Şili halkına tam destek!

Binlerce genç, işçi ve emekçi Cumhurbaşkanı Piñera’yı ve orduyu protesto etmek için Santiago başta olmak üzere ülkenin tüm şehirlerinde sokaklara döküldü.

Daha Ekvador’da yerli halkın, öğrencilerin ve işçilerin, patron hükümeti ve IMF tarafından uygulamaya konulan yakıt artışını iptal ettirten barikatlarının ateşi sönmeden, Şili’de binlerce kişi metro ücretlerindeki artışı reddetmek için 18 Ekim’de sokaklara döküldü.

Büyük protestoların karşısında Piñera hükümeti geri adım attı; metro ücretlerindeki artış iptal edildi. Ancak Piñera hükümetinin dayattığı yaşam standartlarındaki düşüş, sosyal hakların gaspı ve baskı politikalarını reddeden kitleler sokakları terk etmediler.

Peki nasıl bu noktaya gelindi? Daha seferberlikten birkaç gün önce Ekvador’da yaşanan olaylar karşısında Piñera Şili’nin Latin Amerika’da bir “vaha” olduğundan bahsediyordu. Emperyalizm ve çokuluslu şirketler Şili’deki “düzeni” örnek gösteriyorlardı. Ancak Şili’deki gerçekliğin, yoksul halk tarafından bambaşka bir biçimde yaşandığı görülmüş oldu. Metro ücretlerindeki artış, hem şimdiki hükümetin, hem de “Concertación” (merkez sol koalisyonu) ve Bachelet’in sözde “sosyalist” hükümetlerinin yıllardır sürdürdüğü kemer sıkma politikalarına karşı biriken öfkenin tetikleyicisi oldu.  

Piñera büyük şirketlerin çıkarlarını korumaya devam etmek adına kemer sıkma politikalarını derinleştirmekten başka hiçbir şey yapmadı. Hükümetin bu politikaların sonucu olarak ulaşım, su, elektrik ve gıda gibi temel hizmetlerin fiyatları, yani yaşam maliyeti sürekli olarak artarken özelleştirmelere devlet desteği çekilmedi. Sağlık ve eğitim hakkına saldırılar da devam etti. Şilili gençler ve emekçiler bu durum karşısında “Artık yeter!” dediler.

Piñera’nın gerici hükümeti gösterileri ve talepleri susturmak amacıyla olağanüstü hâl ilan etti. Sokağa çıkma yasağı bile uyguladı. Polis (nefret edilen Özel Harekâtçılar) kontrolü sağlamaya yetmeyince, Piñera “suçlulara” karşı bir “savaş” ilan ettiğini söyleyerek orduyu da sokaklara indirdi. Şili halkının ve gençliğinin tepkisi gecikmedi. Binlerce insan olağanüstü hâl kararını hiçe sayarak sokaklara döküldü. 20 Ekim Pazar günü tencere tava eylemleri yapıldı ve Santiago’nun farklı semtlerinde yüzlerce mahalle meclisi düzenlendi. 21 Ekim Pazartesi günü binlerce kişi tekrar seferber olarak orduya ve Piñera’nın olağanüstü hâl ilanına meydan okudu. İşçi sınıfı da giderek seferberliklere katılmaya başladı. Madenciler greve gitti. Antofagasta limanında da grev yapıldı. Kamyon şoförleri gişelerde protesto eylemleri gerçekleştirdi. 22 Ekim Salı günü sağlık çalışanları iş bıraktı. Dolayısıyla Şili’de bir genel grev durumu yaşanmakta.

Piñera ve onun emperyalizm yanlısı kapitalist hükümeti, herhangi bir önderlikten yoksun şekilde sokakları dolduran kitle hareketinin yükselişi karşısında hazırlıksız yakalandı. Aynı şekilde sendikalar, işveren ve reformist muhalefet partileri de hazırlıksız yakalandılar. Bu kesimler (Bachelet, Komünist Parti ve Geniş Cephe) şimdi mücadeleyi bir kenara bırakma ve “diyalog” çağrısı yapıyorlar! Kitlelerse sokaklarda haykırmaya devam ediyor: “Hayat pahalılığındaki yükselişe son!” “Piñera ve ordu istifa!”

İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE)’in Şili seksiyonu İşçilerin Sosyalist Hareketi (MST) olarak, Piñera hükümetine karşı ve haklarımıza sahip çıkmak için yükselen bu gençlik, işçi ve halk ayaklanmasının başlangıcından beri parçasıyız. Devrimci sosyalistler olarak, kitlelerle aynı sloganları yükselterek sokaktayız: açlık ve teslimiyet ekonomisinin sonlanması, dış borç ödemelerinin reddi, 10 ölü ve yüzlerce yaralıya yol açan baskıların durması, polisin ve ordunun sokağı terk etmesi, seferberlik sırasında tutuklananlara özgürlük, Piñera’nın istifa etmesi, sokağa çıkma yasağı ve olağanüstü hâlin kalkması. MST olarak mücadelelerin bir genel grevde birleştirilmesinin gereğini savunuyoruz. Şili’de temelden bir değişime ihtiyacımız var: ülkeyi artık işçiler ve halk yönetmeli!

Ekvador ve Şili’deki seferberlikler, halkların IMF’yi, hükümetleri ve onların kemer sıkma politikalarını yenebileceklerini gösteriyor. Bu örnekler hem Latin Amerika’yı, hem de dünyanın geri kalanını etkiliyor. Bölgenin geri kalanında da çeşitli mücadeleler ve protestolar var. IMF, çokuluslu şirketler ve kemer sıkma hükümetlerine karşı işçi, gençlik ve halk mücadelelerini birleştirmemiz gerekiyor. Sahte dış borcu ödememek ve IMF’den kopuş için borç sahibi ülkelerin mücadele cephesini yükseltmemiz gerekiyor. Ekvador ve Şili bunun önünü açmış durumdalar. Şimdi yapılması gereken Piñera hükümetinin ve uyguladığı haksız baskıların üstesinden gelmek için Şili halkının ve gençliğinin mücadelesini koşulsuz olarak desteklemektir.

İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) olarak Şili halkını desteklemek için yapılan tüm birleşik seferberliklerine katılıyor ve yeni eylemler yapmaya devam etme çağrısında bulunuyoruz.

İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE)

21 Ekim 2019

Yorumlar kapalıdır.