Isparta’da iş cinayeti

Geçtiğimiz günlerde, Isparta Yalvaç’ta elma bahçesinde çalışan mevsimlik işçileri taşıyan minibüsün freninin boşalması sonucu meydana gelen kazada 15’i kadın 1’i çocuk olmak üzere 17 işçi hayatını kaybetti. Bu 2014 senesinin başından beri meydana gelen 55. kaza! Burjuva medyada her ne kadar inatla trafik kazası olarak gösterilmiş olsa da, 27 kişi kapasiteli minibüse 45 işçinin bindirilmesi, kaza sırasında minibüste 1200 kilo fazla yük olması bunun aslında bir trafik kazasından öte diğer 54’ü gibi önlem alınmamış iş cinayetlerinin bir halkası olduğunu kanıtlıyor!

Mevsimlik işçiler ne şartlar altında çalışıyor?

Mevsimlik işçiler hakkında çok ölümlü kazalar olmadığı takdirde medyada herhangi bir şeye rastlamamız pek mümkün olmuyor ne yazık ki. Ancak Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün verilerine göre iş kazaları ve meslek hastalıkları yönünden madencilik ve inşaat sektöründen sonra en tehlikeli sektör tarım! Hatta öyle ki, mevsimlik tarım işçilerinin yüz binlercesi en temel haklardan dahi yoksun olarak çalışmak zorunda kalıyor, ne sigortaları var ne iş güvenceleri ne de kıdem tazminatı hakları…
Türkiye’de neredeyse 3 milyon mevsimlik tarım işçisi var ve bunların çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor, kadınların da pek çoğu çocuklarıyla birlikte çalışıyor. Isparta’daki kazada okul harçlığını kazanmak için annesinin yanında çalışmaya giden Veli’nin de hayatını kaybetmesi istisnai bir durum değil yani. Veli gibi binlerce çocuk Türkiye’nin dört bir yanında ailesiyle birlikte kayıtsız, sigortasız sabahtan akşama kadar sırf okul harçlığı kazanabilmek için çalışmak zorunda bırakılıyor. Tüm bu mevsimlik işçilerin dayıbaşı/çavuş adı verilen aracılar dışında muhatap alabilecekleri kimsenin olmayışı, var olan hiçbir yasa ile mevsimlik işçilerin haklarının güvence altına alınmayışı yani özetle mevsimlik tarım işçilerinin hayatının patronların insafına bırakılmış olması tüm bu işçilerin her an hayatlarını kaybedebilecekleri korkunç bir çalışma düzenin içerisinde kaldıklarını kanıtlıyor.

Mevsimlik tarım işçilerinin yüzde 80’inin sosyal güvenceye sahip olmaması, ulaşım, işçi sağlığı, iş güvencesi vs. hiçbir sosyal hakkın tanınmayışı, mevsimlik işçilerin pek çoğunun yollarda, tarlalarda bir bir ölüme yollanmasının önünü açıyor. Dolayısıyla başta Isparta’daki olmak üzere hiçbir kazanın gerçek anlamıyla bir kaza olamayacağını, yaşanmaması için hiçbir önlem alınmamış olmasından anlayabiliyoruz!

Bakan proje diyor, işçiler bir bir ölüyor!

2 sene önce meclise mevsimlik tarım işçilerin çalışma şartlarıyla ilgili bir önerge geldiğinde Çalışma Bakanı’nın bu önergeye cevabı, koşulları iyileştirmek için projeler, yatırımlar yapıldığı olmuştu.

Bakanın bahsettiği projeler nasıl oluyor da 27 kişi kapasiteli bir servise 45 işçinin bindirilmesini engelleyemiyor ve 17 işçiyi aleni şekilde ölüme gönderiyor?! Nasıl oluyor da bunca çalışma, proje vs varken 2013 senesinde, 292 mevsimlik tarım işçisi sırf alınmamış önlemler yüzünden ölüyor? Nasıl oluyor da binlerce çocuk hâlâ mevsimlik tarım işçisi olarak sabahtan akşama kadar çalışmak zorunda kalıyor? Nasıl oluyor da mevsimlik işçilerin neredeyse hepsi en temel haklardan dahi yoksun olarak çalışmaya devam edebiliyor?

Açıkça görüyoruz ki ne projeler, ne yatırımlar ne de yapılan, yapıldığı, yapılacağı söylenen hiçbir şey işçi emekçi kitlelere sefalet, açlık ve tüm bunların ötesinde ölümden başka hiçbir şey getirmemekte. Yaşanan tüm bu iş cinayetlerinin sorumlusu olan hükümet ve egemen sınıfın tam da varlıklarını üzerine kurdukları bu korkunç işçi düşmanı politikalardan vazgeçmeyeceklerini biliyoruz. Tam da buradan hareketle biz işçi emekçi kitlelere tüm bu cinayetleri durdurabilmek, yeni cinayetlerin yaşanmasını engelleyebilmek ve bütün bu işçi-emekçi düşmanı politikaları durdurabilmek adına örgütlenmek, hayatımızın her alanında bizi öldürülen kapitalizmle örgütlü bir savaş sürdürme görevi düşüyor, çünkü biz işçi-emekçilerin hayatları, patronların ve temsilcilerinin ellerine bırakılamayacak kadar değerli!

Yorumlar kapalıdır.