Grev yasaklarına hayır! Birlik, mücadele, zafer!

Yaklaşık 130 bin metal işçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinde Türk-Metal ve Birleşik Metal-İş’in 2 Şubat tarihi için aldığı grev kararı, beklendiği üzere, AKP hükümetinin aldığı Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklandı. “Milli güvenliği bozucu niteliğinden ötürü” grevin yasaklanmasıyla Saray ve AKP hükümeti bir kez daha işçi düşmanı, patronların hizmetinde bir iktidar olduğunu ortaya koymuş oldu.  AKP iktidarı, 6’sı OHAL döneminde olmak üzere toplam 14 kez “milli güvenliği” ve/veya “genel sağlığı bozucu” olduğu gerekçesiyle grev yasağı ilan ederek işçi sınıfının en temel haklarından olan grev hakkını fiilen uygulanamaz hale getirmeye çalışıyor.

2017 metal TİS’i yalnızca metal işçileri için değil tüm Türkiye işçi sınıfı açısından büyük önem taşımakta. 2015’te on binlerce metal işçisinin MESS’e ve Türk Metal bürokrasisine karşı gerçekleştirdiği tarihi seferberliğin ardından, 2017 TİS’inde metal işçisi yeni bir kölelik sözleşmesini kabul etmemeye kararlıydı. Metal işçisinin bu kararlı duruşu, Türk-Metal’i ilk 6 ay için yüzde 38 zam istemeye ve ardından grev kararı almaya zorladı. Metal işçisinin elde edeceği kazanım, yalnızca bu sektörle sınırlı kalmayacak, diğer sektörlerdeki işçiler için de önemli bir referansa dönüşecekti. Metal işçisinin bu kararlı duruşunu ezmek için bir kez daha AKP hükümeti sahneye çıktı ve sendikaların aldığı grev kararının “60 gün süreyle ertelendiğini”, yani yasaklandığını açıkladı.

Bununla birlikte, AKP’nin metal işçisinin grevi yasaklayacağı herkesin malumuydu. Türk-Metal bürokrasisinin hükümetin bu kararını mücadeleyi satmak için kullanmaya çalışacağı da… Özellikle, Afrin operasyonun başlamasıyla “ülkemizin içinde bulunduğu kritik süreçte işçilerin grev yapmasının ülkenin birlik, bütünlüğüne zarar vereceği” şeklinde bilindik nakaratın patronlar, hükümet ve bürokrasi tarafından kullanılması hiç kimse için sürpriz değildi. Bu nedenle, kararlı duruşuyla Türk-Metal bürokrasisine grev kararı aldıran metal işçileri, Türk-Metal yönetiminin yeni bir “satış sözleşmesine” imza atmasına hiçbir koşulda izin vermemelidir. Birleşik Metal-İş grev yasağını tanımayacağını şimdiden açıkladı. Türk-Metal’in de işçi düşmanı bu kararı tanımaması fiili ve meşru mücadele yoluna girmekten başka seçeneği yoktur.

Hükümetin grev yasağı kararıyla metal işçisinin mücadelesini boğmaya çalışmasına karşılık olarak, Türk-Metal’e, Birleşik Metal’e ve Çelik-İş’e bağlı işçiler, işyerlerinde grev komiteleri kurarak, sözleşmenin kaderini sendika bürokrasisine terk etmeyerek ve mücadeleyi birleştirerek kazanabilir. Türk-Metal’i greve zorlayan işçiler, işyerlerinde birliklerini grev komiteleri aracılığıyla güçlendirerek, Türk-Metal yönetiminin kölelik sözleşmesine imza atmasını engelleyebilirler. Hükümetin işçi düşmanı ve hiçbir hukuki temeli bulunmayan kararı tıpkı 2015 Metal Fırtına dönemindeki gibi fiili ve meşru mücadele yoluyla, şalterlerin fabrikalarda inmesiyle yırtılıp atılabilir. Bunun için tüm Türkiye işçi sınıfı metal işçisinin onurlu mücadelesi etrafında kenetlenmelidir.

İşçi Demokrasisi Partisi, 26 Ocak 2017

Yorumlar kapalıdır.