Domuz gribi nedir?

Pandemik influenza A (H1N1) virüsünün neden olduğu domuz gribi, kuş ve insan grip virüslerinin bir karışımı olarak ortaya çıkmış yeni bir grip türüdür.

Belirtileri nelerdir?

Belirtileri mevsimsel griple aynı ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları ve daha geri planda burun akıntısı, ishal, bulantı, kusmadır.

Nasıl bulaşır?

Mevsimsel gribin yayılması gibi yayılır. İnsandan insana hapşırma ve öksürme ile saçılan damlacıklar yoluyla yayılır. El teması ile de yayılır. Cansız yüzeylerde (kapı kolu, masa vs.) virüs 2 saat canlı kalabilir.

Bulaşmasını engellemek ve korunmak için bireysel olarak ne yapmalıyız?

-En önemli önlem ellerin yıkanmasıdır.

-Uykusuz kalınmamalı, yeterli ve dengeli beslenilmeli, fiziksel aktivite sağlanmalı, günlük stres kontrol edilmeli.

-Kısaca genel sağlık önlemlerine dikkat edilmelidir. Bunlar vücudun direncini arttıran faktörler.

-Hasta kişilerle yakın temastan kaçınılmalıdır.

-Öksürürken ve hapşırırken ağız ve burun kapatılmalıdır. Kullanılan mendiller hemen çöpe atılmalıdır.

-Eller sabunlu suyla yıkanmalı, ya da alkollü temizleyiciler kullanılmalıdır

-Eller ağız ve buruna götürülmemeli, virüs bu yolla yayılabilir.

-Hastalanınca veya hastalıktan şüphe ediliyorsa vakit geçirmeden doktora gidilmelidir.

-Hastalanınca okula ve işe gidilmemelidir.

Domuz gribi tehlikeli bir hastalık mıdır? Neden?

Mevsimsel gribe kıyasla daha hafif geçirilen bir grip türüdür. Öldürme hızı binde 3 ile 5 arasındadır ancak öldürme oranının düşük olmasına rağmen yayılma hızının yüksek oluşu ekonomik anlamda iş kayıplarına ve kilit alanlarda da (sağlık vs.) personel sıkıntısına yol açabilmektedir. Ölüm oranı riskli gruplarda, -6 ay-24 yaş arası hamileler, kronik hastalığı bulunanlar, hasta ile ilk temasta bulunacak olan hizmet grupları (sağlık, güvenlik görevlileri vs.)- daha yüksek. Salgında en büyük risk grubunu sayıca artan işsizler ve yoksullar oluşturuyor. Vücut direncini azaltan en önemli faktör yoksulluğa bağlı yeterli ve dengeli beslenmeme.

Ne yapılmalı?

Önlemler aşı ve el yıkama, öpüşüp tokalaşmamayla sınırlandırılıyor. Aşı konusunda ikircikli bir tutum sergileniyor. Oysa, neoliberal politikalarla birlikte sağlıkta gerçekleştirilen dönüşümler salgını ve ölümü arttırıyor. En büyük risk grubunu işsizler ve yoksullar oluşturuyor, artan taşeronlaştırma ve esnek çalıştırma uygulamasına son verilmeli. Sosyal güvenceden yoksun, sağlıksız çalışma koşulları ve yoksulluk sınırının altındaki ücretleriyle taşeron işçileri salgının açık hedefi haline geliyorlar. Bu kesimlerin barınma, beslenme, temiz su, temizlik malzemesi ihtiyaçları karşılanmalı. İlaç ve muayene için getirilen katkı ve katılım payları sağlık hizmetine erişimi engelliyor kaldırılmalı.

Her türlü iş kazası ve meslek hastalığı ile karşı karşıya olan sağlık çalışanları için iş sağlığı birimleri ve iş güvenliği birimleri kurulmalıdır. Cerrahi maske, eldiven vs. gibi koruyucu önlemler alınmalıdır. Okulların tatil edilmesi salgının önlenmesi için yeterli değil. Yeterli sayıda personel istihdam edilmeli ve gerekli temizlik malzemeleri ücretsiz sağlanmalıdır.

Aşı tartışmaları

H1N1 virüsüne karşı aşı çalışmaları Temmuz ayından bu yana devam ediyor. Aşı 5 bin civarı çocuk ve erişkin üzerinde denendi. Belirgin bir yan etkisi gözlenmedi. Dünya çapında ilk kez böyle kitlesel bir aşılama yapılıyor; az rastlanan yan etkilerin ortaya çıkma olasılığı olmakla birlikteaşılama, bulaşıcı hastalıklarla savaşta etkinliği bilimsel açıdan kanıtlanmış bir yöntem.

Ayrıca unutmamak gerekir ki, grip virüsü hızla değişebilen bir virüs. Ancak yayılım hızı azaldıkça virüsün diğer grip etkenleri ile karşılaşıp yeni bir virüsedönüşme olasılığı azalır.

(TTB ve SES in ilgili kaynaklarından yararlanılmıştır.)

Yazan: A. Ela Toprak (25 Kasım 2009)

Yorumlar kapalıdır.