“Tacizsiz ve Tayyipsiz yaşam alanı için sokaklardayız!”
Kırmızılı kadın, siyahlı kadın, başörtülü kadın, marjinal anneler… Hepimiz en başından beri direnişteydik. Kimsenin annesi, bacısı olduğumuz için değil. Her gün bedenimiz üzerinden söz söyleyen, kimliğimiz üzerinden siyaset yapan iktidara karşı öfkeli olduğumuz için.
Kimse bizi provoke ettiği için değil, yaşadıklarımız, maruz bırakıldıklarımız yüzünden hayatımız nicedir kendi istediğimiz şekilde olmadığı için Gezi direnişi boyunca en öndeydik ve taleplerimizi, isyanımızı kararlılıkla savunduk.
Direnişin yarattığı birlik ve dayanışmadan başka, kimsenin korumasına ihtiyaç duymadan oradaydık. En az erkekler kadar öfkeliyiz. Bu yüzden öfkemizi dillendirdik. Ama bunu bizi aşağılayan cinsiyetçi ve küfürlü bir dille değil, direnirken söz üretmenin, öfkemizi ifade etmenin farklı yollarını keşfettiğimiz bir dille kendimizi var ettik.
Şiddet gizli ya da açık aslında gündelik hayatımızın bir parçası. Her gün, her an üzerimizde hissettiğimiz cinsel taciz ve tecavüz tehdidi, yalnızca hayatımızdaki erkekler tarafından değil, devlet tarafından da nicedir bir işkence aracı olarak kabul görüyor; örgütlü ve sistematik biçimde kullanılıyor. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın hemen hepsi, tacizle, tecavüz tehdidiyle korkutulmaya çalışıldı. Bugüne kadar devlet tarafından yapılan tek resmi açıklama olan Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün açıklamasında hiçbir soruşturma, incelemeden söz edilmeksizin taciz iddiaları dayanaksızca reddediliyor. Halbuki resmi kurumlardan beklediğimiz, gözaltında yapılan tacizler için mazeretleri yazıya dökmeleri değil, bu muameleleri bir an önce tespit edip cezalandırmalarıdır; yapılması gereken taciz suçlarında sorumluluğu olan emniyet mensuplarının yargılanması ve polis teşkilatı içinde konuyla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatılması olacaktır.
Mısır’da direnen kızkardeşlerimiz için de aynı durum geçerli. Kadınlara yönelik bu organize şiddet, kadınların sokak siyasetini, mücadeleyi terk etmeleri için. Çünkü kadınların sokaklarda olması, kendi özgürlük taleplerini dillendirmesi ve direnmesi her türlü otoriter, baskıcı, muhafazakâr, erkek iktidarını tehdit edecek. Yaşananların bu çarpıcı ortaklığı, kadınlara karşı uygulanan cinsel taciz ve cinsel saldırının sistematik olduğunun açık kanıtıdır. Bu yüzden gözaltında, sokakta, her yerde tacize ve erkek iktidarına karşı ses çıkartalım. Çünkü kadınlar direnirken çok güçlüler!
Yorumlar kapalıdır.