İşçiler için zor koşullar yaratan pandemi patronların yüzünü güldürdü

Pandemi süreci bize iktidarın işçilere karşı nasıl bir politika izlediğini açık seçik bir biçimde gösterdi. İşçi ve emekçiler hastalığa karşı tüm yasaklardan muaf tutuldular, işsizlik fonunda biriken paraların büyük çoğunluğu sermayeye harcandı, ekonomi politikaları yüzünden artan enflasyon karşısında ücretler eridi. Bütün bunların yanında Kod-29 ve ücretsiz izin zulmü ile patronların ellerine, mücadele eden işçilere karşı güçlü silahlar verildi ve devletin imkânlarıyla mücadeleler engellenmeye çalışıldı.

Patronlar açısından bakarsak pandemi, fırsatlar ve katbekat artan kârlar anlamına geldi. 2020 yılında sözleşmeli işçilerini çıkartan SASA fabrikası yüzde 90 büyüdü, Ford’un kârı yüzde 115 arttı; Sarkuysan’da bu oran yüzde 179, Arçelik’te yüzde 202, Türk Traktör’de ise yüzde 592 gibi rakamlara ulaştı. Sayfalarca uzatılabilecek birçok şirket bu kârı ve büyümeyi işçileri mahkûm ettikleri düşük ücretler ve iktidarın işçi ve emekçilerin hayatını zorlaştıran politikaları sayesinde yaptı.

Elbette her şey sessiz sedasız olmadı. Pandeminin başından itibaren birçok fabrika ve işyerinde işçi ve emekçiler patronların ve iktidarın saldırılarına rağmen çeşitli şekillerde mücadele ettiler ve etmeye devam ediyorlar. Bel Karper, Hakan Plastik, Nedex Kimya, Baldur, Mestaş fabrikaları dayatılan düşük ücretlere ve kötü çalışma koşullarına karşı grev kararı aldı ve greve devam ediyor.

Termokar, Atılım Desen, Adkotürk işçileri ise sendikalaştıkları için ücretsiz izin ve işten çıkarılmayla karşı karşıya kalmışlardı. Direnişe başlayan işçilerin mücadeleleri tüm kararlılığı ile sürüyor. Angel Halı işçileri de yine sendikalaştıkları için Kod-46 ile işten çıkarılmış ve direnişe geçmişlerdi. Direnişlerinin sonunda Kod-46 kararını iptal ettirdiler ve tazminatlarını alarak zafer kazandılar. Ecocold fabrikasında ve Bayraklı Belediyesi’nde ise işçiler kötü çalışma koşullarına karşı uyarı eylemleri yaparak, hakları için mücadele edeceklerini belirttiler.

Bu mücadelelerdeki en önemli ortaklık ise patronların sendikaya ve sendikalaşmaya karşı saldırıları. İşçi ve emekçilerin anayasal hakları olan sendikalaşmaya karşı patronlar her yerde bütün hukuksuz yolları deniyorlar. Pandemide bu yolun iki aracı da ücretsiz izin ve Kod-29 oldu. Mücadeleler bu hukuksuzluğa karşı da sürmekte.

Patronlar pandeminin onlara sağladığı birçok imkânı bırakmamak için ellerinden geleni yapacaklar. Bu konuda onların yanında olan iktidar da tıpkı yasaklarda olduğu gibi normalleşme sürecinde de işçilerin değil patronların arzularına cevap vermeye devam edecek. Bu imkânları yalnızca Türkiyeli patronlar için değil çok ihtiyaç duyduğu yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekmek adına da sunacak. Eğer karşı konulmaz ise işçi ve emekçilerin son haklarına saldırmaları da kaçınılmaz.

Tüm bu şartlar altında; Türkiye’nin büyüdüğü, pandeminin artık sorun olmaktan çıktığı masallarının anlatılmaya başlanacağı önümüzdeki günlerde, gerçeği ortaya çıkarmak ve haklarımızı almak bizim elimizde. Onun için işçi ve emekçilerin mücadelelerini birleştirmeleri bugün her zamankinden daha elzem.

Yorumlar kapalıdır.