Ukrayna’da bağımsız sınıf politikası

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi ve bunun devamında başlayan savaşta altı ay geride kaldı. Putin’in emperyalist, işgalci politikası karşısında devrimci Marksistlerin, enternasyonalistlerin nasıl bir tutum alması gerektiğine dair gerek bu sayfalarda gerek internet sitelerimizde detaylı materyaller ürettik.

Köşe taşlarını kısaca hatırlatmak gerekirse, ABD emperyalizminin Afganistan ve Irak yenilgileri ardından girmiş olduğu hegemonya krizinden faydalanmak isteyen Putin Rusya’sı, emperyal çıkarları uğruna Ukrayna’yı işgale girişti. Ancak Ukrayna halkının direnişi karşısında işgal girişiminden hızlı sonuç alamadı. Birçokları bu savaşı NATO-Rusya savaşı/vekalet savaşı olarak karakterize edip iki emperyal kamp arasından birinin yanında konum alma noktasına çekildi.

Ancak böylesi bir savaşta devrimci enternasyonalistlerin, emekçi halkların kapitalizmden bağımsız çizgisini savunanların tutumunun net olması gerekir. Bunun Rusya-Ukrayna savaşına uyarlanmış politikası da Ukrayna’da Rus işgaline, Zelenski iktidarına ve NATO’nun yayılmacılığına karşı mücadeleyi bir arada sürdürmekten geçer.

Neden mi?

Çünkü enternasyonalistler için politika üretirken ana görevlerden biri de ülkelerde devrimci partilerin inşasını ileriye taşımaktır. Bunun yolunun da burjuva kamplar arasında bir seçim yapıp, oportünizme saplanmaktan geçmediği aşikâr.

Ve en önemlisi de, böylesi bir politik çizginin Ukrayna’da karşılığının fazlasıyla olması.

İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) olarak bu politik hat doğrultusunda Ukrayna emekçi halkının mücadelesini desteklemek adına şu ana kadar birçok kampanya örgütledik, birçoğunun da içerisinde yer aldık. Enternasyonalimizden bir delegasyonu ülkeye göndererek Ukrayna sosyalistleri ve sendikalarıyla temaslar kurduk.

İşgalin başlangıcından bu yana bunun bir vekalet savaşı olduğunu ileri sürerek Putin’in yanında konumlanan dünya solunun pozisyonlarını “haklı” çıkarmak için ileri sürdükleri argümanlar kısaca, “Putin aşırı sağa karşı savaşıyor”, “Ukrayna nüfusu zaten NATO’cu”, “Ukrayna’da emekçi halk diye bir şey yok”, “Ukrayna’da Rus güçlerine karşı direnenler emekçiler değil” şeklindeydi. Ancak bunların gerçeği yansıtmadığını söylemek için elde çok fazla veri var.

Örneğin Ukrayna’daki mücadeleci sendikal önderlikler (demiryolu, maden, sağlık, inşaat, nükleer santral işçileri sendikaları vb.) tabanlarıyla birlikte bir yandan cephede, bölgesel savunma komitelerinde Rus güçlerine karşı direnişlerini sürdürürken, öte yandan da Zelenski iktidarının işçi düşmanı kararname ve yasalarına karşı da mücadele ediyorlar. Keza geçtiğimiz ay, Zelenski iktidarının hazırlamış olduğu, esnek ve güvencesiz çalışmanın önünü açan, işten çıkarmalarda keyfiyeti meşrulaştıran ve sendikal örgütlenmeyi, toplu iş sözleşmesi hakkını zorlaştıran 5161 ve 5371 numaralı kararnamelere karşı uluslararası bir kampanya örgütlediler ve ülke içerisinde de bu ve benzeri yasal düzenlemelere karşı mücadeleye devam ediyorlar.

İUB-DE heyeti Kiev’de Ukrayna Demiryolu İşçileri Özgür Sendikası lideri Aleksandr Skiba ve Dayanışma Kolektifi’nden Sergiy’le birlikte

Ayrıca yine ilişki halinde olduğumuz Dayanışma Kolektifi ve Sosyal Hareket gibi sol/sosyalist gruplar da bir yandan cephede ya da bölgesel savunma komitelerinde direnişlerini sürdürüyor. Bunun yanında da Ukrayna’da Rus emperyalizminden, NATO’dan ve Zelenski’den bağımsız bir alternatifi mümkün kılmak adına çalışıyorlar.

Kısacası, görmek isteyen gözler için Ukrayna’da böylesi bir kopuş programının karşılığı mevcut. Bizlere düşen, kötünün iyisine ya da kötünün daha da kötüsüne rıza göstermek istemeyen Ukrayna halkını politik ve örgütsel olarak desteklemeye devam etmek.

Yorumlar kapalıdır.