IMF-DB yıllık toplantısının ardından, İstanbul kararları
6-7 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşen IMF toplantısı, ardında bir dizi karar ve protesto gösterisini bıraktı. Gösteriler, işçi sınıfının birlik ve beraberliğini arttırmak ve sınıf içerisinde IMF ve Dünya Bankası’nın (DB) niteliklerini ifşa etmek amaçlarını yeterince karşılayamamış durumda. Buna karşın burjuva cephede, alınan kararlar uyarınca tam bir sınıf birliği yaşandı.
Toplantının sonuç bildirgesi
186 ülkenin katılımı ile yapılmış olan toplantının sonuç bildirgesi İstanbul kararları olarak anılacak. Toplantı yöneticilerinden biri olan Vietnam Merkez Bankası Başkanı Nguyen Van Giau, İstanbul kararlarını üç madde halinde özetliyor.
İlk olarak, Van Giau toplantının, krizin ardından gelinen süreçte IMF’nin varlığının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ispatlamış ve teyit etmiş olduğunu ifade etti. Bu doğrultuda, Bretton Woods sisteminin burjuvalar içerisinde güvenoyu aldığını belirtti. Önümüzdeki dönemde de Bretton Woods kurumlarının (yani IMF ve DB’nin) önderlik görevini daha da güçlendirerek sürdüreceğini açıkladı.
Bununla beraber, kriz sonrası konumunu koruyan ABD merkezli ekonominin, daha da güçlenebilmesi için bu sistemde reformlar da yapıldı. IMF ve DB’deki kredi ve oy hakkı kotası düzenlenerek, “aşırı temsil hakkı” olan emperyalist ülkelerin oy kotasının bir bölümü Türkiye gibi ülkeler arasında pay edilecek. Bu ödün doğrultusunda, ABD merkezli sistem ekonomik olarak değişmezken, politik olarak daha fazla destekçiye sahip olmuş olacak.
İkinci olarak Van Giau toplantının işçi sınıfı düşmanı içeriğindeki şu gelişmesinden de övündü: Önümüzdeki dönemde IMF’nin gücü alınan kararlar uyarınca arttırılacak. Bunun için de IMF ve DB’nin sahip oldukları fonlar büyüyecek. Bunu yapabilmek için de işçi ve emekçilerden yapılan kesintiler artarak devamlılığını koruyacak.
Van Giau son olarak da; sosyal koruma programları, güvenlik ağları, uzun vadeli altyapı yatırımları ve ekonomik büyüme üzerine odaklanan krizle ilgili tüm projelerde yoksulların hassas konumlarını gözetmek adına(!), özel sektörün belirleyici konumunu “gündemin en tepesinde tutma çalışmalarını” büyük bir coşku ile karşıladığını ifade etti.
İşsizlik ve hak gaspları kalıcılaşıyor
Burjuvalar kriz sürecinde bizlerin onlarca hakkını bir çırpıda gasp edip yaşam koşullarımızı tüm dünyada kötüleştiren paketleri açıkladılar. Bugün ise, bu koşulların devam edeceğini de büyük bir rahatlıkla söyleyebiliyorlar. Bu doğrultuda alınan kararlardan biri sonuç bildirgesine şöyle geçti:
“Hükümetlerin piyasaları canlandırmak için açıkladığı paketlerden erken vazgeçilmesi toparlanmayı sekteye uğratır. Tedbirlerin geç terk edilmesi ise kamu açıklarını yükselterek, enflasyon ve nihai olarak da faizleri yükseltici etki yapar.”
Burjuvazinin kendi sınıf birliğini bir kez daha gösterdiği bu toplantıların ardından, kararlarının yazılı olduğu kâğıtları yırtıp atmak hâlâ mümkün… Bunun nasıl yapılacağını işçi sınıfı dünyada çeşitli örneklerle gösteriyor. Arjantin’de Zanon, Meksika’da elektrik işçileri, Cezayir ve Güney Afrika’da gecekondu ayaklanmaları, Almanya’da temizlik işçileri, Türkiye’deki sınıf mücadelesini omuzlayan direnişteki işçi kardeşlerimiz…
Yazan: Sedat D., (29 Ekim 2009)
Yorumlar kapalıdır.