Altılı Masa, Türkiye’nin geleceği ve emekçiler
AKP iktidarında Türkiye’de emekçiler için hiçbir şey iyiye gitmedi. Eğitim sisteminden (diplomalı işsiz/diplomalı vasıfsız işçi cumhuriyetine döndük) konut sorununa (ev sahiplerinin nüfus içerisindeki oranı azaldı), emeğin milli gelirden aldığı paydan (2016’da emeğin payı yüzde 40,5’ken, 2022’de yüzde 25,4’e düştü) temel hak ve özgürlüklere büyük bir erozyon yaşandı. Bu tabloya iş cinayetleri, kadın haklarına saldırılar, ekolojik yıkım gibi daha pek çok başlık eklenebilir.
Ülkeye böylesi bir kaderi reva gören iktidara karşı muhalefetin normal şartlar altında tereyağından kıl çeker gibi iktidarı alması gerekirdi. Ancak şu anda düzen muhalefeti işçi emekçileri sarsan bunca soruna dair o denli sessiz kalıyor ki, çantada keklik olabilecek bir zafer sorgulanır bir hale geliyor. CHP’nin “İkinci Yüzyıla Çağrı” başlığı ile yayımladığı vizyon belgesi, Türkiye’de AKP iktidarının politikalarından yara alan hiçbir toplumsal kesim adına gerçekçi bir çözüm sunmadığı gibi heyecan dahi yaratmıyor.
İktidarın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik saldırısı ve Altılı Masa’nın buna geliştirdiği refleksler çok şey anlatıyor, çünkü muhalefet bu süreci, kitleleri geleceklerini kurmak adına seferberliğe çağırmadan yönetmek istiyor. Hal böyle olunca da iktidar için her türlü saldırıyı sürdürmenin hiçbir bedeli olmuyor. Muhalefet saldırılara karşı gerçekçi bir mücadele hattı kurmak yerine homurdanmakla yetinip iktidarın manevra alanını genişletiyor. AKP’nin her saldırısına karşı sandığı işaret eden bir muhalefete yapılan tüm kuraldışı müdahaleler cezasız kalmış oluyor.
Düzen muhalefeti AKP’nin yarattığı yıkımın nasıl onarılacağını anlatmaya ihtiyaç duymuyor, kendi içinde aday tartışması yapıyor. Muhalefetin gözünde, işçi ve emekçiler olarak, Erdoğan iktidarına karşı onların adaylarına oy vermeleri gereken koyunlardan ibaretiz. İBB’ye yönelik saldırı sonrasında gördüğümüz üzere Altılı Masa’nın adaylık tartışmalarının arka planını bu altı aktörün devlet bürokrasisini paylaşma tartışması oluşturuyor. Muhalefet, ülkenin zenginler adına yeniden paylaşımı için pazarlık yapıyor.
Biz ise Türkiye’deki sorunların patronlardan bağımsız bir emek cephesi ile çözülebileceğini vurguluyoruz. Altılı Masa aktörleri iktidarın yenilgiye uğratılması için her şeyi unutup Türkiye’nin geleceğine odaklanmamızı söyleyerek bizim gibi düşünenleri eleştiriyor. Oysa her şeyi unutup yalnızca ülkenin geleceğine odaklanmak ülkenin en acil sorunlarına çözüm üretmekten geçmez mi? Bugün Erdoğan’ın oy desteğini azalarak da olsa hâlâ koruyabiliyor olması ve devleti kontrol edebilmesi, Altılı Masa’nın ülkenin gerçek sorunlarına dair tek bir söz etmeyip koltuk savaşına girmesinden geliyor.
Her şeyi unutup ülkenin geleceğine odaklanmak gerekiyorsa bunun gerçekçi olan tek yolu emekçilerin bağımsız bir cephesini kurmaktan, emekçileri seferberliğe çağırmaktan geçiyor. Aksi her politika, Erdoğan’lı ya da Erdoğan’sız işçi düşmanı baskıcı rejimlere güç katıyor.
Yorumlar kapalıdır.