İşçi kontrolündeki Zanon Seramik Fabrikası Türkiye’deki direnişlere yol gösteriyor!
Türkiye’deki mücadeleler için yol gösterici bir örnek olduğu düşüncesiyle İşçi Cephesi olarak Arjantin Zanon Seramik Fabrikası’ndan bir yoldaşımızı ağırladık.
Kriz bahanesiyle yapılan işten çıkarmalar… Eldekinden de olmamak için katlanılanlar… Yerel kalan, birleşemeyen mücadeleler… İşçi sınıfı gündemini tarif ederken bu tip cümleleri kullanmadan edemediğimiz doğru. Ancak bu durum bütün dünyada tümüyle aynı değil. Örneğin Arjantin’de Zanon Seramik Fabrikası işçileri, 2001’den beri başarıyla yürüttükleri fabrika işgaliyle uzun bir süredir üretimi bizzat işçiler olarak yönetiyorlar. Mücadeleleri sonucunda, geçtiğimiz eylül ayında, fabrikanın mülkiyetinin kamu yararına işletilmesi adına işçi kooperatifine devredilmesi kararı çıktı. Biz de Türkiye’deki mücadeleler için olumlu bir örnek ve deneyim paylaşımı olabileceği düşüncesiyle İşçi Cephesi olarak Arjantin Zanon Seramik Fabrikası’ndan bir yoldaşımızı ağırladık.
Arjantin seramik sektörü, belki de Türkiye’de tersane sektörüne benzetebileceğimiz iş kazalarının ve sömürünün en fazla yaşandığı alanlardan birisi. Arjantin’de IMF politikalarının uygulandığı sırada dış borçlar ve bütçe açıklarından doğan 2001 krizi sonrası; (Türkiye’nin bu dönemine benzetebileceğimiz yoğun kitlesel işten çıkarmalarının olduğu dönemde) Zanon fabrikası patronu fabrikayı kapatacağını söyleyerek, işçileri kapı önüne koydu. İşçiler, kısa bir süre için verilecek işsizlik fonuna razı gelmek ya da girecekleri yeni bir işte her an kapı önüne koyulma tehlikesiyle çalışmak koşullarını kabullenmeyerek, fabrikada direnişe başladılar. Yoğun mücadeleleri sonucu başardıkları fabrika işgaliyle patronsuz şekilde, 2002 Mart’ında fabrikada üretime geçtiler. Bugün de, mücadeleleri yalnızca Nequen bölgesinde değil, aynı durumdaki diğer fabrikalara da bir örnek oluşturuyor. FASINPAT adıyla bilinen “patronsuz fabrikalar” olarak örgütlenerek, Zanon fabrikası önderliğinde bir işgal hareketi başlıyor. Şu an, dört fabrika da A’dan Z’ye işçiler tarafından yönetiliyor. Maaşlar, zamlar, üretim miktarları, çalışma koşulları, hammadde alımı işçilerce belirleniyor. Patronların uyguladığı ambargoya rağmen, bölge halkının ve yerlilerinin de desteğiyle, seramik üretimi sürüyor. Fabrika, şu an yaşanan kriz koşullarında dahi hiçbir işçisini çıkarmıyor ve satışlardan elde edilen kârlarla diğer fabrika grev ve direnişlerine maddi yardımda bulunuyor. Bu haliyle Zanon’daki; yalnızca 260 işçinin ekonomik zaferi değil, bölgede bir politik zafer anlamı da taşıyor ve dünya kapitalizminin işçilere dayattığı bu berbat yaşam koşullarında tüm dünya için ve elbette Türkiye için örnek bir mücadeleyi temsil ediyor.
Geçtiğimiz pazar; Zanon’un sağlık ve hijyen bölümünden sorumlu olan yoldaşımız, 9 yıllık mücadelelerinin her tür detayını biz işçi ve emekçilere anlatarak, uluslararası anlamda sınıf dayanışmasının en güzel örneklerinden birini yaşatmış oldu. Türkiye’de direnişte olan işçi arkadaşlarımıza patronsuz üretimin de mümkün olduğunu açıklayarak, bir mücadele perspektifi sundu. Bizlere Zanonlu yoldaşlarımızın ürettiği seramiklerden ve direnişin simgelerini taşıyan bayrak ve gömleklerden hediye ederek dünyanın bir ucunda hiç tanımadığımız yoldaşlarımızla aramızda bir bağ kurarak, başka bir dünyanın umudunu da paylaşmış olmamızı sağladı. Zanon fabrikasındaki yoldaşlarımızın zaferi uzaklık dinlemeden, Türkiye’deki direnişlere de örnek olacaktır.
Yaşasın İşçilerin Enternasyonal Birliği!
Yazan: İC – Haber (12 Ekim 2009)
Yorumlar kapalıdır.