Yunanistan’dan ABD’ye işçiler grevde
Yunanistan’da motokuryeler 25 Eylül günü 24 saatlik greve çıktı. Kuryelerin çalıştığı teslimat firması eFood, kuryeleri esnaf kurye modeline geçirmek (yani kuryeleri şahıs şirketi kurmaya zorlayarak sigorta, maaş, tazminat gibi sorumluluklardan kurtulmak) istiyordu. Kuryelerin büyük tepkisi ve direnci, şirkete geri adım attırdı ve şirket bu kararından vazgeçti. Kuryeler yalnızca bu esnaf kurye modelini değil, güvencesiz ve güvensiz çalışma koşullarını protesto ediyorlar. Zira işçilerin talepleri arasında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalışanların kadroya geçmesi, sosyal güvenlik haklarının verilmesi, iş güvenliği tedbirlerinin alınması ve hız ve performans baskısına son verilmesi bulunuyor. Gerek motokuryelerin çalışma koşullarına gerekse de esnaf kurye dayatmasına Türkiye’de Yemeksepeti işçilerinin sendikalaşma mücadelesinde tanık oluyoruz.
Washington, ABD’de ücretlerini artırmak ve sağlık, emeklilik gibi sosyal haklarını savunmak için greve çıkan binlerce marangoz, hem patronlara hem de sendika bürokrasisine karşı mücadele veriyor. İşçiler, sendikanın desteklediği dört yıllık iş sözleşmesini reddederek grev kararı aldılar. Çünkü sendika liderlerinin “tarihi” olarak değerlendirdiği sözleşme, giderek artan barınma ve yaşam giderleri ve hayat pahalılığı karşısında işçilere insanca bir yaşam vaat etmiyordu. Sendikanın kapalı kapılar ardında imzaladığı anlaşmalara göre “greve çıkamayacak” şantiyeler olduğu ortaya çıktı. Bu dayatmayla sendika, grevi yalnızca birkaç şantiyeyle kısıtlı tutarak sabote etmeye çalıştı. Dahası, sendikanın belirlediği şantiyeler dışında greve çıkacak işçilerin sendikadan atılacağı, işini kaybedeceği ve para cezası alacağı tehditlerinde bulundu.
İşçilerin teşhir ettiğine göre yozlaşmış sendika bürokratları çok yüksek maaşlar alıyor ve sendikanın sağlık ve emeklilik fonlarını yağmalıyor. Bu nedenle işçiler, hak taleplerinin yanı sıra sözleşme görüşmelerinin şeffaf bir şekilde yapılmasını ve sendika liderlerinin maaşlarının düşürülmesini de istiyorlar. Bu grevle kazanacakları zaferin başka sektörlerdeki işçiler için de bir kazanım olacağını düşünen marangozlar, ABD’de son zamanlarda yaşanan grev dalgasını işaret ederek tüm işçileri dayanışmaya ve birlik olmaya davet ediyorlar.
Geçen ay işçilerin greve çıktığı bir diğer ülke de Uruguay oldu. Sendika konfederasyonu PIT-CNT’nin çağrısıyla 15 Eylül’de ülke genelinde düzenlenen 24 saatlik grevde binlerce işçi, Luis Lacalle Pou hükümetinin kemer sıkma politikalarına karşı sokağa çıktı. Lacalle Pou 2020’de göreve geldiğinde yaptığı ilk işlerden biri kamu harcamalarında kesintiye gitmek olmuştu ve kemer sıkma uygulamaları pandemiyle birlikte derinleşmişti. Uruguaylı emekçiler, geçen yıl neoliberal tedbir paketi olarak yürürlüğe giren Acil Değerlendirme Yasası’nın kaldırılmasını istiyorlar.
Dünyanın dört bir yanında direnen işçiler, kalıcı ve gerçekçi bir çözümün adresini gösteriyor.
Yorumlar kapalıdır.