Krizde milyoner sayısı nasıl arttı?

Neredeyse bütün işyerlerinde işten çıkarmalar oldu. Dünya ekonomik krizini gerekçe gösteren patronlar işten çıkarmalarla da yetinmedi. Ücretsiz izinler, zam ertelemeleri ve hatta ücret düşürmeler sıradan hale geldi. Biz işçi ve emekçilere de kriz döneminde bunların normal olduğu söylendi.

Patronların yaptıkları yetmedi! Hükümet de, bu sürecin mağduru işçi ve emekçiler değil de sanki patronlarmış gibi her türlü kıyağı, desteği onlardan esirgemedi. İşçilere, emekçilere gelince “kriz var, kaynak yok” diyen Hükümet patronlara vergi indirim ve ertelemeleri, kaynak destekleri yaptı. Sonuç! Milyonlarca işsiz var ve üç kuruş paraya geçinmeye çalışan on milyonlarca işçi ve emekçi yoksul, gerçek bir hayat memat mücadelesi veriyor…

Sınıf bilinçli işçiler biliyor! Krizin başından beri patronların nasıl da gelirlerinin düştüğü sürekli yazıldı, çizildi. Şimdi insan düşünmeden edemiyor! İşçinin, emekçinin hali bu şekildeyse kim bilir zavallı patronların, varlıklı nezih insanların durumu acaba nasıldır? Üzülmemek olanaklı değil! Mutlaka sınıf bilinçli işçilere işyerlerinde bu konuda dünya kadar soru soruluyor, onlardan açıklama bekleniyordur.

Krizde milyoner sayısı 6 bin arttı!

Aklımızdan bunlar geçerken aybaşında şöyle bir haber çıktı: “BDDK, eylül ayı itibariyle mevduatların büyüklükleri ve mudi sayılarını açıkladı. Kriz öncesine rastlayan Temmuz 2008’de 23 bin olan 1 milyon ve üzeri hesap sayısı 29 bine çıkmış. Buna göre kriz Türk milyoner sayısını azaltmak yerine artırmış.”

Haberin açıklamasını şöyle yapayım: Krizden önce –sözüm ona her şeyin güzel olduğu zaman- bankalarda 1 milyon ve üzeri hesabı olan milyoner sayımız 23 bin imiş! Sonra kriz gelmiş. Her şey çok kötü olmuş ama ne hikmetse milyoner sayısı azalmak bir yana 6 bin kişi daha artıp 29 bin kişiye çıkmış. Şimdi bu kriz kime yaramış? Nasıl yaramış? Kriz varken milyoner sayısı nasıl artmış? Ki artmış olduğuna göre bu milyonlar kimlerin ceplerinden onların ceplerine gitmiş? Nasıl gitmiş?

Ortada sizce de garip bir durum yok mu? Sınıf bilinçli işçiler bu durumun nasıl ortaya çıktığını işçilerle konuşmalıdır. Muhtemelen patronunuz bu 29 bin milyonerden biri! Hâlbuki kriz var, iş yok, para yok diyerek bir sürü arkadaşınızı işten atmıştı, değil mi? Hatta siz de işten atılanlardan biri miydiniz? Şimdi de çalışma şansı olan arkadaşlara zam yok, çok çalış az kazan devri diyorlar, değil mi?

Bankalarda bir milyon ve üzeri parası olanların toplam mevduat tutarı 199,6 milyar liraymış! Kimsenin parasında gözümüz yok diyemeyeceğim… Çünkü kriz var, ücrete zam yok denilen milyonlarca işçiden biri de benim… Bu haber de göstermekte ki patronlar yalan söylüyor. Hükümetin bu duruma nasıl eşlik ettiği ise ortada…

Bu durumda biz işçi ve emekçiler ne yapacağız? Sızlanmanın, dövünmenin ne bize ne de bir başkasına faydası yok! Öyleyse sınıf bilinçli işçilere düşen görev şu: halen krizin patronları da vurduğunu, onları da parasız pulsuz bıraktığını düşünen işçi arkadaşlar varsa onlara bu haberi okutacaklar. Nasıl olup da krizde milyoner sayısının 6 bin daha arttığını bilip bilmediklerini soracaklar? Ve diyecekler ki “krizde ne kadar işçi işini kaybetti?”. Kayıtlı bir milyonun üzerinde işçi-emekçi! Ne kadarı yeniden iş bulabildi? Çok azı! Nereden biliyoruz? Çünkü resmî işsiz sayısı bile 3,5 milyon kişi. Bir yanda milyonerler, bir yanda milyonlarca işsizler… Hesap ortada, anlaşılmayacak bir durum yok. Öyleyse gereğini yapmak gerekiyor. Gereği nedir? Mağdurlar yani işçi ve emekçiler birlik olacak, haklarını isteyecek, mücadele edecekler… Bilinçlenme böyle başlıyor… Öğrenerek, birlik olarak, mücadele ederek…

Yorumlar kapalıdır.