Pandemi sürecinde eğitim emekçileri

Pandemide eğitim süreci bir yılı aşkın süredir çeşitli aksaklıklar ve zorluklarla devam ediyor. 16 Mart 2021 günü sadece bir önlem olarak bir haftalığına kapatılacak denilen okullar neredeyse hiç açılmadı ve eğitim-öğretime “uzaktan eğitim” uygulamalarıyla devam edildi.

AKP iktidarının ülke yönetiminde en başarısız olduğu alan hiç kuşkusuz ki eğitim alanıdır ve de bu başarısızlık pandemi sürecinde iyice ortaya çıkmış durumda. Eğitim alanını, iktidara geldiği ilk andan itibaren gerici-ırkçı fikirlerini topluma aktarmanın bir aracı olarak kullanan AKP iktidarı, eğitim politikalarını yapboz tahtasına çevirdi. Bu nedenle de eğitim politikaları her kriz döneminde içinden çıkılamaz bir noktaya geldi.

Elbette iktidarın gerici ideolojisine hizmet eden ve bu yüzden ortaya çıkan hatalı uygulamalardan en olumsuz etkilenen kesim öğrenciler ve velileri oldu. Yeterli ve nitelikli eğitim hizmetlerine ulaşamayan öğrenciler arasında sınıfsal farklılıklar nedeniyle birçok eşitsizlik ortaya çıktı. Zaten sınıfsal farklılıklar nedeniyle normal zamanlarda da olan eşitsizlikler pandemi sürecinde iyice gün yüzüne çıktı. Bir yanda özel derslerle ve yeterli teknolojik araçlarla, neredeyse hiç kapatılmayan özel okullarda eğitim alan öğrenciler; diğer tarafta internet, tablet, bilgisayar imkânlarından yoksun milyonlarca öğrenci…

AKP iktidarının uyguladığı ve pandemi sürecinde iyice katmerlenen yanlış eğitim politikalarından etkilenen ikinci kesim ise hiç şüphesiz eğitim emekçileri oldu. Birçok eğitim emekçisinin canından olduğu bu süreçte toplumun eğitim emekçilerine olan bakışı da iktidar tarafından bilinçli olarak olumsuz bir kanala doğru yönlendirildi.

Pandemi sürecinde fabrikaların çarkları hiç durmadı, bütün emekçiler ölüm pahasına zorla çalıştırıldı. İşte böylesi bir süreçte iktidar mensuplarının ve iktidar yanlısı basının çarpıtmalarıyla eğitim emekçileri, çalışmadan para alan, rahat, tembel bir kesimmiş gibi gösterildi. Halbuki gerçek böyle değil. Uzaktan eğitim uygulamalarıyla eğitim-öğretim faaliyetlerine devam eden eğitim emekçileri, normal uygulamalarından daha fazla emek harcamakta. Hiçbir hazırlık yapılmadan, birden, uzaktan eğitim araçlarıyla eğitim faaliyeti yapmaya başlayan eğitim emekçileri bir yandan adaptasyon sorunlarıyla uğraşırken diğer yandan da öğrencilere etkili ve nitelikli eğitim verebilmenin yollarını kendi başlarına bulmak zorunda kaldılar. İşlerini tam anlamıyla evlerine taşıyan birçok eğitim emekçisi oldukça olumsuz bir dizi durumla karşılaştı. Uzaktan ders verirken çocuğu balkondan düşerek ölen eğitim emekçisi çiftin yaşadığı, bu zorluklardan en acı vereniydi.

Ara ara okulların açıldığı dönemlerde ise bu kez başka olumsuzluklar eğitim emekçilerini vurdu. Bilindiği üzere Covid-19 virüsünü taşıyan ve en az belirti gösteren kesim çocuklar ve gençlerdir. Hiçbir aşılama yapılmadan okulların açılması ve eğitim-öğretim faaliyetlerine başlanması birçok eğitim emekçisinin Covid-19 virüsüne yakalanıp ölmesine neden oldu. Milli Eğitim Bakanının eğitim emekçilerinin okullar açılmadan aşılanacağına ilişkin yaptığı açıklamalar tıpkı Sağlık Bakanının yaptığı açıklamalar gibi yalan çıkmıştır.

Son dönemde uzaktan verilen derslere öğrencilerin katılmaması durumunda eğitim emekçilerinin ücretlerinin kesileceği yönündeki uygulamalar da eğitim emekçilerinin haklarına yönelik bir saldırı niteliğindedir. Bir yandan AKP iktidarının yanlış politikaları, diğer yandan öğretmenlik mesleğini yıpratmaya, değersizleştirmeye yönelik adımlar ve de eğitim emekçilerinin haklarına yönelik saldırılar… Kriz dönemlerini emekçilerin haklarını gasp etmek için fırsat bilen sermaye iktidarlarına karşı eğitim emekçilerinin en önemli silahları örgütlü mücadeleleri olacaktır. Pandemi sürecinde eğitim alanında yaşanan tüm olumsuzlukların nedeni de eğitim emekçilerinin örgütlülüklerinin zayıflığıdır. Ölümlere, hastalıklara, hak gasplarına, itibarsızlaştırmalara karşı eğitim emekçileri örgütlü bir mücadele yürütmelidir.

Yorumlar kapalıdır.