Aşı kader midir?

Etrafımız, sağımız, solumuz veya bir tanıdığımız, hatta sevdiğimiz, belki de kendimiz bu elim hastalığa ya yakalandık ya da belirtileriyle geçen kuşkulu günler yaşadık. Hepimiz için bu endişeli ve korku dolu zaman diliminde her gün bir umut yeni çıkan korunma reçetelerini okuduk, uyguladık veya gerçeklikle ilgisi olmayan Sağlık Bakanlığı verileriyle yarınımızı planlamaya çalıştık. Şimdi de yeni çıkan aşıların haberleri daha çok önümüze düşmeye başladı. Gelin işin aslı neymiş kısaca bakalım.

Aşılar temel olarak 6 adımda geliştiriliyor. İlk 3 adımda, virüsün analizi ve vücudun virüse karşı bağışıklık kazanması için etkin yolların bulunması ve insansız testlerle bunun denenmesi amaçlanır. Hepimizin duyduğu 4. adım, yani insanlı deneyler ise 3 faza ayrılmış durumda. Geniş katılımlı insan testlerine gelebilen 13 aşı var, bunlardan 6 tanesi kısıtlı şekilde hızlandırılmış, onayı almış durumda: mRNA teknolojisini kullanan Alman BioNTech ile Amerikan Pfizer ve Amerikan Moderna şirketlerinin ürettiği aşılar ile zayıflatılmış virüs materyali üzerinden üretilmiş Çinli Sinovac şirketinin geliştirdiği CoronaVac aşısı. mRNA teknolojisini kullanan aşılar rüştünü ispat etmediği için ve genlerimizi değiştirebileceğine dair yaygın safsatalar da barındırdığından kullanımına şüpheyle bakılıyor. Buna rağmen, Amerika ve Avrupa ülkeleri şimdiden 100 milyonlarca doz sipariş etmiş durumda ve önümüzdeki aylarda teslim almaları planlanıyor. Sağlık Bakanlığı’nın da 10 milyon doz sipariş verdiği Çin üretimi olan CoronaVac aşısı ise bilim dünyasıyla yeterince bilgi paylaşılmadığı için güvenirliği ve etkinliği adına farklı endişeler barındırıyor. Tüm bunların yanında, endişe veya çeşitli çekinceler aşı karşıtlığına da izin vermemeli.

Sonuç olarak, aşı çalışmaları mucizevi bir bağışıklık mı kazandıracak yoksa hepimizi başka tehlikeli sulara mı götürecek, bunu önümüzdeki aylarda göreceğiz. Belki de sonuçlarını daha sonraki yıllarda acı bir şekilde yaşayacağız. Ama bunlara karşın, bizi yönetenlerin ivedilikle alması gereken önlemler var: Zorunlu olmayan işyerlerinin kapatılması, halka maddi yardım yapılması ve etkin tedavi bulununcaya kadar yaygın karantinanın merkezi bir şekilde yürütülmesi gibi. Bunlar düzgün uygulanırsa aşıya gerek kalmadan virüsü yeneceğiz. İnsanlık, kendi tarihi boyunca aşı olmadan da salgınlara karşı bunu başardı, unutmayalım.

Yorumlar kapalıdır.