Yapılması gereken: “Çocukların güvenli ortamlarda yaşamalarını sağlamak”

Savaş ve çocuk! İkisi yan yana geldiğinde çok da güzel şeyleri çağrıştırmıyor. Şüphesiz savaştan en çok etkilenen ve mağdur olan grupların başında çocuklar geliyor. Savaş açıkça en yakıcı etkilerini çocuklar üzerinde gösteriyor. Daha önce Suriye savaşında gördüklerimizi şimdi Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalinde görüyoruz. Çocuklar savaşın gölgesinde silah seslerine, bombalamalara, patlamalara ve ölümlere tanıklık ediyorlar. Bir savaş suçu olmasına rağmen Rusya tarafından çocuk hastaneleri bombalanmakta. Çocuklar metrolara sığınmak zorunda bırakılmakta. Çocuklar için savaş; ölüm, sakat kalma, çocuk asker olarak kullanılma ya da yerinden edilme anlamına gelmektedir. UNICEF, Save the Children gibi çocuklar üzerine çalışmalar yürüten uluslararası mekanizmalara göre, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalinde bugüne kadar (26 Mart) 78 çocuk yaşamını yitirdi, 105 çocuk yaralandı. 3,5 milyona yakın insan yerini terk ederek komşu sınır ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Yine UNICEF raporlarına göre yerini terk edenlerin 1 milyonunu çocuklar oluşturmaktadır. Bunların birçoğu Polonya, Romanya, Macaristan, Slovakya ve Moldova’ya sığınmıştır. Yerini terk edenlerin çoğunluğunu ise kadınlar ve çocuklar oluşturmaktadır. Göç yollarında kız çocuklarının birçoğu ya kaçırılmakta ya da cinsel şiddete uğramaktadır. Bu çocukları şiddet, istismar ve sömürü riski beklemektedir. Save the Children’ın açıklamalarında çocukların bir kısmının aile desteği olmadan ülkelerini kendi başlarına terk ettikleri belirtilmektedir. Çocukların çoğu 14 yaşın altında ve psikolojik sıkıntı yaşamaktadır.

Rakamların dili

Rakamların dilini konuşmak ne kadar sıkıcı olsa da çocukların birçoğu savaş yüzünden okulu terk etmek zorunda kalıyor, hayatta kalabilmek için başka ülkelere göç etmek zorunda bırakılıyor. Geldikleri ülkelerin yeterli çocuk koruma politikaları yoksa bu çocukları şiddet, istismar, nefret söylemi, ucuz işgücü ve yoksulluk gibi durumlar beklemekte. Bu durum Türkiye gibi bir ülkede kendini daha da çok hissettirmektedir.

Şimdi çok yeni olduğu için bütün gözler Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgaline çevrilmiş durumda. Ancak daha önce Suriye’de yaşanan savaştan dolayı da çocuklar aynı durumu yaşamak zorunda kaldılar. Bu savaşın en mağduru yine çocuklardı. Save the Children’ın yaptığı açıklamaya göre, Suriye genelinde oğlan ve kız çocukların güvenli olmayan kamplarda korkunç koşullar altında yaşadığı belirtilmektedir. Bu çocukların birçoğu yeterli beslenemedikleri için belli hastalıklar yaşamaktadır. 2021 yılında Suriye’nin kuzeybatısındaki 15 okula çeşitli saldırılar düzenlenmiştir. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, geçen yıl en az 2,4 milyon Suriyeli çocuk okula gitmemiştir. Toplam 6,5 milyon oğlan ve kız çocuğun insani yardıma ihtiyacı vardır.

Afganistan, Yemen, Irak, Somali…

Save the Children’ın “Çocuklara Karşı Savaş” raporunda, 2020 yılında 337 milyona yakın çocuğun silahlı grupların ve çocukları askere alan hükümet güçlerinin kontrolü altındaki bölgelerde bulunduğu açıklanmaktadır. Bu çocukların yaklaşık 200 milyonunun dünyanın en ölümcül savaş bölgelerinde yaşadığı ve bu sayının bir önceki yıla göre yüzde 20 arttığı belirtilmektedir. Rapora göre dünyada her altı çocuktan biri savaş ve çatışma bölgesinde yaşamaktadır. Bu çocuklar askere alınma, yaralanma ve öldürülme riskiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Afganistan, Kongo, Irak, Yemen, Mali, Nijerya, Somali, Güney Sudan, Suriye ve Orta Afrika Cumhuriyeti, rapora göre çocuklar için en tehlikeli 10 ülke arasında yer almaktadır.

Çatışma ve savaş bölgelerinde çocuk olmak cidden çok zor bir durum. Bu bölgelerde çocuklar şiddetin ortasında güvenli ortamlarda yaşayamamaktalar. Savaş çocuklar için yeterli beslenememe, sağlık hakkından mahrum bırakılma, okul terki, yerinden edilme ve travma sonrası stres bozukluğu demektir. Bugün çocuklar için en temel hak yaşama hakkıdır. Çocukların savaşa tanıklık etmedikleri bir dünya kurmamız gerekiyor. Şiddetin ve savaşın sorumlusu dünya kapitalizmini ortadan kaldırarak çocukların güvenli ortamlarda özgürce yaşamalarını sağlamalıyız.

Yorumlar kapalıdır.