Aşı niçin yok?

Türkiye diğer ülkelerle kıyaslandığında nüfusu çok daha az olmasına rağmen en fazla hasta sayısına sahip olan ilk on ülke içerisindeki yerini sağlamlaştırmış durumda. Peki tüm dünya aynı hastalıktan mustaripken ve ortada birden çok aşı varken, dünya niçin kötü durumda ve Türkiye niçin dünyanın en kötülerinden biri?

Dünya şimdilik bir kenarda dursun, Türkiye’nin niçin dünya ortalamasından da kötü olduğunu kolayca yanıtlayabiliriz. Erdoğan pandemiden çok önce, 2015 yılında Bursa’da şöyle diyordu: “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın daha önce Kürt sorunu, kadın hakları, demokrasi, ekonomi vb. konularda pek çok sözünü duyduk ve bunların hayata geçmediğine şahit olduk. Ancak Sezar’ın hakkı Sezar’a, bu konuda söz tutuldu ve ülke bir anonim şirket gibi yönetilirken, vatandaşların da ekonomiden siyasete, demokratik haklardan eğitim-sağlık hizmetlerine erişimde kaygı içerisinde “sıçradığını” da kabul etmeliyiz.

Türkiye’de hemen her işçinin hayali -en azından bir dönem için- kurumsal bir firmada çalışmak olmuştur. Ancak çoğu emekçinin kendi deneyimiyle kavradığı şey şudur ki, tüm o kurumsallık maskesine rağmen anonim şirket aslında bir patron şirketidir. Patron her şeye karışır. Emeğimize el koyduğu yetmezmiş gibi çoğu kez sırf o işe karıştı diye iş daha iyi olacakken bile daha kötü teslim edilir. Üretim olması gerektiği gibi değil, patronun istediği gibi yapılır. Patron paranoyaktır, çalışanların sürekli işten kaytardığını düşünür, o sebeple boş olduğunu düşündüğü insanlara devamlı yeni işler verir… Evet, Türkiye tam olarak böyle yönetilir.

Dünyanın pandemide kötü bir sınav vermesinin sebebi basit. Tek itici gücü kâr olan bir sistem salgında da yine bunu düşünür. Kamu olanakları seferber edilerek teşvik edilen şirketler aşıyı minimum bir masrafla bulur. Aşıyı en kârlı şekilde piyasaya sürme hazırlığı neredeyse aşıyı bulma süresi kadar zaman alır ve pandemi işçi emekçilerin canını almaya devam eder.

Dünyadaki kötü tablo anonim şirket gibi yönetilen bir yerde elbette ki daha kötü sonuçlar verir. Bir afete patronunuzla yakalanırsanız başınıza neler gelecekse, pandemide de başımıza onlar geldi. Patron bir afet anında başka kimsenin çoluğu çocuğu, yakını yokmuş ya da işçilerin çocukları yaradılışları gereği kendi başlarının çaresine bakmalıymış gibi davranır. Her felaket maaş vermemek için bir gerekçedir. Tıpkı 3. Havalimanı için kira affının çıkması, köprü geçiş ücretlerinin tıkır tıkır ödenmeye devam etmesi, tüm yardım paketlerinin patronlara yapılması gibi.

Salgın daha iyi yönetilebilirdi, hâlâ da yönetilebilir. Ancak Tek Adam-anonim şirket rejimi dünyadaki saldırganlığı daha da beter bir hale getirmekten geri durmuyor. 25 Mart günü Bakan Koca 100 milyon doz aşının ülkeye gireceğinin müjdesini verirken, işin aşı satıcılarının insafına kaldığını adeta hepimize hissettiriyor. Aşı mayıs sonuna kadar gelmeliymiş, ama en geç haziran sonuna kadar da aşı alınması için diğer firmalarla görüşülüyormuş!

Türkiye’de yaşayan herkes yokluğun ne olduğunu bilir. Aşıya ulaşılamıyorsa, emperyalist ilaç tekellerinin aşıya erişimi zorlaştıran zorbalıkları varsa bunu hepimiz anlayabiliriz. Ama anlayamayacağımız şey şu, ortada pandemiye yönelik ciddi bir yönetim olsaydı elimizde bir plan olurdu. Bakan’ın tekrarladığı nakaratlar değil, en kötü senaryoda şu kadar zamanın olduğu şeffafça ifade edilse emekçiler için kaynaklar kullanılabilir, her gün yüzlerce insanın ölümü engellenebilir.

Şu anda tüm dünyada yaşanan ölüm ve hastalıklardan koronavirüs değil hükümetler ve ilaç tekelleri sorumludur. “Dünya GAFAM’dan büyüktür” çıkışını yapabilecek kadar “cesur” bir sistem biraz samimi olsa bu çıkışı Facebook’a değil, öncelikle aşı firmalarına yapardı. “Patenti kaldır” derdi. Sonrasında da durumu şeffafça ifade edip, doğru bir planlama yapar ve ölüm-hastalıklara engel olurdu.

Salgına karşı patron düzenlerinin en iyisi bile korkunç bir sınav verdi. Bizde de durum oldukça vahim. En kötü işçi yönetimi dahi, kâr merkezli değil, ihtiyaç odaklı hareket edeceği için patron sistemlerinin en iyi örneklerinden fersah fersah iyi bir sonuç alırdı.

Pandemi yönetimi niçin kötü ve aşı neden yok sorusuna son kez yanıt verelim: Çünkü Türkiye bir anonim şirket gibi yönetiliyor.

Yorumlar kapalıdır.