Hindistan’da tarım reformuna karşı çiftçi ayaklanması

Hindistan’da aşırı sağcı ve milliyetçi Hindistan Halk Partisi’nin (BJP) lideri başbakan Narendra Modi’nin iktidarı ağustos ayından beri çiftçi ve tarım emekçilerinin isyanları ile sarsılıyor. Hindistan kapitalizmi; kâr etmek, piyasaya açmak ve bir anlamda özelleştirmek istediği tarım sektörünün emekçileri tarafından tehdit ediliyor. 1,3 milyarı aşan nüfusunun yarısından fazlası tarım ile geçinen Hindistan, dünyanın en büyük ikinci tarımsal üretimine sahip. Buna rağmen hem dış hem iç sömürü nedeniyle tarım emekçileri, Hindistan’ın çoğu bölgesinde sefalet içerisinde yaşıyorlar.

Hindistan hükümeti, tarım sektöründe henüz ele geçirilememiş kârlar görmüş olacak ki 2017 yılından beri tarımı serbest piyasaya açmaya, tarım emekçilerini ve tarımsal ürün tüketen halkı dev şirketlerin merhametine bırakmaya çalışıyor. Son olarak, merkezi hükümetin tarım sektöründeki pazar ve fiyat kontrolünü yıkmak için ağustos ayında yayımladığı ve Hindistan’ın iki meclisi tarafından da onaylanan üç geçici yasa, tarım emekçileri ve çiftçiler için bardağı taşıran son damla oldu. Hükümet ve meclislerden umudu kalmayan tarım emekçileri, tarlalarda yokluk içinde çalışan emekçilerin de ardı ardına intihar etmeleri sonucunda ayaklandı. Aslında yaşanan salt bir çiftçi ayaklanması değil, ülke çapında bir emekçi seferberliği. Senenin başında sefalete karşı sokaklara dökülerek tarihin en büyük grevlerinden birini gerçekleştiren emekçi kesimler de çiftçilerle birlikte yine sokaklarda. Bunun sonucunda, kasım ayında sendikalar ve çiftçi örgütleri önderliğinde yaklaşık 250 milyon emekçi serbest piyasa yasasına karşı genel greve çıkarak sokaklara döküldü ve başkent Yeni Delhi’nin yolunu tuttu. Bu protestoları aralık ayının başında bir genel grev daha izledi. Tarımsal üretimin %60 ila %80’ini gerçekleştirdiği tahmin edilen fakat toprak üzerinde neredeyse hiçbir söz hakkı olmayan çiftçi kadınlar da protestoların başını çekenler arasında. Ülkedeki kadın örgütleri birleşerek, çiftçilerin direnişini desteklediklerini açıklayan ortak bir metne de imza attılar.

Tarım reformu kapsamındaki söz konusu yasalar tarım emekçilerini ve ürün fiyatlarını serbest piyasanın ağzına sürecek nitelikte. Modi ve hükümetin iddiası, bu yasaların çiftçiye yeni olanaklar sağlayacağı yönünde. Bu yeni olanaklarsa bir alıcı (büyük ihtimalle bir şirket) için sözleşmeli olarak tarımsal üretim yapmak ve mallarını istediği yerde istediği fiyattan (büyük ihtimalle şirketlerin zorlayacağı fiyattan ve çoğunlukla bu şirketlere) satabilmek olacak. Tarım emekçileri söz konusu yasaların derhal geri çekilmesini, tarımsal üretimde kullanılan yakıt fiyatlarının yarı yarıya indirilmesini, tutuklanan çiftçi önderlerinin serbest bırakılmasını ve merkezi hükümetin yerel yönetimlere karışmamasını içeren temel taleplerini yükseltmeye devam ediyorlar.

Yorumlar kapalıdır.