Dora işçileri mahkemedeydi

Sendikalı oldukları için işten atılan Dora otel işçilerinden üçünün 16 Haziran’da işe iade mahkemeleri vardı. Mahkeme iki ayrı oturumda gerçekleşti. Sabah saat 9:30’da işten atılan işçilerden Zafer Cengiz’in işe iade davası vardı. Zafer Cengiz’in davacı olarak katıldığı ilk oturumda sendikalı olmak istediği için işten atılan Cengiz sendikal faaliyetten değil performans düşüklüğü bahane edilerek işten atılmıştı. 1 yıldan daha uzun süredir çalıştığı Dora Otel işvereni her nasılsa sendikal çalışma esnasında Zafer Cengiz’in performans düşüklüğünü hatırlamıştı. Dava tanıkların dinlenmesi ile devam etti Cengiz’in tanığı Tüm Emek-Sen Mali Daire Başkanı Ekrem Sarıoğlu, işverenin önce sendikalaşma çalışmasından haberdar olmadığını daha sonra ise içeriden bir işçinin muhbirlik yapması sonucu sendikal mücadelenin açığa çıktığını söyledi .

Dora patronu önce 3’ü sendikalı 5 işçiyi işten atmıştı. Sendikal çalışma yürüten otel çalışanları 24 Eylül günü saat 8:45’te çalışmayı durdurarak işten atılan işçilerin asıl atılış nedenlerini sormuş işveren makul bir cevap verememişti. Bu iş bırakma eylemi esnasında Zafer Cengiz mesaide olmamasına rağmen 1,5 ay sonra işten atılmıştı. Mahkeme tanıkları dinledikten sonra davayı 9 Eylül’e erteledi. Bu dava esnasında dava hakiminin sert ve davayı işçilerin aleyhine yönlendirme ve agresif tutumu dikkat çekiciydi. Bir başka dikkat çeken durum ise işverenin tanık olarak gösterdiği çalışanların Genel Müdür, Personel Şefi ya da Müdür Yardımcısı konumunda olmalarıydı, yani sıradan işçileri şahit olarak getirmemiş yada getirememişlerdi.

İkinci dava ise Hüseyin Hır ve Muhammet Kırtaş’ın işe iade davalarıydı. Bu davada aynı mahkemenin yani Çağlayan Adliyesi’nin bir başka salonunda görüldü. Dava saat 10:45’te görülmeye başlanan dava işçilerin ve işverenin avukatları, davacılar, tanıklar ve davayı izleyenler mahkeme salonunda hazır bulunduktan sonra başladı. Burada Muhammet Kırtaş ve Hüseyin Hır’ın işe iade davası görüldü. Muhammet Kırtaş otelde temizlik işçisi olarak çalışıyordu. İşveren Kırtaş’ı müdürler vasıtası ile korkutmuş ve sindirerek istifaya mecbur bırakmıştı ve istifa ederse kendisine hak ettiğinden fazla tazminat ödeneceğini vaad etmişti. Panik atak rahatsızlığı olan ve o anki endişe ile sağlıklı düşünemeyen Muhammet Kırtaş daha sonra sakin kafayla düşündüğünde yaptığının farkına varmış ve istifa etmekten vazgeçmişti. Bu davada davacının tanığı olarak dinlenen ve Dora Otel’de çalışırken sendikal faaliyette bulunduğu için işten atılan Saliha Paksoy’du. Paksoy, Muhammet Kırtaşın işten atılmasının sebebinin sendikal mücadele olduğunu belirterek işverenin sendikadan ve sendikalılardan hoşlanmadığını ve Genel Müdürün sendikal mücadele içinde olanların kafasını koparırım tehdidinde bulunduğunu belirtti. Personel Müdüresi ise Kırtaşın kendi isteği ile istifa ettiğini çünkü vicdanen rahatsızlık duyduğunu söyledi.

Daha sonra anlaşıldı ki durum farklı. Vicdanen rahatsızlık duyuyordu denilen durum şöyle gelişmiş: Kırtaş meydancılık yapıyormuş yani sadece otelin koridorlarının temizlenmesinden sorumluymuş. Oda temizliği yapmıyor olmasına rağmen işten çıkarılmadan birkaç gün önce arkadaşlarına yardım için müşteri odasında da temizlik yapmış ve orada bir su şişesini içinde su var zanederek odaya bırakmış. Şişeye ise çamaşır suyu konmuş. Kırtaş’ın bundan haberinin olmamasına rağmen müşteri bu suyu kullandıktan sonra şikayette bulunmuş. Personel müdürü Muhammet Kırtaş’ın gözünü korkutarak müşterinin şikayetçi olacağını bu yanlışlığın onun başına iş açacağın söyleyerek zaten panik atak olan Kırtaş’ı daha da endişeli bir duruma sokmuş ve kendi isteği ile istifa ederse müşteriden ondan şikayetçi olmaması için konuşacaklarını söylemiş. Ve kendisine hak ettiğinden fazla tazminat ödenmesi vaadinde bulunmuş. Bu çamaşır suyu olayının bir komplo olma ihtimalinin yüksek olduğu söyleniyor.

Dava önce 16 Eylül’e ertelense de avukatların bir önceki davanın tarihi olan 9 Eylülde görülmesi talebi hakim tarafından da anlayışla karşılanarak dava 9 Eylül’e ertelendi.

Yorumlar kapalıdır.