ABD’nin vergi hamlesi Türkiye’yi etkiler mi?

ABD’nin çelik ithalatına %25 ve alüminyum ithalatına %10 gümrük vergisi koymasına ilişkin kanun 23 Mart itibariyle yürürlüğe girdi. 19 Mart’ta Trump tarafından imzalanan kanun, ABD ile ticari ilişkilerde Türkiye gibi birçok ülkeyi etkileyeceği gibi, küresel ölçekte dünya ekonomisini de uzun vadede olumsuz yönde sarsacaktır. Böylelikle mevcut dünya ekonomik krizinin yeni bir aşamaya geçmesi de mümkün gözüküyor.

Türkiye kendini bu vergiden muaf tutmak için ABD’den istekte bulunsa da istisna ülkeler listeside Türkiye’nin adı geçmiyor. Bu durum ihracatçılar ve fazlasıyla ısınan inşaat sektörünü için kötü haber. Kötü haber diyoruz, çünkü halihazırda aşırı arz sorunu yaşayan inşaat sektörü durağanlaşma evresine girdi.

Son olarak Müteahhitler Konfederasyonu Başkanı Tahir Tellioğlu’nun yaptığı açıklama çok çarpıcı: “2017 yılı başından bu yana demir başta olmak üzere inşaat sektöründeki birçok önemli malzemeye %70 civarında zam yapıldı. Kilogram fiyatı 3 liraya doğru yaklaşan demir çelik ürünlerindeki fahiş fiyat artışları, artık sektörün canına tak etmiştir. Konfederasyonumuza bağlı alt derneklerimize üye olan veya olmayan binlerce müteahhidimizin sokağa dökülmemesi ve her geçen gün daha da artan ‘iş bırakma ve grev çağrısı’ baskısının üzerimizden kaldırılması açısından da bir an önce demir çelik fiyat artışları durdurulmalı ve fiyatlar olması gereken yere çekilmelidir.”

Türkiye ABD’den demir-çelik ithalatı yaparken %0 ek vergi koyuyor, şimdi ise kendisinin ürettiği demir-çeliği ABD’ye satarken %25 gibi büyük bir oranda ek vergi konulacak. Bu durum ABD’ye daha az demir, çelik ve alüminyum satılacağı anlamına geliyor. Peki, böylelikle mevcut çelik fiyatları düşer mi? Dolar kuru tarihinin en yüksek seviyesindeyken, üretim maliyetleri bu kadar artmışken, üstelik dış ticarette rekabet gücü bu tip vergilerle azalmışken, sektörün istediği o ucuzluk ufukta gözükmüyor. Yani, ekonomik büyüme pahasına dış ticaret ve cari açık veren Türkiye, gümrük duvarlarının yükseltilmesi karşısında en çok etkilenecek ülkeler arasında.

Trump’ın iktidara gelmeden önce yapacağını taahhüt ettiği bu popülist söylem, Avrupa Birliği (AB) ve Çin’in rekabet gücüne darbe vurmak için yapılmış bir hamle. Aynı ABD, duvar örmek istediği Meksika ve Kanada gibi ülkelerle serbest ticaret anlaşmalarıyla gümrük birliği içinde.

Mart ayı içinde ABD ve Çin karşılıklı olarak birbirlerinden aldıkları bazı mallar için gümrük vergisi koyacaklarını açıkladılar. Biri dünyanın en büyük ithalatçısı, diğeri dünyanın en büyük ihracatçısı olan bu iki ülkenin arasında ticaret dengesinin bu şekilde bozulması dünya ticaret hareketlerinin tepetaklak olması gibi bir durumu ortaya çıkartabilir.

ABD’nin bu hamlesi basit bir dış ticaret politikasının çok ötesindedir. Gruplaşmış ülkelerin gümrüklerini korumaya alması dünya ekonomisini daha da kötü ve öngörülemez hale getirecektir. Bu politikalar, iktisadi koşullar öyle gerektirdiği için değil, sınıf mücadelesinin belirlediği politik söylem ve araçlardan kaynaklanmaktadır. Baskıcı rejimlerin ekonomik uygulamaları, sistemin tıkanıklığını çözmeyeceği gibi kendi ayaklarına sıktığı kurşunlar olacağı aşikardır.

Yorumlar kapalıdır.