Son damla: Muhammed Buazizi!

Eğer zamanı gelmişse, tek bir damla barajları yıkacak hareketi başlatabilir. Ama karıştırmayalım. O son damlanın çok önemi olsa da esas maharet birikimin kendisinde gizlidir. Öyle olmasaydı, o son damla misali, niyet eden herkes zaman, mekân fark etmeksizin, tarihin akışını istediği yönde değiştirebilirdi. Tarih bize tarihin öyle şekillenmediğini sayısız defa gösterdi. Buna rağmen komplocu anlayış ve iflah olmaz kötümserlik revaçta olmaya devam edebiliyor.

Bunun en tipik ve son örneklerinden biri 10 yıl önce Tunus’ta “son damla” Muhammed Buazizi ile tetiklenen Arap devrimci süreciydi. “İş, ekmek, özgürlük” şiarıyla zembereğinden boşalan kitle seferberliklerini, hâlâ kökü dışarıda 100 kışkırtıcının işi sayan/sanan bir körlük söz konusu. Onurlu bir hayat isteyen milyonlarca insanın eylemini bu derece basite indirgemek, aslında bir bakıma tarihin sonunu ilan etmek anlamına da geliyor. Belki de özgür insan eyleminin hiç var olmadığını iddia etmek! Bu durumda geriye kalan nedir ki, hiçlik ve anlamsızlık dışında?

İnsanın kendi kaderini değiştirebileceğine inanması ve buna girişmesi tarih boyunca muktedirleri hep çok korkuttu. Her şeyin daima aynı kalacağı, hiçbir şeyin, hiçbir şekilde değişmeyeceği muktedirlerin rüyasıdır, yoksulların değil. O yüzden saraylar, “böyle gelmiş, böyle gider” inancını yaymak ve yaşatmak için şarlatanlarını, cellatlarını her daim görev başında tutarlar. Ne var ki hiçbir güç ve servet kulübelerde yeşeren öfkeyi ilelebet dizginleyemedi, dizginleyemez. İsyan eninde sonunda “ayaklar baş olsun” diye harekete geçer.

Sonuca bakarak hüküm vermek yanlış olur. Bir saray ve muktedir yıkılırken yerine bir başkası kuruluyorsa bu kitlelerin eyleminin yanlış ya da maksatlı olduğunu göstermez. Sarayların yıkılması, muktedirlerin saltanatının son bulması doğru ve gereklidir. Eksik kalan ve tamamlanması gereken son damlanın yıktığı barajların akacağı doğru kanalların oluşturulamamış olmasıdır. Hayat boşluk kaldırmaz. Harekete geçen kitlelerin hedefine ulaşması için o en zaruri araçlar ve örgütler yoksa devrimin çalınması kaçınılmaz olur.

Tarihi haklılar değil hep güçlüler yaptı. Bugün de öyle. Özlemimiz, umudumuz, mücadelemiz haklı olanın güçlü de olmasında. Onurlu bir hayat için mücadele eden herkesi selamlıyoruz. Ayağa kalkmış kitlelerin yolu yolumuzdur. Damlalar okyanus olacak…

Yorumlar kapalıdır.