Özel sektörde çalışan eğitim emekçileri “Artık yeter” diyor!

Uzun süredir iktidarda bulunan AKP hükümeti, kendisinden önceki sermaye iktidarları gibi kamu hizmetlerinin özelleştirmesi konusunda üzerine düşeni yaptı. Üstelik tek başına ve de uzun süre boyunca iktidarda bulunmanın getirdiği avantajla kamu hizmetlerinin sermayeye peşkeş çekilmesi konusunda kendisinden önceki iktidarların başaramadığı pek çok özelleştirmeyi yaptı. Bu dönemde başta sağlık olmak üzere diğer tüm kamu hizmetleri büyük oranda özelleştirildi.

AKP iktidarının “başarılı” olduğu diğer bir peşkeş alanı da eğitim hizmeti oldu. Anayasada eğitim hizmetinin bir insan hakkı olduğu belirtilmesine rağmen AKP iktidarı eğitim alanını büyük oranda özelleştirdi. Mevcut verilere göre özel sektör ile kamu eğitim kurumlarının sayıları neredeyse eşitlenmek üzere. Bu da özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin sayısının her geçen gün artmasına ve bu emekçilerin sorunlarının gün yüzüne çıkmaya başlamasına neden oldu. Bugün özel sektörde çalışan yaklaşık bir milyon eğitim emekçisi uzun yıllardır görmezden gelinen sorunlarını örgütlü bir biçimde dile getirmeye başladı.

Özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin en önemli taleplerinden biri maaşlarının insanca yaşayabilecek bir seviyeye getirilmesi. Bugün özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin belirli bir taban ücreti bulunmamakta. Bu bağlamda pek çok eğitim emekçisi asgari ücretin altında maaşlara mahkûm ediliyor. Özellikle enflasyonun hızla yükselmeye başladığı son bir yılda bu durum özel sektör emekçileri için yaygın bir hal aldı. Patronların kâr hırsı yüzünden pek çok öğretmen bankaya yatırılan asgari ücretin bir kısmını işverenine elden geri veriyor.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi özel sektörde çalışan eğitim emekçileri için belirli bir taban ücret bulunmamakta. Bu nedenle özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin önemli bir talebi 2014 yılında kaldırılan “Taban Ücret” uygulamasının geri getirilmesi ve en azından kamu kurumlarında çalışan öğretmenlerden daha düşük ücret alınmaması.

Özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin bir diğer önemli talebi de iş güvenceleri ile ilgili olan sözleşme sistemi. Bugün özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin pek çoğu “Belirli Süreli Sözleşme” sistemi ile çalıştırılmakta. Bu sözleşme biçimi güvencesizliğin önünü açan, emekçilerin kıdem tazminatı hakkını tırpanlayan bir sözleşme biçimi. Sene başında bu sözleşmeler imzalanırken aynı anda tarihsiz bir istifa dilekçesi de alınıyor eğitim emekçilerinden. Bu sayede, eğitim emekçileri 10 ay çalıştırılıyor, 2 ay işsiz ve sigortasız bir şekilde “izne” çıkarılıyorlar. Bunun yanında tüm özel sektör öğretmenleri her sene sonunda işten çıkarılma ve yeni iş bulma kaygısını yaşamaktalar. Bu yüzden özel sektörde çalışan eğitim emekçileri “Belirli Süreli İş Sözleşmesi” ve 10 aylık sözleşme yalanına dur demekte, iş güvenceli bir çalışma talebini yükseltmekteler.

Özel sektörde çalışan eğitim emekçileri uzun mesailer ve tatil günlerinde ücretsiz çalıştırılma uygulamalarının kaldırılmasını da istiyor. Çalışma yasalarına göre bir çalışan haftada azami 40 saat çalıştırılabilir ve bu saatin üstünde çalıştırılma durumunda çalışanın izni istenir ve de bu çalışmalar fazla mesai ücreti gerektirir. Ancak özel sektörde çalışan eğitim emekçileri haftada 50-60 saate kadar çalışabilmekte. Ayrıca resmi tatil günlerinde çalıştırılma da yıllar içinde normalleşti. Patronların kâr hırsı nedeniyle az sayıda öğretmenle çok sayıda öğrenciye eğitim vermek sıradanlaştı, işyeri dışına taşan çalışma süreleri olağan hale geldi. Bu duruma “dur” demek isteyen özel sektörde çalışan eğitim emekçileri insanca çalışma süreleri ve fazla mesai ücretleri taleplerini yükseltmekteler.

Bu bağlamda, özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin kurduğu “Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası” yukarıda saydığımız talepleri dile getirmek için 30 Ağustos (Salı) günü Ankara’da bir miting gerçekleştirecek. Özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin yükselttiği bu sesi daha da büyütmek, eğitim emekçilerinin insanca yaşayabileceği bir ücret ve sosyal hak taleplerini yükseltmek, emekten yana tüm güçler için bir görevdir.

Ekin Can – Eğitim Emekçisi

Yorumlar kapalıdır.