Bolivya: Ne Evo Morales, ne Carlos Mesa emekçilerin çıkarlarını temsil ediyor

Bolivya’da gerçekleşen devlet başkanlığı seçimlerine Evo Morales yönetiminin gerçekleştirdiği seçim usulsüzlükleri damgasını vurdu. Bunun üzerine geleneksel sağ muhalefetin temsilcisi Carlos Mesa halkı sokağa çağırdı. Bolivya’daki mevcut durum üzerine İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal’in Bolivya seksiyonu ARPT’nin bildirisini yayımlıyoruz.

Karşımızda her zaman halkın oyu ile dalga geçen, sahtekar bir siyasi rejim var. Taban örgütlerimizle ülkeyi yönetmemiz için mücadele verecek, işçilerin siyasi alternatifini oluşturalım.

Bolivya’da, cumhurbaşkanı adayı olarak Carlos Mesa’yı gösteren geleneksel sağ muhalefet, kimi illerdeki Yurttaş Komiteleri, CONADE’nin ve başka kuruluşların da desteğiyle ülke çapında bir “yurttaş grevi” gerçekleştiriyor. Seçimlerde sahtekarlık yapıldığı iddiasıyla yürüyüşler düzenleyip yolları kesiyorlar ve de cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun gerçekleştirilmesini istiyorlar.

Ülkenin başlıca şehirlerinde kitlesel protesto gösterileri gerçekleşiyor; bu, yalnızca olası bir seçim sahtekârlığına karşı öfkeyi değil, aynı zamanda Evo Morales ve MAS hükümetine karşı büyük bir memnuniyetsizliği de ifade ediyor.

Mesa’ya giden oyların büyük kısmı, MAS hükümetine karşı tepki oyuydu. Bunu anlayabiliyoruz, ama doğru bulmuyoruz. Ve işçilerin, halk kesimlerinin, köylülerin ve yerlilerin Evo Morales’e verdiği oyun büyük kısmı, Mesa’nın daha da kötü günler getireceğine inanan emekçilerin ona karşı hissettiği güvensizlikten kaynaklanıyor. Diğer bir deyişle kitleler “ehven-i şer”e oy verdi: Çünkü işçilerin, doğanın, emekçi kadınların, yerli halkların çıkarlarını ve taleplerini ifade eden seçenekler mevcut değildi.

Yakın tarih bu hoşnutsuzluk ve güvensizliği tamamen haklı çıkartıyor. Ne Evo Morales, ne de Carlos Mesa, emekçilerin çıkarlarını temsil ediyor. Her ikisi de yıllar boyunca ulusötesi şirketlerin, patronların ve oligarkların çıkarları doğrultusunda ülkeyi yönettiler.

Mesa, Goni Sánchez de Losada’nın başkanlığı döneminde, onun iktidardan düşüşünden birkaç gün öncesine kadar başkan yardımcısı olarak hizmet etmişti: Kendisi, ulusötesi şirketler, dev tarım şirketleri ve büyük sermayedarlar lehine ve işçiler aleyhine olan işten çıkarma, özelleştirme ve yolsuzluk gibi neoliberal politikalarından sorumluydu. Ayrıca El Alto ve Kara Şubat olaylarındaki gibi şiddetli polis müdahalelerinden de sorumluydu.

Evo Morales ise çifte bir söylem kullandı: Kendisini “halkçı, anti-emperyalist, sosyalist ve Pachamama’nın (Doğa Ana) savunucusu” gibi sundu, ancak söylediklerinin tam tersini yaptı. 14 yıl boyunca ülkeyi yönetti ve yüksek petrol fiyatlarının sağladığı kazançlara rağmen, ne köylülerin yoksulluğunu ne işçilerin güvencesizliğini ortadan kaldırdı. Halka karşı ağır vergiler uyguluyor, büyük oligarkların toprak mülklerini pekiştiriyor, kısa süre önce Chiquitanía örneğinde görüldüğü gibi doğaya büyük zararlar veriyor, hem kendi cebini doldurmak hem de büyük tarım şirketleri ve ulusötesi şirketlere fayda sağlamak için yolsuzluk yapıyor. COB’dan başlayarak sendikal örgütlere boyun eğdirdi ve boyun eğdiremediği örgütleri de ezdi: Yungas (Franclin Gutiérrez, Sergio Pampa ve diğer köylü liderleri halen hapiste) ve Achacachi bölgelerindeki gibi.

Halka karşı sahtekarlıklar aslından bundan çok daha erken tarihte başladı: Mevcut rejim, Silahlı Kuvvetler tarafından desteklenen, zenginlerin bir dizi siyasi partisinin hâkim olduğu bir rejim. Geçtiğimiz yıl revize edilen siyasi partiler yasası, emekçilerin seçimlerde bir alternatif sunabilmesini imkansız kıldı. Emekçilerin Partisi’nin (PT) yasal statü elde etmesine izin verilmediği gibi, diğer halk yanlısı seçenekler de elendi: Temelsiz suçlamalarla 14 aydır hapiste tutulan Franclin Gutierrez’i aday göstermek isteyen Yungas köylülerine izin verilmedi. Yerlilerin temsilcilerini seçtirme imkanı da ellerinden alındı.

Carlos Mesa ve siyasi muhalefet, halka karşı sahtekarlığa zemin hazırlayan bu siyasi partiler yasası değişikliğini kabul ettiler. Ayrıca, 21 Şubat 2016’da gerçekleştirilen referandumda Morales’in tekrar aday olması halk oyuyla reddedildiği halde, Morales’in adaylığına da onay verdiler.

Sahtekarlık suçlamaları; sistematik olarak yalan söyleyen ve gerçekleri saklamak ve çarpıtmaktan hiç çekinmeyen bir hükümet karşısında meşru bir güvensizliği ifade ediyor. Bununla birlikte, emekçilerin, işçilerin, köylülerin ve yerli halkın çoğunluğunun, hükümete yönelik yoğun hoşnutsuzluğa rağmen Evo Morales’e oy verdiği ortada. Zira bu kesimler Carlos Mesa’yı reddediyor, onun geçmişini iyi biliyor ve eski sağı temsil ettiğini görüyor: hatta Mesa’nın başkan yardımcısı adayı Gustavo Pedraza da, Santa Cruz’lu büyük toprak sahiplerinden biri. Öte yandan, seçimlerde emekçilerin çıkarlarını temsil eden bir seçenek de yok.

Ekvador ve Şili’deki halk isyanlarının, Venezuela ve diğer ülkelerdeki grevlerin de gösterdiği gibi çokuluslu şirketler ve IMF tarafından hayat ve çalışma koşullarımıza karşı yöneltilen kapitalist bir saldırı ve kriz ile karşı karşıyayız. Çokuluslu şirketler ve IMF, ister Evo Morales ister Carlos Mesa başkanlığında olsun kapitalist bir hükümet ile Bolivya’da daha fazla vergi, zam ve devalüasyon ile bu saldırıyı yürütmek istiyorlar. Bu tehdide karşı koymak amacıyla, yaşamımızı, ailelerimizi, haklarımızı ve işimizi savunmak için birleşmeli ve mücadeleye hazırlanmalıyız.

Mevcut durum karşısında ARPT (Emekçi Halkın Devrimci Alternatifi) şunları ileri sürer:

1) Hedefi “ikinci tur” seçim olan ve aslında yalnızca Carlos Mesa’nın adaylığını destekleyen “yurttaş grevini” ve diğer eylemleri desteklemiyoruz. “Halkın oylarını savunmak” iddiasıyla yürüyüşler yapan ve aslen Morales hükümetini savunan koka üreticilerinin ve diğer kesimlerin eylemlerini de desteklemiyoruz.

2) Morales hükümetine meydan okuyarak, demokratik hakları ve halkın taleplerini savunmak için gerçekleştirilen kitlesel seferberlikleri, yol kesmeleri, sokak eylemlerini ve grevleri ise evet destekliyoruz, meşru ve gerekli görüyoruz. Potosi’deki COMCIPO adlı yurttaş komitesini ve onun lityum kaynaklarını savunmasını destekliyoruz; COD ve Chuquisaca Yurttaş Komitesi’nin talepler listesini destekliyoruz; La Paz ve Cochabamba’daki eğitim emekçilerinin mücadelesini destekliyoruz; San Simon Üniversitesi öğrencilerinin hükümet yanlısı rektör Juan Ríos de Prado’yu ve onun sahte öğrenci komitesi FUL’u kovma mücadelesini destekliyoruz; Yungas köylülerinin hapisteki liderleri için özgürlük ve koka yaprağı üretimini savunma mücadelesini destekliyoruz; kapitalist tarım ve maden şirketlerinin tehdidi altındaki Chiquitanía, Tariquia ve diğer bölgelerdeki eylemleri destekliyoruz; tarım emekçileri sendikası CSUTCB’un Felipe Quispe önderliğinde bağımsız örgütlenmelerini geri kazanma mücadelesini destekliyoruz; hükümet yanlısı bürokratları uzaklaştırıp sendikaları geri alma mücadelesini destekliyoruz; çeşitli sendikaların fahiş vergilere karşı yürüttüğü eylemleri de destekliyoruz.

3) Evo Morales’in ve MAS’ın sahte sosyalizmine ve yolsuzluklarına karşı; işçilerin ebedi düşmanı eski sağa karşı; işçilerin bağımsız örgütlerini ve gerçek solu birlik olmaya çağırıyoruz: Taban örgütlerimizle ülkeyi yönetmemiz için mücadele verecek, işçilerin siyasi alternatifini oluşturmaya çağırıyoruz.

4) Potosí’deki COMCIPO, Chuquisaca’daki Yurttaş Komitesi ve COD, bağımsız eğitim emekçisi örgütleri, bağımsız CSUTCB, Yungas’taki Adepcoca ve Cofecay örgütlerini bir birlik çağrısında bulunmaya davet ediyoruz: Halkın taleplerini yükseltmek için, örgütlerimizin bağımsızlığını geri almak için, Morales veya Mesa’dan hangisi seçilirse seçilsin emekçi halka karşı uygulayacakları yağma ve saldırı planlarına karşı birlik olmak için.

İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE)’in Bolivya seksiyonu Emekçi Halkın Devrimci Alternatifi (Emekçiler Partisi’nin bileşenidir)
24 Ekim 2019

Yorumlar kapalıdır.