Kirli siyasetçiler yaşam alanlarımızı da kirletiyor
Türkiye yine bir seçimi geride bıraktı. Bu seçimler yerel seçimler olmasına rağmen; burjuva partilerin oy alabilmek için kullandıkları yöntemler genel seçimlerdekilerle aynıydı.
Düzen partileri, büyük bir rant kapısı olarak gördükleri belediye seçimlerini kazanabilmek için her türlü yöntemi mubah gördüler. Parti başkanları, görevi olmamasına rağmen partisinin belediye başkan adaylarıyla birlikte şehirleri ve ilçeleri dolaşmaktan, oy dilenmekten geri durmadılar. Meydanlarda, birbirlerinin yolsuzluklarını belgeleriyle ortaya çıkaran adayların sesleri çınladı. Bir seçim telaşıdır almış gitti; mitingler yapıldı, platformlar kuruldu, katılanlara bazen yiyecek içecek dağıtıldı, cadde ve sokaklarımız parti bayrakları, pankartları ve afişleriyle kirletildi.
Tüm bunların uygulayıcısı olan bu burjuva partiler bunları yapacak maddi kaynakları nereden temin ediyor dersiniz? Tabii ki yine biz işçi emekçilerin sırtından çaldıkları paralarla. Hiçbir katkıları olmadıkları halde, işçi emekçinin alın teriyle kazandıklarından kesilen vergilerle hazinede biriken bu kaynakları alarak, doğaya ve emeğe aykırı bir tarzda ziyan ettiler. Ama ne yaman bir çelişkidir ki bu, seçimlerden ardından bize kalan yine işsizlik, açlık, gözyaşı ve pislik içindeki yaşam alanlarımız. Zaten gırtlağına kadar pisliğin içine batmış bu burjuva politikacılardan olumlu bir beklentimiz yok. Siyaseti kirletenler sokaklarımızı da kirletiyor. Unutmamalıyız ki; temiz çevre, dürüst siyaset ve her yönüyle yaşanılır bir dünya ancak biz işçi ve emekçilerin ellerinde hayat bulabilir. Bu bilinçle hareket edersek seçimlerde bize çözümsüzlüğü dayatan bu burjuva partileri, yarattıkları bu çöp yığınlarına gömüp yaşanılır bir dünyayı ellerimizle inşa edebiliriz.
Yazan: Ümit Yılmaz (29 Mart 2009)
Yorumlar kapalıdır.