Depremzede çocuklara yönelik hak ihlalleri önlenmeli!

6 Şubat’ta Maraş merkezli meydana gelen ve 10 ili etkisi altına alan depremlerde resmi açıklamalara göre 40 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Yüz binin üzerinde ise yaralının olduğu belirtiliyor. Kuşkusuz depremden en çok etkilenen grupların başında ise çocuklar gelmekte. UNICEF’in yaptığı açıklamaya göre Türkiye’de 10 ilde yaklaşık 4,6 milyon çocuk farklı biçimlerde depremden etkilendi. Bu açıdan öne çıkan önemli sorunlardan birisi ise refakatsiz kalan çocuklar ve/veya hakkında arama ilanı verilen kayıp çocuklar oldu.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 15 Şubat’ta yaptığı açıklamada depremin ardından refakatçisi olmayan 1396 çocuktan 1114’ünün kimliğinin belirlendiğini açıkladı. Bu çocuklardan 508’i ailelerine teslim edilirken, toplam 282 çocuğun ise kimliği tespit edilemedi. Deprem bölgesinde kaybolan ve farklı şehirlerdeki hastanelere gönderilen ya da kayıp çocukların bilgilerinin tamamı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında toplanmalı ve tüm bilgiler çocuk hakları örgütlerinden hukukçulara, sağlıkçılardan toplumun tüm kesimine kadar şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır. Afet Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi’nin belirttiği gibi refakatsiz çocukların güvenliği, olası kaybolmaların önlenmesi ve halihazırda travmatize olmuş çocukların ve yakınlarının kaygı düzeylerinin daha da artmaması için doğru kayıt-takip sürecinin işletilmesi ve çocukların resmi kurumlara ve görevlilere teslim edilmesi kritik önem taşıyor.

Enkazdan kurtulan çocukların ailelerine ulaştırılması konusunda da ciddi sorunlar mevcut. Aileler çocuklarını hastanelerde ararken, tedavi gören çocukların ailelerine ulaşmalarında zorluklar yaşanıyor. Refakatsiz çocukların kaçırıldığına dair spekülasyonlar da artmakta, çocukların birtakım tarikatlara verildiği bilgisi ortalıklarda dolaşmakta. Üstelik Bakanlık, 20 depremzede çocuğun İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından ayarlanan evlere yerleştirildiğini doğruladı. Dahası, Diyanet İşleri Başkanlığı evlat edinilecek çocukların istismarını olağanlaştıran ve yasalara aykırı bir açıklamada bulundu. Devlet, ayrımcılık yapmaksızın depremden etkilenen tüm çocukların güvenliğinden sorumludur ve çocukların tarikatların eline bırakılması kabul edilemez. Devlet ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, depremzede çocukları hak ihlalleri, istismar ve şiddete karşı korumakla ve gerekli uzman psikososyal desteği almalarını sağlamakla yükümlüdür.

Devlet kurumlarının yanı sıra, medyanın da bu süreçte çocuk hakları açısından önemli sorumlulukları mevcut. Depremden etkilenmiş ya da enkaz altından çıkarılan çocukların fotoğraf ve videoları sosyal medyada ve televizyon kanallarında yaygın olarak paylaşılıyor. Bu paylaşımlar kimseye bir şey kazandırmadığı gibi çocukların güvenliğini de tehlikeye sokmakta. Dahası, şu unutulmamalıdır ki çocukların güvenlik ve mahremiyet hakları vardır. O yüzden çocukları güçsüz, çaresiz ve acınası bireyler olarak gösteren, çocuğun kimliğini açık eden görseller paylaşılmamalıdır.

Diğer yandan, çocuklar için gönüllü olarak iyi niyetle yapılan birçok çalışma da var ancak doğru şekilde planlanmadığında bunların çocuklarda yeni travmalara yol açabileceği de asla göz ardı edilmemeli, bu konuda ilgili kurumların yönlendirmeleri mutlaka takip edilmeli. Afet Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi, afet bölgesindeki çocuklarla iletişimin nasıl olması gerektiğiyle ilgili gönüllüler için şöyle bir bilgilendirme yaptı: “Deprem bölgesindeki çocuklarla temas etmeden önce hazır hissettiğinizden emin olun. Kendinizi fiziksel ve psikolojik olarak hazır hissetmiyorsanız bulunduğunuz yerden destek çalışmalarına dahil olmaya gayret edin. Amacınız, göreviniz ve yetkinliğiniz, doğrudan çocuklarla çalışmak olmadığı sürece, çocukların talepleri ve ihtiyaçları konusunda mutlaka bir uzman desteği alın.”

Çocukların bir birey olduğu akıllardan çıkarılmamalıdır. Çocukların güvende olması ve yeni hak ihlallerinin yaşanmaması için çocukların nesne değil özne olduklarını, siyasi propaganda malzemesi haline getirilmemeleri gerektiğini ve önceliğimizin çocuklar olduğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir. Çocukların sadece afet dönemlerinde değil her dönemde korumamız gereken hakları vardır. O yüzden çocukların yüksek yararı için, çocuklarla birlikte bir çalışma hayata geçirilmelidir.

Yorumlar kapalıdır.