: İşsizlik ve kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmek için gerekli olan koşullar kolaylaştırılsın. Asgari ücret insanca yaşamak için yükseltilsin. İşten çıkarmalar yasaklansın!
Yazan: Salih Şimşek (22 Şubat 2009)
Yorumlar kapalıdır.