İşçileri fabrikaya kapatan Dardanel’e protesto
Çanakkale’deki Dardanel fabrikasında çalışan bazı işçilerin koronavirüs testlerinin pozitif çıkmasına rağmen, ‘kapalı devre çalışma sistemi’ne geçilmesinden dolayı 5 Ağustos Çarşamba günü İstanbul Tarabya’daki Dardanel Genel Müdürlüğü önünde Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) bir araya gelerek eylem yaptı.
Kapalı devre çalışma sistemine 26 Temmuz tarihinden itibaren geçilmesinin ardından fabrikadaki işçiler, Çanakkale Valiliği İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun kararıyla beraber gündüz fabrikada çalışmaya, akşamları ise zorunlu olarak karantina yurtlarında tutulmaya mahkum edildi. Genel Müdürlük önünde; insan hakkı ihlalini protesto etmeye geldiklerini belirten DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, özellikle son bir yıldır ülkenin yasalarla yönetilmediğini; gerçekleşen uygulamaların ve yönetmeliklerin, patronların ve onların destekçisi hükümetin insafına bırakıldığını belirtti. Salgının görülmesiyle beraber, “İşçiler virüsle baş başa bırakılmasın” çağrısını yaptıklarını belirten Serdaroğlu, işçilerin fabrikalarda çalıştırılıp karantina altında tutulduğunu ve özellikle de sendikasız işyerlerinde işçi kıyımlarının gerçekleştiğini belirtti.
Ardından DİSK Yönetim Kurulu adına Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan Genel Müdürlük Önünde basın açıklaması metnini okudu. Aslan, Covid-19 testi pozitif çıkan 40’ı aşkın işçinin ortaya çıkmasıyla beraber, işverenin 26 Temmuz’dan itibaren 15 gün boyunca fabrikanın kapalı devre üretim yapmasına karar verdiğini ve işverenin bu hukuk ve insanlık dışı kararı alırken Çanakkale Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun Dardanel Önentaş Gıda Sanayi AŞ için almış olduğu 15 günlük karantina kararını dayanak olarak gösterdiğini belirtti. Çanakkale Belediye Başkanının yapmış olduğu açıklamanın, kararın aceleyle alındığını gösterdiğini ve yeterli inceleme yapılmadan kararın imzalandığını belirtti. İşveren tarafından üretime ara verilmediğini ve tüm koşulların zorlanarak üretime devam edildiğini belirten Aslan, üretimin “kapalı devre çalışma sistemi” adı altında sürmesinin bütünüyle hukuk dışı olduğunu ve bunun herhangi bir yasal dayanağının olmadığını belirtti.
Aslan’ın yaptığı basın metninin devamında şunlar aktarıldı: “Son dönemlerde Covid-19 salgını ülke çapında yeniden hız kazanmış, işçiler işyerlerinde kitlesel olarak koronavirüse yakalanmaya başlamıştır. İşçilerin ve halkın saplığı pahasına ‘çarklar dönecek’ ısrarı ile duyurulan normalleşme sürecinde, ‘sürü bağışıklığı’ politikası devam etmekte, Covid-19 bir işçi sınıfı hastalığı olarak yayılmaktadır.
Dardanel’de çalışan ve yüzde 95’i kadınlardan oluşan 1000’e yakın işçi tedirgin ve kaygılıdır. İşçiler işten atılma ve işsiz kalma korkusu nedeniyle, yurtlarda kalarak çalışmak zorunda kalmışlardır. İşyerindeki keyfi uygulamalar ve baskılar işçileri derinden yaralamaktadır. Aileler, çocuklar ve işçiler diken üstündedirler ve kendilerini güvencede görmemektedirler. Karın tokluğuna çalışmak zorunda kalan Dardanel işçilerine bir de ölümüne üretim dayatılmaktadır.
Israrla soruyoruz:
- Neden 15 gün üretimi durdurarak tüm işçiler karantinaya alınmamıştır?
- 15 gün üretim yapılmadığında Dardanel mi batacaktır, ülke darboğaza mı girecektir? Milli güvenlik ve sağlık mı etkilenecektir?
Kaz Dağları’nın delik deşik edilmesine, siyanürle altın aranmasına ses çıkarmayanlar, teşvik edenler, doğa için buluşanları karga tulumba gözaltına alanlar nedense Dardanel işvereninin haksız, hukuksuz ve sağlığı tehdit eden uygulamalarına bir şey dememekte, demek istememektedir.
Patron örgütlerinin dehşet verici talepleri hukuk dışı biçimde devreye sokulmaktadır. MÜSİAD’ın izole üretim merkezleri, MESS’in MESS-Safe (elektronik pranga) gibi işçiler üzerinde baskıyı ve denetimi artırmaya yönelik projeleri hayata geçirilmeye başlanmıştır. İşverenlerin bu tutumu iktidarın “İşçilerin yaşamı pahasına çarklar dönsün” diye özetlenebilecek politikalarından bağımsız değildir. İşçiler birleşmediği ve örgütlenmediği sürece durum değişmeyecektir.”
Basın metninin son kısmında ise salgına karşı işçilerin ve halk sağlığının korunması için yapılması gerekenler sıralandı:
1- İşverenin “her koşulda üretim yaparız” mantığı işçilerin yaşam ve sağlık haklarını tehlikeye atmaktadır. Dardanel 15 gün boyunca üretime ara vermeli, işçiler ve aileleri 15 gün etkin karantinaya alınmalı, aynı zamanda işçiler ve aileleri yaygın testten geçirilmeli. 15 günlük süre sonucunda koronavirüs testi negatif çıkan işçiler çalışmaya başlamalı, testi pozitif çıkanların tedavileri devam etmelidir.
2- Fabrikanın sendikamızın denetimine açılması işçilerin sağlığı ve kendilerini güvende hissetmeleri açısından gereklidir.
3-İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun aldığı kararlar fabrikada salgın açısından gelinen aşamanın ciddiyetini göstermesi açısından çarpıcıdır. Ancak bununla birlikte işçilerin sağlığının Türk Tabipleri Birliği ve Çanakkale Tabip Odası tarafından oluşturulacak bir heyet tarafından takibi gereklidir.
4- Çok sayıda işçinin hastanede yatmasına rağmen fabrikadaki işçilere ve ailelerine test yapılmaması manidardır. Hızlı bir şekilde şikayeti olsun ya da olmasın tüm işçilere ve ailelerine yaygın test yapılmalıdır.
5- Test sonucu pozitif olanlar hastanede takip edilmeli ve iş güvenceleri sağlanmalıdır.
6- İşçilerin örgütsüzlüğü, işçilerin sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Dardanel fabrikalarında örgütlenmenin önündeki engeller ve baskılar kaldırılmalıdır.
Yorumlar kapalıdır.