Baskı ve şiddet rejimi sürüyor!

Referandum sürecinde demokrasi ve özgürlük üzerine demeçler verilirken, 11 Eylül gecesi İstanbul’un çeşitli ilçelerinde ESP üyelerine polis baskınları yapılıyordu. 12 Eylül akşamı, anayasa değişikliklerinde “yetmez ama evet” diyerek hükümetten güvenoyunu esirgemeyen sol gruplara, Başbakan da teşekkürünü eksik etmemişti. Şimdi, ‘solculardan’ çıkan evet oyları hükümete yetmemiş olacak ki, referandumdan on gün sonra Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) ve Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) binaları ile yöneticilerinin evlerine “Devrimci Karargâh bağlantısı” olduğu iddiasıyla operasyon düzenlendi. Aralarında SDP Genel Başkanı’nın da bulunduğu 17 kişi gözaltına alındı.

Polis, soruşturmaları “örgüt üyesi olmak” gerekçesiyle yaptığını açıkladı. Ancak bazı gazeteler bu iddiaları, İstanbul Bostancı’da düzenlenen polis operasyonunda öldürülen Devrimci Karargâh örgütü üyesi Orhan Yılmazkaya’nın PKK’nin silahlı gücü HPG karargâhlarında eğitim gördüğü ve söz konusu örgütün son zamanlarda illegal faaliyetlerini gizlemek için SDP içerisinde faaliyetlere katıldığı, parti içinde örgütsel yapılanmaya yöneldiği iddialarıyla çeşitledi. SDP Genel Başkanı’nın tutuklanmasını da 29 Mart Yerel Seçimleri’nde İstanbul Sancaktepe’den DTP’den belediye başkan adayı olmasıyla ilişkilendirdi.

Bu tutuklamaların hemen ardından, Hanefi Avcı’nın da Devrimci Karargah’la ilişkilendirilmesi, süreci yeni bir boyuta taşıdı. Öte yandan, Sosyalist Parti MYK üyesi Mahir Sayın da Devrimci Karargah’ın liderlerinden ilan edildi ve hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.

Bu düzmece operasyonun, referandumun hemen ardından yaşanması ise bir tesadüf değil. Referandumdan güçlenerek çıkan hükümet, demokrasi söylemini bir an olsun eksiltmeksizin, muhalif kesimlere yönelik baskısını arttırıyor. Sosyalist hareket üzerindeki devlet terörüne son! Tutuklanan sosyalistler derhal serbest bırakılsın!

Yorumlar kapalıdır.