“Hiçbir sağlık çalışanı için güvenli bir ortam yok”

Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında yayımlanan bir genelgeyle özel ve vakıf hastaneleri pandemi hastanesi ilan edildi. Genelgenin amacı, devlet hastanelerinin yoğunluğunu ve sağlık personelinin yükünü azaltmaktı ancak bunun ne kadar hayata geçirilebildiği bir soru işareti olmayı sürdürmekte. TTB’nin (Türk Tabipleri Birliği) kamusal ve ücretsiz sağlık hizmeti çağrısına rağmen bazı özel hastaneler ve laboratuvarlar kâr amacı gütmeye devam ediyor. Bir özel hastanede radyoloji teknisyeni olarak çalışan bir sağlık emekçisiyle süreç hakkında konuştuk.

Merhaba, öncelikle senin çalıştığın hastane pandemi hastaneleri kapsamında mı ve test yapabiliyor musunuz?

Bizimki o gruba girmiyor. Test yapmıyoruz şu an ama ileriki süreçte testlerin gelmesi lazım.

Pandemi hastanesi olmadığınız için mi test yapılmıyor sizde? Size şüpheli bir koronavirüs vakası geldiğinde ne yapıyorsunuz?

Dağıtımı tam organize ve sağlıklı bir şekilde sağlamadılar, her yere ulaştırmadılar testleri. Ben geçen gün karşılaştığım bir vakayı sana anlatayım. Hasta geldiğinde ciddi bir nefes darlığı vardı. Annesinin de nefes darlığı ve mide bulantısı vardı. Akciğer filmini çektiğimizde akciğerde ciddi zatürree görüntüsü vardı. Dolayısıyla bu hasta hemen şüpheli konumuna girdi. Daha sonra hekim muayene edince akciğer seslerinin iyi olmadığını anladı. Hastanın nefes darlığı gitgide arttı. Artınca hastanın ve annesinin şüphesi daha da artmış oldu ve bu iki hasta sevk edildi. Gördüğüm ilk vaka buydu. Bir de dün nöbette gördüğüm bir vaka var. Yine aynı şekilde mide bulantısıyla yaşlı bir kadın geldi. Bu hastanın akciğerleri zatürree tarzı bir görüntüye sahipti ve ateşi yükseldi. Dolayısıyla o da şüpheli konumuna girdi ve sevk edildi. Pandemi hastanesi grubuna girmenin özelliği şurada: Enfeksiyon, iç hastalıkları ve göğüs polikliniği yoksa ve karantinaya alamıyorsan giremiyorsun. Bu yüzden biz giremiyoruz ve karantina altına da alamıyoruz. Bize şüpheliler geliyor, şüphe üzerine sevk oluyor.

Bu sevk nasıl oluyor. Test yaptırabileceği bir hastaneye mi yönlendiriyor hekimler?

Evet, test yaptırılabilen hastanelere yönlendiriliyor hastalar. Tabii bu hastalar teste ulaşabiliyor mu, test yaptırabiliyor mu bilmiyorum. Okmeydanı SSK hastanesi şu anda 2-3 servisini karantina için kapatmış durumda ve anladığım kadarıyla acil servisten rastgele hasta almıyor. Yığılmalar var. Hastaya ciddi biçimde ateşin varsa, nefes darlığın varsa geleceksin diyorlar. Kriter bu. Onun gerisinde kalan öksürük, hapşırık vs. olan hastalar bizim gibi hastanelere geliyorlar.

Pandemi hastanesi ilan edilen özel hastanelerde devletin ne kadar ödeme yapacağı belli olmadığı için bazı hastanelerde işten çıkarmaların ve ücretsiz izinlerin başladığı söyleniyor. Bu konuda bilgin var mı?

Evet, böyle şeyler şu anda gündemde. Kendi paralarını çıkarmak için işçisini ücretsiz izne gönderecekler. Çünkü “Ben devletten bir şey alamıyorum, zaten hasta kapasitem yok, ben böyle ne işçi çevirebiliyorum ne işi çevirebiliyorum” mazeretini kullanıyorlar. Halbuki daha 15-20 gün geçmedi, ne kaybetmiş olabilirsin? Her kapitalistin yaptığı gibi bunu kimden çıkaracak? Önlemini nasıl alacak? İşçinin üzerinden.

Eczacılar ve sağlık çalışanlarında virüsün yayılma oranında bir artış görünüyor. Bu bekleniyordu zaten. Senin bu konuda gözlemlerin ne?

Okmeydanı SSK Hastanesi’nde çalışan bir sürü arkadaşım var ve yarısından çoğunun pozitif çıktığını biliyorum. Bir profesörün şu anda yoğun bakımda olduğunu söyleyebilirim. Orada çalışan bir arkadaşım geldi, röntgen filmini çektim. Arkadaşım dedi ki “Durumumuz çok vahim, siz burada gene iyisiniz. Biz hastanın kendisiyle şu an karantinanın içindeyiz ve çoğumuz pozitif”. Evlerine gidemeyen arkadaşlarımız var. Yoğun bakımda çalışan arkadaşlarımızın durumu daha kritik. Hiçbir sağlık çalışanı için güvenli bir ortam yok. Bunu net bir şekilde söyleyebilirim.

Zaten salgından önce de benzer dertten mustariptiniz. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet sorunu vardı.

Evet. Bu röportajı benle daha önce yapmış olsaydınız yine buna benzer şeyler söylüyor olurdum. Tedbirin öneminin farkına net ve derin bir şekilde varmış durumdayım, bunun acısını da çekiyorum. Görerek çekiyorum. Çünkü bir sürü insan görüyorum. Psikolojik olarak çok etkilendim. Biz bu olayın psikolojik boyutunu da yaşıyoruz insanlarla beraber. Bu insanlar ağlıyorlar, travma yaşıyorlar, ölmekten korkuyorlar. Biz bunu da yaşıyoruz ve gece rahat yatamıyoruz. Bu travmatik bir problemdir, ileride aşamayacağımız bir sıkıntıya bile dönüşebilir.

Sağlık emekçileri için çok fazla talep var. Bir süre her akşam 9’da alkış tutuldu ancak bütün sağlık çalışanları alkıştan daha somut ihtiyaçlardan bahsediyor. Sen neler yapılması gerektiğini düşünüyorsun?

Birini izne ayıracaklarsa bu kesinlikle ücretli izin olmalı, hangi durumda olursa olsun. Enfekte olanlar içinse başka talepler var. Onun geleceğini garanti altına alınmak zorunda, maaş alabiliyor olmalı, hakları korunmalı. Sağlığıyla ilgili bütün giderleri karşılanmalı, iyileştikten sonra gelip işine devam edebilmeli. Normalde de bir özel hastane çalışanı hastalandığında işten çıkarılabiliyor. Ben bunu bir kanser hastasında gördüm. Biz arkadaşımızı zorla bir şekilde dayatarak, direnerek işte tuttuk. Sağlık emekçisinin hakkı hiçbir şekilde korunmuyor. Ben hasta oldum diyelim, hasta olduktan sonra benim geleceğimle alakalı garantim var mı? Bu hastalık sürecini 1 ay içerisinde atlatacağım diyelim, maaşım sağlanacak mı? Sağlık giderlerim sağlanacak mı, tedavi görebilecek miyim? Ben işe dönebilecek miyim? Ben ve bir sürü arkadaşım bunun korkusunu yaşıyoruz.

Yorumlar kapalıdır.