Pandemi dolayısıyla kapatılan ve online olarak eğitime devam eden üniversitelerin 2021-2022 eğitim döneminin yüz yüze yapılacağı açıklandıktan sonra öğrenciler ev veya yurt arayışına geçtiler. Öğrenciler, özellikle İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerde artan öğrenci sayısından ve yetersiz barınma olanaklarının KYK yurtları tarafından karşılanamamasından dolayı özel yurt, apart veya ev kiralamak zorunda kalıyorlar. Bu durumu fırsat bilen özellikle ev sahipleri çok yüksek kiralar karşılığında evlerini kiraya vermeye başladılar. Zaten artan enflasyon ve sürekli hale gelen zamlardan dolayı geçinmesi zor olan öğrenciler yüksek kiralar ve yurt-apart fiyatları karşısında harekete geçtiler.
Barınamıyoruz Hareketi’nden öğrenciler, yüksek konut kiraları ve yurt-apart fiyatları karışışında 20 Eylül gecesi Yoğurtçu Parkı’nda nöbete başladılar. Kısa sürede özellikle İzmir ve Ankara başta olmak üzere başka illere de sıçrayan bu hareketin karşısında devlet de sessizliğini bozup sert şekilde müdahaleye geçti. Özellikle farklı eğilimler ve kesimlerden destek gören bu harekete ailelerin de desteğinin önemli ölçüde artmasından dolayı yeni bir “Gezi” endişesine kapılan hükümet çok geçmeden baskıcı politikalarını burada da gösterdi. Çeşitli yerlerde yüzlerce öğrenci işkence ile gözaltına alındı ve bir araya gelmeleri engellenmek istendi. En ufak bir kıvılcımın büyümesinden ve gerçekten “başa bela” olmasından korkan Soylu ve ekibi, harekete katılan öğrencileri, “terörist” olmakla suçlayıp toplum gözünde marjinalleştirme çabalarına girdi.
3 milyon öğrenciye sadece 700 bin kapasiteli KYK yurtlarında barınma imkânı tanıyan devlet, öğrencileri fahiş fiyatlarda ev tutmaya zorluyor. Sadece İstanbul’da yüz binlerce konutun boşta beklediğini biliyoruz. Buna rağmen öğrenciye, 3-4 tanesi yan yana gelip (aynı cinsiyetten!) ev tutmayı reva gören iktidara ve politikalarına karşı taleplerimizi yükseltmeliyiz.
Bizler biliyoruz ki, hem emekçinin hem de öğrencinin konut kiralarındaki bu fahiş artışları karşılayabilecek maddi gücü ülkemizde yoktur. Bunun için konut kiralarının acilen belediyeler ve hükümet tarafından taban ve tavan fiyatları tespit edilerek denetim altına alınması, yandaş müteahhitlerin elinde yıllardır boşta duran on binlerce konutun derhal kamulaştırılıp öğrenci ve emekçi için kullanıma açılması gerekir. Öğrenciler için yeni ve sağlıklı barınılabilecek yurtlar yapılmalı ve yurtlardaki barınma ve yemek masrafları tamamen devlet tarafından karşılanmalıdır. İşçinin de öğrencinin de gündemindeki bu elzem sorunun çözümü de işçi ve öğrencinin el ele vermesiyle mümkündür.
Yorumlar kapalıdır.