GSÜ ODTÜ’nün yanında: “Rektör istifa!”
GSÜ (Galatasaray Üniversitesi) öğrencileri ODTÜ’deki şiddetin sorumluluğunu öğrencilerin üzerine yükleyen bildiriye imza atan rektörün istifasını talep etti.
Bilindiği gibi 20 Aralık tarihinde Göktürk adlı casus uydusunun uzaya gönderilmesini izlemek için ODTÜ’ye giden Başbakan arkasında 3600 polis, 20 zırhlı araç, 105 koruma aracı ve 8 TOMA ile beraber üniversite kampüsüne girmişti. Bu işgale ve esas olarak hükümetin üniversiteleri sermaye için bir cennet haline getirecek yeni YÖK yasa tasarısına karşı görüşlerini bir basın açıklamasıyla dile getirmek isteyen öğrencilerin karşılaştıkları ise medyanın gözü önünde saatlerce süren bir polis saldırısı ve ablukası olmuştu.
Başbakanın, öğrencileri ve olayın burjuva medyada yer almayan iç yüzünü anlatan öğretim elemanlarını hedef göstermesinin ardından öğrencilere yönelik gözaltılar, taciz ve polis şiddeti geldi. Bu sırada iktidarın kurumları da boş durmadı ve başbakana sayısızca teşekkür eden ve ODTÜ’deki öğrencileri kınayan bir metin kaleme alındı ve üniversite rektörlerine iletildi. İktidarın rektörleri ardı ardına imzalarla ODTÜ’de polisin yarattığı terör ortamına bir kelime dahi değinilmeyen bu metne destek çıktı.
Bu destekçilerden biri olan Galatasaray Üniversitesi rektörü Ethem Tolga, daha önce okul öğrencileri tarafından ziyaretçi yasağı adı altında üniversitenin kamuya kapatılması, kantin-fotokopi fiyatlarına yapılan %100’lük zamlar, akademik konferansların katılımcılarını beğenmeme nedenli baskılar vb. sebepler dolayısıyla pek çok kez irili ufaklı protestoyla karşılaştı.(*) Ancak deyim yerindeyse ODTÜ’lü öğrencileri suçlayan metne üniversite adına imza atması bardağı taşıran son damla oldu. Öğrenciler olarak bir araya gelerek ne yapılması gerektiğini tartıştık ve acil bir eylem kararı aldık. Tepki o kadar büyüktü ki, çok kısa süre ve kısıtlı imkanlara karşın çok başarılı bir örgütlenmeyle eylem gerçekleştirildi.
Burjuva medyanın dahi yer vermek zorunda kaldığı eyleme katılım, rektörlüğün ‘turnike bozuk’ vb. bahanelerle engellemeye çalışmasına rağmen 2000 kişilik okulda yüzlerce kişiyi buldu. Eyleme öncelikle rektörü protesto sloganlarıyla başladık. Ardından hep beraber basın mensuplarına açıklama yapmak için kapıya yürüyüş yaptık ama basın açıklaması ‘kamu üniversitesi’ni kamudan ayıran demir parmaklıklar arasında yapılmak zorunda kaldı. Rektörlük ‘internet kesme’ yoluyla kampüsteki haberleri geçebilmemizi engelleyebileceğini sandı fakat başarılı olamadı. “Sermaye üniversiteden defol”, “Her yer ODTÜ her yer direniş” , “Rektör istifa” sloganları ile devam eden eylem daha sonra bir öğrenci forumuna çevrildi ve öğrenciler taleplerini özgürce dile getirdiler. Üniversite çalışanları da bizimle birlikte foruma katıldı ve görüşlerini sundu. Direnişteki İTÜ asistanlarına destek, Roboski Katliamı, üniversitelerin asıl bileşenleri olan öğrenci ve çalışanların üniversitedeki tam denetimi ve üniversitenin yerel sorunlarının konuşulduğu forumdan 27 Aralık Perşembe günü için 2 saatlik bir boykot kararıyla ODTÜ öğrencileriyle dayanışmanın büyütülmesi ve daha kapsamlı bir forum kararı alındı.
Aslında her şeyi özetleyen basın açıklamasının son kısmını sizlere aktarıyoruz:
“Hedef tahtasına konması gereken öğrenciler değil, polis şiddeti ve bu baskının asıl sorumlusu olan iktidardır. Bizler GSÜ öğrencileri olarak ODTÜ öğrencileri ile dayanışma içerisinde olduğumuzu bildiriyor ve bizim adımıza söz söyleme cüretini gösteren üniversite yönetimini teşhir ediyoruz! Bilimsel ve düşünsel ilerlemeden dem vurup, üniversitelerde silah üreten teknoparkları görmezden gelen ve (sözde) “şiddet içeren eylemleri” kınamakta bir beis görmeyen GSÜ yönetimi derhal altına imza attığı metinden imzasını çekmelidir! Üniversite bileşenlerini yok sayan bu dayatmanın sorumlusu olan GSÜ rektörü bizlere de bir açıklama yapmakla yükümlüdür!”
Yorumlar kapalıdır.