Yapay zekâ devriminin şafağında
Mikro işlemcilerde insanlık belki de şu ana kadar en büyük atılımını son yıllarda gerçekleştirdi. 3 nanometre boyutunda transistörlü işlemcinin, yani 3 hidrojen atomu boyutundaki insan üretimi mantık kapılarının endüstriyel üretimi başladı. Bu, daha 70 sene önce ilk bilgisayarı, 50 sene önce de ilk mikro işlemciyi bulan insanlığın aslında gücünü ve toplumsal zekâsını planlı bir şekilde kullanabilmesiyle neleri başarabileceğine dair inanılmaz bir kanıt. Bu kadar büyüleyici bir başka gelişime ise şu an tanıklık ediyoruz; o da yapay zekâ! Yeni çıkan uygulamaları, her an gündelik hayattaki işlerimizde bize daha pratik kullanım sağlarken belki de bazılarımızı işsiz bırakmaya yakın.
Yapay zekâ nedir?
Yapay zekâ (AI), makine veya bilgisayar sistemlerinin doğal dil, görme, işitme ve düşünme gibi insan benzeri özellikleri geliştirme yeteneğine sahip olmasıdır. Bu özellikler sayesinde makineler, insanlar gibi öğrenebilir, karar verebilir ve çeşitli görevleri yerine getirebilir. 1950’lerde Alan Turing ile gelişimi öngörülen bu teknoloji, artık hayatımızın bir parçası olma yolunda.
Neden gündemde?
Özellikle araçlarda kullanımı yaygınlaşan yapay zekâ teknolojisinin, son dönemde içerik üretiminde de geliştiğine son aylarda lanse edilen uygulamalarda tanıklık ediyoruz. DALL·E 2 ve benzeri uygulamalar ile metinden görsel oluşturmada deneysel olmalarına rağmen oldukça başarılı bir örneğini aşağıya ekledim. Geçtiğimiz günlerde kullanıma açılan ChatGPT ise doğal insan dilini anlayabilen ve oldukça ayrıntılı, insan benzeri yazılı metinler üretebilen, prototip diyalog tabanlı bir yapay zekâ sohbet robotu. Ve o kadar gerçekçi metinler oluşturuyor ki, kısa makale ve haberlerin üretimi için belki de yazarlara gerek kalmayacak.
Ama yapay…
Hepimizin son yıllarda maruz kaldığı “organikse makbul” söylemi şimdilik teknolojinin bu alanı için geçerli değil. Şimdiden araba kazaları ciddi oranda azalmaya ve uzun dönem hava durumu tahminiyle tarımdaki verimlilik artmaya başladı. Tabii tüm bunların sürekli hale gelebilmesi şu anki sistemle ne kadar mümkün, soru işareti barındırıyor çünkü planlı ekonomi ve buna uygun politikalar kapitalizmle mümkün değildir. Tüm bu yenilikler modern Ludistleri de ortaya çıkaracak ve asıl düşmanmış gibi işleri alan yapay zekâya saldıracaklar. Fakat asıl düşman nerede biliyoruz, değil mi?
Ne yapmalı?
Sonu belirsiz ama sürekli gelişmenin olduğu bu teknoloji veya sektör, aynı sermaye veya gücün kontrolü gibi eğer evriminde kamulaştırılamazsa, yüzyıllardır yaşadığımız sömürücü düzenin aracı, yani ona hizmet eder hale gelecektir. Özgür seçim hakkı gibi, bilginin demokratikleştirilmesi ve onu üreten araçların denetlenebilmesi insanların önündeki yıllarda ciddi bir mücadele ve sınav alanı; özellikle de tahmin edilemez şekilde gelişen yapay zekâ gibi alanlarda. Yeni yıla merhaba dediğimiz bu günlerde, umut ve mücadele dolu bir yıl dilerim, güç bizimle olsun.
Yorumlar kapalıdır.