Görevden alınan Kadıköy Belediyesi işçi temsilcisiyle söyleşi

Kadıköy Belediyesi çalışanı, DİSK/Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası 1 No’lu Şube’ye bağlı dokuz işçi temsilcisi, 18 Şubat günü bürokratik yöntemlerle ve işçi demokrasisi hiçe sayılarak temsilcilik görevinden alındı. Görevden alınan işçilerden Ayşecan Ay ile sürecin nasıl geliştiğini ve ayrıca ek protokol talepleri üzerine konuştuk. Söyleşiyi okurlarımızla paylaşıyoruz.

Söyleşi: Kadın Dayanışması

Belediye işçileri olarak, yüzde 115 enflasyon karşısında mevcut yüzde 8 zamma itiraz ederek ek protokol talebinde bulunuyorsunuz. Sendika yönetimi bu talebinizi nasıl karşıladı/karşılıyor?

Ek protokol üç aydır gündemdeydi. İtirazla karşılaşmadık ama “Başkanla görüşmeyi bekleyelim”, sonra “Başkan SODEMSEN’le görüşecekmiş, bir hafta da onu bekleyelim” diye diye aylarca vakit kaybettik. Ek protokolün ne olduğunu anlatan bir bildiri basıp dağıtmak istedik işçiye, onun için bile “Bekleyin” dendi. Güç bela dağıttık. Dağıtırken de işçinin, durumunun artık iyileştirilmesi için eylemselliğe hazır olduğunu gördük. İnsanların canına tak etti çünkü. Bir yandan grev deneyimi nedeniyle haklı olarak şüpheci ve mesafeliler sendikaya, bir yandan da yeniden güven kazansın diye şans veriyorlar aslında. Bence o şansı kullanamadı sendika. Daha o hafta belediye binasının önünde, basın mensuplarını davet ederek basın açıklaması yapalım istiyorduk, ardından iş bırakma belki. Sonra attıkları bir video ile öğrendik ki belediyeden uzakta, kimsenin haberi olmadan bir tür açıklama yapılmış. “Yaptık mı, yaptık.”

Geçen TİS’te yüzde 8 zam aldık zaten, daha ne kadar kötü olabilir, zincirlerimizi mi kaybederiz?

Genel-İş Genel Merkezi’nin bu tutumunu neye bağlıyorsunuz? Ek protokol talebini sahiplenmeme gerekçeleri nedir?

Son temsilci toplantısına gittiğimizde TİS daire başkanı Çetin Çalışkan şube yönetimiyle birlikte oturuyordu. 1-1,5 saat kadar o konuştu, grevde olan biteni izah etmeye çalıştı. Ek protokolü sorduğumuzda ise genel merkezin, TİS’ine bir yıldan az kalmış yerlerde ek protokol yapılması taraftarı olmadığını çünkü ek protokol ile iyileştirme olursa işverenin “Zaten verdim” gibi bir yaklaşımla TİS’te bir şey vermeyeceğini söyledi. Bu kararı da şubelere yazılı olarak bildirmiş, bir bizim haberimiz yok. Bir de o kadar sorunlu bir yaklaşım ki! Birincisi, ek protokol ile TİS’in ne ilgisi var? Ek protokol, ücretlerimizin normal bir seviyeye çekilmesini sağlayacak. TİS masasında ancak o normal üzerinden pazarlık edebiliriz. Kurban pazarlığı etmiyoruz burada. Bu ayrımı ortaya koyup bunda ısrar etmek sendikanın göreviydi. İkincisi, “Ek protokol alırsak TİS’te bir şey alamayız” yersiz bir endişe çünkü geçen TİS’te yüzde 8 zam aldık zaten, daha ne kadar kötü olabilir, zincirlerimizi mi kaybederiz?

Bir yandan ücretlerin iyileştirilmesi talebinde bulunurken bir yandan da sendika bürokrasisine karşı mücadele ediyorsunuz. Bu mücadelede nasıl baskılarla karşı karşıya kalıyorsunuz?

Görevden alındık. O noktaya gelene kadar da muhalif seslere, eleştirilere tahammülsüzlükleri aşikârdı. Toplantıda “Sen sus!” demeler, isim isim hedef göstermeler, “Ortalığı karıştırmak için yapıyorsunuz” gibi ithamlar… Sendika bürokrasisi her zaman, kendi ifadeleriyle “birlikte rahat çalışabileceği” temsilcileri tercih ediyor. Bir sorun varsa da “Kol kırılır, yen içinde kalır” anlayışı. Biz bunun tam tersiyiz. Bir sorun varsa oturup tartışacağız, ileri adım atması için kendi örgütümüzü de eleştireceğiz ve yen içinde kalmayacak. Bir olmak, birlik olmaktan aynı şeyi anlamıyoruz. Biz çoğulculuktan beslenen insanlarız ama oradan bakınca zorlayıcı, kötü bir şey gibi görünüyor galiba. O yüzden tehdit gibi, saldırı gibi algılanıyor.

DİSK’i protesto eden temsilciler olarak görevden alındığınızı nasıl öğrendiniz? Görevden alınma öncesi herhangi bir uyarı vb. iletilmiş miydi? Kaç kişi görevden alındınız? Görevden alınmanızla ilgili ne gerekçe gösterildi?

Bunu cevaplamadan önce bir konuya açıklık getirmem gerek. Evet, sendikaya ve konfederasyona tabandan ciddi bir tepki var ama biz oraya DİSK’i protesto etmek amacıyla değil, ek protokol talebimizi yükseltmek amacıyla gittik. Sesimizi duyurabileceğimiz en iyi yer orasıydı. Daha kime gidelim, kime anlatalım? Bu denli duyulmayacağını tahmin etmedik. “Biz konfederasyon olarak haklı talebinizi duyuyoruz, sendikanızla görüşeceğiz” denmesi yeterliydi. Bu, tabanın dövizlere de yansıyan öfkesini bir nebze hafifletirdi ama tam aksi yönde takınılan tutum, işçinin iradesine, talebine ses olan temsilcilerin tasfiye edilmesi tepkiyi daha da artırdı.

DİSK’in söz konusu eylemi 16 Şubat Çarşamba’ydı. Biz 18 Şubat Cuma öğlen, şube yöneticileri ve temsilcilerin bulunduğu WhatsApp grubuna atılan bir isim listesi ve “görevden alınmıştır” ibaresiyle öğrendik görevden alındığımızı. Epey hızlı oldu yani. Herhangi bir açıklama yapılmadı, gerekçe gösterilmedi. Üç dakika sonra da WhatsApp grubundan çıkarıldık zaten. Sonra da isim benzerliği nedeniyle yanlışlıkla çıkardıkları arkadaşımız haricinde kimseyi arayıp bir açıklama yapmadılar. Öncesinde bir uyarı olmadı. “Sizinle görüşeceğiz” bir tür uyarı sayılabilir tabii. Bu şekilde görevden alınan dokuz temsilciyiz.

Bizi DİSK’in mirasını itibarsızlaştırmakla itham edenler var fakat bize göre o devrimci miras asla bürokrasinin bekası olamaz.

Bu son gelişme sonrası nasıl bir yol izlemeyi planlıyorsunuz?

Kendi adıma, olayın gerçekliğini idrak etmekte zorlanıyorum hâlâ. DİSK’e bağlı bir sendikada bunu yaşıyor olmak çok üzücü geliyor. Yeni TİS taslağının eli kulağında. Ona yönelik çalışma yürütmeye aylar öncesinde başlamıştık. Muhalif sesleri tasfiye ederek daha rahat, pürüzsüz bir TİS süreci geçirmeyi amaçlıyorlar sanırım. Fakat ikinci bir tasfiye dalgası olmazsa içeride yoldaşlarımız var hâlâ. Dolayısıyla daha iyi bir sözleşme imzalanması için çalışmaya devam edeceğiz. Onun haricinde bir açıklama, daha doğrusu savunma, özeleştiri bekliyoruz. Yok, siyasi iktidarla aynı yaklaşımı benimseyip aynı yöntemlere başvurmakta sorun görmüyorlarsa, geldiğimiz nokta gerçekten buysa çok yazık. Bizi DİSK’in mirasını itibarsızlaştırmakla itham edenler var fakat bize göre o devrimci miras asla bürokrasinin bekası olamaz.

***

Editörün önerileri:

Yorumlar kapalıdır.