Salgını bitirmenin yolu: Tam kapanma, tam destek, herkese acilen aşı!

Türkiye’de 17 Nisan 2021 itibarıyla kayıt altına alınmış vakaların toplam sayısı 4,2 milyonu aştı. Bu vakaların üçte ikisi (yüzde 66) ilk bir yılda, üçte biri ise (yüzde 33) son 37 günde gerçekleşti. Covid-19 nedeniyle kayıt altına alınmış ölümlerin (35.608) yüzde 18’i de (6381) son 37 günde gerçekleşti. Son 37 günde ortalama günlük vaka sayısı 37 bin 500, günlük ölüm sayısı 172 oldu.

Daha iyi anlaşılabilmesi için: Son 37 gündeki ortalama vaka ve ölüm sayıları eğer salgının başından bu yana geçerli olsaydı şu ana dek 15 milyon açıklanmış vaka ve 69 bin kayıtlara geçmiş ölüm söz konusu olacaktı. Bu, üç buçuk kat daha fazla vaka, iki kat daha fazla ölüm anlamına gelmekte. Bugün karşı karşıya olduğumuz tablonun vahametini anlayabilmek ve 14 Nisan’da başlatılan “Kısmi Kapanma Tedbirleri”nin yetersizliğini ifade edebilmek için bu verilere ve karşılaştırmalara ihtiyaç var.

Özellikle son 37 günlük verilerle salgının ilk bir yıllık bilançosunu karşılaştırma nedenimiz sadece içinde bulunduğumuz tablonun vahametini ifade etmek değil. Aynı zamanda birkaç gün önce “Kısmi Kapanma Tedbirleri” açıklayan iktidarın tam 37 gün önce 1 Mart’ta bu kez “Koronavirüs ile Mücadelede Kontrollü Normalleşme” sürecini başlatmış olduğunu hatırlatmak!

Sağlık Bakanının 84 milyonu “sorumlu” ilan etmesinin hikâyesi işte bu 1 Mart – 14 Nisan arasındaki 33 günlük “kontrollü normalleşme” sürecinde vuku buldu. Kontrolü sadece 33 günde kaybedip, sorumluluğu da millete havale edenlerin “kısmi” tedbirlerinin de işe yarayacağını ummak ve beklemek için ortada bir sebep yok. Aksine fazlasıyla şüphe duymak, sağlığımız, işimiz ve gelirimiz için sahici tedbirlerin hemen devreye sokulmasını talep etmek için fazlasıyla sebebimiz var.

Süslü lafları bir yana bırakırsak, salgında en az insani kaybı vermek, sürdürülebilir ve yönetilebilir bir sonuç elde edilmek isteniyorsa tam kapanma dışında bir yol olmadığı konunun uzmanı kurum ve kişiler tarafından ifade ediliyor. Bu çerçevede tam kapanmanın kaç gün ve nasıl olacağı, başta TTB ve benzeri meslek kuruluşları olmak üzere, konunun uzmanı kurum ve kişiler tarafından belirlenmeli. Şu ana kadar konunun uzmanı bu kişi ve meslek kuruluşları en az 28 günlük bir tam kapanmanın gerekli olduğu yönünde. En az 28 günlük tam kapanma istiyoruz!

Tam kapanmanın salgını sona erdirmek için bir yol olmadığı, sadece toplumsal bağışıklığı sağlayacak aşının nüfusun en az yüzde 60-70’ine yapılana kadar kayıpları en azda tutmak ve salgını yönetebilmek için bir zaman kazanma uygulaması olduğunu unutmamak gerekir. Eğer yeterli ve acil aşılama yapılamaz ise 28 günlük olası bir tam kapanma sonrasında yeniden vaka ve ölüm sayılarının arttığı bir tablo kaçınılmaz olacaktır. İktidarın bugüne kadar uyguladığı “kontrollü normalleşme” gibi plansız programsız normalleşme durumlarında ise 28 günün faydası sadece kapalı olunan günlerle sınırla kalacaktır. Tam kapanma ancak etkin ve yaygın bir aşılamayla anlam kazanabilir. Derhal herkes için etkin, yaygın, acil aşılama istiyoruz!

Tam kapanma, hayati işler ve sektörler dışında, insan hareketliliğinin ve ekonominin durması anlamına geleceği için bu süre boyunca işinden, gelirinden mahrum kalacak başta işçiler, emekçiler, küçük esnaf olmak üzere tüm toplum kesimleri ekonomik olarak desteklenmeli. Hiç kimse gelirsiz, aç ve açıkta kalmamalı. Herkese gelir güvencesi sağlansın!

Salgın, ekonomik kriz ve kapanmalar bahane edilerek işten çıkarma, ücretsiz izin, hileli iflas uygulamalarına izin verilmemeli. İşten çıkarma, Kod-29 dahil, hiçbir bahane ve gerekçe söz konusu olmadan, gerçekten yasaklanmalı. Ücretsiz izin uygulamasına son verilmeli. İşsizler için yeniden iş bulana kadar en az asgari ücret düzeyinde destek ödemesi yapılmalı. Çalışma saatleri ücrette kesinti olmadan kısaltılmalı, on milyonu aşkın işsize iş sağlanmalı. Herkese iş ve iş güvencesi!

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ultra zenginler salgına ve ekonomik krize rağmen servetlerine servet kattılar. Buna rağmen bu ultra zenginler işsizlik fonunu kullanmaya, devletten her türlü teşviki ve desteği almaya, Yap-İşlet-Devret (YİD) gibi ödeme garantili projelerle, kollarını oynatmadan, milyarları kasalarına indirmeye devam ediyorlar. İşsizlik fonunun işçiler dışında kullanımına hemen son verilmeli! Bütün YİD projeleri derhal ve tazminatsız kamulaştırılmalı, yeni YİD projelerine izin verilmemeli! Ultra zenginlerden servet vergisi alınmalı! Kamu kaynakları emekçiler ve üretim için kullanılsın!

Salgın nedeniyle sağlık emekçileri en ön safta hayati bir mücadele veriyorlar. Sağlık emekçilerinin ücretleri artırılmalı, çalışma şart ve koşulları düzeltilmeli, başta emeklilik olmak üzere tüm sosyal hakları iyileştirilmeli. Covid-19, illiyet bağı aranmaksızın, derhal meslek hastalığı olarak kabul edilsin!

Emeklilik yoksulluk ve çaresizlik olmaktan çıkarılmalı. En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyine çıkarılsın! Asgari ücretin yoksulluk ücreti olmasına son verilsin. İnsan onuruna uygun asgari ücret istiyoruz!

İfade ve örgütlenme, toplantı ve gösteri hakkı olmadan yukarıda sıralananlar dahil hiçbir hak ve özgürlük talebi işlerlik ve süreklilik kazanamaz. Sendika düşmanlığına son verilsin. Örgütlenme suç değil haktır. Basın, yayın, propaganda önündeki tüm engeller kaldırılsın. Antidemokratik uygulama ve yasaklara hayır! Siyasal demokrasinin önü açılsın!

Yorumlar kapalıdır.