Ustalık döneminin ilk icraatı: Kıdem tazminatının kaldırılması

12 Haziran seçimlerinin ardından AKP hükümeti neoliberal saldırılarına kaldığı yerden devam ediyor. Patronların omzundan büyük bir yükü daha kaldırmaya, Türkiye işçi sınıfının ise kazanılmış en önemli haklarından birini daha almaya hazırlanıyor; kıdem tazminatını.

Kıdem tazminatı nedir?

Kıdem tazminatı iş sözleşmesinin sona ermesi sonucunda işçinin yıpranması karşılığı geleceğini güvence altına almak amacıyla ödenen tazminattır. Bir yıldan fazla süre bir işyerinde çalıştığını ispat eden işçi, kadın işçinin evlendikten sonra bir yıl içinde işten ayrılması, askerlik, emeklilik ve İş Kanunu’nun 24. maddesinde belirtilen işçinin haklı nedenlere dayalı tek taraflı fesih hakkını kullanmaktan dolayı ayrılması halinde; çalıştığı her yıl için 30 günlük brüt ücret tutarınca kıdem tazminatı almaya hak kazanır. Ölen işçinin kıdem tazminatı ise yasal mirasçılarına ödenir.

1936 yılında 5 yıl çalışma koşulu ve 15 gün üzerinden hesaplanarak ilk kez uygulamaya giren kıdem tazminatı, Türkiye işçi sınıfının mücadelesi ile 1973 yılında 1 yıl çalışma ile ve 30 gün üzerinden hesaplanmaya başlanmıştır.

Yani şu anki uygulamada 20 yıl süreyle çalışan bir işçi bu koşullarda işten ayrılması suretiyle 20 brüt maaşlık tazminat almaya hak kazanır. Fakat hükümetin iş güvencesini ortadan tamamen kaldırmak amacıyla gündeme getirdiği Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı ile 20 yıla 20 aylık brüt maaş değil 6 aylık brüt maaş ödenecektir. Böylece emekçiler tazminat hakkının %60’a varan kısmını kaybedecek.

Yeni düzenlemede işveren kıdem tazminatı için gerekli parayı bu fona yatıracak, devlet de bunu denetleyecek! Daha önce de TTF (Tasarrufu Teşvik Fonu), KEY (Konut Edindirme Fonu) ve İşsizlik Sigortası Fonu gibi fonların nasıl da işlevsizleştirilip sermayeye hibe edildiğine şahit olmuştuk. Dahası, kayıtdışı çalışmanın bu kadar yoğun olduğu bir ülkede Kıdem Tazminatı Fonu ile bu çalışanlar, muhattapları fon olduğu ve resmiyette çalışan olarak gözükmedikleri için tek kuruş alamayacaklar. Ayrıca bu fon uygulamaya girecek olursa, kıdem tazminatı alma halleri de azalacak. Mesela askere giden, 10 yılı tamamlamayan, evlenen veya işten çıkartılsa bile kanunun öngördüğü gereklilikleri taşımayan işçi kıdem tazminatı alamayacak. Bu durumda ya öldüğümüzde ya da emekli olduğumuzda tazminat alabileceğiz gibi görünüyor.

Hepsinin ötesinde, kıdem tazminatı gibi toplu bir ücret ödemesi işverenin işçi çıkartması önündeki en büyük engel. Yani şu anki uygulamada kıdem tazminatı işçiler için iş güvencesi anlamına gelip toplu işten çıkartmalarda caydırıcı bir etken. Fakat bu yeni düzenleme yürürlüğe girerse işçi kıyımları tekrar gündeme gelecek ve bununla birlikte iş güvencesi ortadan kalkacağı için zaten kısıtlı olan örgütlenmemizin önüne bir ket daha vurulmuş olacak.

Kıdem tazminatı ödeme zorunluluğu ortadan kalkınca işçi çıkartma yönündeki son engellerden birini de aşacak olan patronlar ücretlerde de istediği gibi oynama yapabilecek olup, ücretini beğenmeyene rahatlıkla kapıyı gösterebilecektir.

Görünen tablo her ne kadar karamsar olsa da bizim iş güvencemiz ve onurlu bir gelecek için mücadele etmekten başka çıkış yolumuz yok.

Yorumlar kapalıdır.