Eğitimin ticarileşmesi yolunda önemli bir adım: Özel okullara devlet desteği

Uzun yıllardır süren, devlet okullarının içinin boşaltılması ve eğitimin giderek ticarileşmesi sürecinin bir ileri adımı da bu sene ilk kez uygulanan teşvik sistemi ile atılmış oldu. Devlet okullarının verdiği eğitimin niteliksiz ve kalitesiz oluşu uzun süredir ailesi özel okul ücretlerini karşılayabilen öğrencilerin özel okulları tercih etmesine sebep oluyordu. Bu seneden itibaren devlet yardımı aracılığıyla özel okullara kaydolmak bir kat daha özendirilmeye başlandı. Bu da yetmemiş olacak ki, ortaöğretim kurumlar sınavının ardından tercih döneminde yerleşemeyen çok sayıda öğrenci yaşadıkları şehirlerin en uzak uçlarındaki liselere yerleştirilerek adeta özel okullara gitmeye zorlandılar.

Tercih döneminde hiçbir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler otomatik olarak ‘evlerine yakın bir ortaöğretim kurumuna’ yerleştirildi. Ancak gazete ve televizyonlarda hemen her gün evinden kilometrelerce uzaktaki liselere yerleştirilen öğrencilerin haberleri görülebilmektedir. Özellikle İstanbul’da 100 kilometreye varan mesafelerdeki liselere yerleştirilen çok sayıda öğrenci olması tepki çekti. Bu öğrenciler ve aileleri elbette okula ulaşabilmek için her gün bu mesafeleri kat etmek istemeyeceklerdir. Bu öğrenciler özel okullara muhtaç edilmişlerdir.

Milli Eğitim Bakanlığı ise ‘üzerine düşeni’ bu seneden itibaren özel okullarda okumak isteyen öğrencilere yardımda bulunarak yapmaktadır. Çeşitli kademelerden her yıl 250 bin öğrenciye yıllık 2500 ile 3500 TL arası katkıda bulunmayı planlayan bakanlık, bu parayı doğrudan özel eğitim kurumlarına verecek, buna karşılık olarak bu miktar, öğrencinin okul ücretinden düşülecek. Ortalama eğitim süresini 4 yıl olarak düşünürsek her yıl 250 bin yeni öğrenciye 3000’er TL destek verildiğinde 2018 yılından itibaren 1 milyon öğrenci devlet desteği ile özel okullarda eğitimine devam ediyor olacak. Bu durumda, Milli Eğitim Bakanlığı özel okullara yılda 3 milyon lira aktarmış olacak. Özel okul ücretlerinin yıllık 16 000 TL’den başlayarak 49 000 TL’ye kadar çıktığı düşünüldüğünde bu yardım velilerin sırtındaki yükün ancak küçük bir kısmına denk gelmektedir.

Her yıl özel eğitim kurumlarına (özel okullar ve dershaneler) harcanan paranın boyutları düşünüldüğünde, bu miktarla kısa sürede eğitimin fiziksel şartlarını üst düzeye çıkartmak ve her öğrencinin evinin yakınında parasız eğitim alabileceği bir eğitim kurumuna yerleşebilmesine olanak sağlayacak biçimde yeni okul ve dersliklerin inşa edilmesi mümkün. Oysa bunun yerine, bizzat hükümet tarafından eğitim her geçen gün biraz daha fazla bir hak olmaktan çıkartılıp, ancak parası olanların satın alabileceği bir ayrıcalığa dönüştürülüyor. Her öğrenciye parasız, eşit, bilimsel eğitim sunmak yerine özel okul sahiplerinin cebini doldurmayı amaç edinmiş bir hükümet, patronlardan başkasının hükümeti olamaz. AKP’nin oylarını aldığı insanların temsilcisi olmadığı, tersine tüm diğer düzen partileri gibi onların düşmanı olduğu her alanda olduğu gibi eğitim politikalarında da açıkça görülmekte.

Yorumlar kapalıdır.